Tekstil sanayiinde atık sorunu

İZMİR (İHA)- Ege Üniversitesi (EÜ) Fen Fakültesi Biyokimya Bölümü tarafından yürütülen bir projeyle, tekstil sanayii atık sularındaki zararlı azo boyar maddelerin etkilerinin minimuma indirilmesi planlanıyor.

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyokimya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nurdan Pazarlıoğlu danışmanlığında gerçekleştirilen Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) destekli "Tekstil Sanayi Atık Sularındaki Azo Boyar Maddelerin Biyokimyasal Giderimi" konulu proje ile endüstride arıtma tesislerindeki azo boyar maddelerin zararlı etkilerini ortadan kaldırılması amaçlanıyor.

Reklam
Reklam

Günümüzde 100 bin ayrı tür boyar maddenin çeşitli sektörlerde kullanıldığını belirten Yrd. Doç. Dr. Nurdan Pazarlıoğlu, "Cisimlerin kendilerini renkli hale getirmede uygulanan maddelere boyar madde denilmektedir. Azo boyar maddeler ise sentetik ve doğal tekstil lifleri, plastik, kağıt gibi geniş endüstriyel uygulama alanına sahip en önemli ticari boyar maddelerdendir. Birçok azo boyar madde kozmetik, gıda renklendiricisi olarak ve bakteriyel enfeksiyonlara karşı ilaçlarda kullanılır. Tekstil sanayiinde kullanılan azo boyar maddeler dünya pazarındaki tüm boyar maddelerin yüzde 60-70'ini oluşturmakta ve kullanılan boyar maddelerin yaklaşık yüzde 10-15'i de atık sulara geçmektedir. Hemen hemen tümü sentetik olan azo boyar maddelerin zararlı etkilerinin fiziksel ve kimyasal arıtmayla giderilememesi nedeniyle insan sağlığı ve ekolojik denge açısından tehlike oluşmaktadır" dedi.

Yılda 700 bin ton boyar madde üretilerek, tekstil, gıda, boya, ilaç sanayiinde yoğun bir şekilde kullanıldığını vurgulayan Pazarlıoğlu, "Bu maddeler, insan sağlığını kanserojen etkileri olması dolayısıyla tehdit etmekte, genetik değişimlere sebep olmakta, ekolojik dengeyi bozmaktadır. Almanya'da deri enfeksiyonlarına yol açtığı nedeniyle azo boyar madde ile boyanan kumaşların üretilmesi yasaklanmıştır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Atık sularda bulunan azo boyar maddelerin zararlı, toksik etkilerini klasik olarak uygulanan kimyasal-fiziksel yöntemlerle ortadan kaldırmanın mümkün olmadığını açıklayan Pazarlıoğlu, "Bu nedenle fakültemizde böyle bir proje başlatarak, biyolojik yöntemlerle bu zararlı etkileri ortadan kaldırmayı amaçladık. İlk aşamada laboratuvar koşullarında azo boyar maddeleri renksiz hale getirmek için ön çalışma yaptık. Aldığımız sonuçlar olumlu. Projemizin ikinci aşamasında ise renksiz hale gelen ürünleri inceleyerek, toksik etkilerini inceleyeceğiz. Bu safhada atık sulardan alacağımız örnekler üzerinde çalışacağız" dedi.

Projenin tamamlanmasıyla birlikte bu yöntemin azo boyar madde kullanan sanayi kuruluşlarında arıtma tesislerinde kullanılabileceğini açıklayan Pazarlıoğlu, bu sayede azo boyar maddelerin neden olduğu çevre kirliliğinin ortadan kaldırılabileceğini söyledi.