Nokia, cep telefonu sektörüne birçok yenilik ve teknoloji kazandırdı. Hatta şirket sadece yenilik ve teknoloji değil, şimdilerde dahi akıllı telefonlarımıza indirip oynadığımız, halk arasında yılan oyunu diye bildiğimiz Snake'i de günlük hayatımıza soktu. Nokia 3310 modeli ise birçok kişi için en unutulmaz modellerden biri olmayı başardı.
Günümüzde akıllı telefonlar hakkında birçok rapor elimize ulaşıyor. Bu raporlar, akıllı telefon şirketlerinin bazı pazarlarda veya global pazarda ne kadarlık bir sevkiyat gerçekleştirdiğini gösteriyor. Bir dönem ise cep telefonu pazarındaki satışları gösteren raporlarda, Nokia'dan sonraki markalara bakılırdı. Çünkü Nokia'nın adı hep ilk sırada yer alırdı. Diğerleri, Nokia'dan sonra gelirdi. Ancak Nokia, böyle geleceğe dair umut verici bir pozisyondayken, liderlik koltuğu da dahil olmak üzere yıllar içinde birçok şeyi kaybetti.
1990'lı yıllar boyunca Nokia, sadece bugünü değil, geleceği de düşünen bir firma oldu. Ürünleri üretiyor, ancak gelecekteki ürünlerinin kitlelere daha fazla hitap etmesini sağlamak için Ar-Ge dediğimiz araştırma ve geliştirme çalışmalarına ve pazarlamaya büyük yatırımlar yapıyordu. Böylece Motorola, Samsung ve Ericsson gibi rakiplerine karşı büyük avantaj sağlıyordu. Bu da şirketin rakiplerine karşı liderliğini sürdürmesinde önemli bir rol oynadı.
Nokia'nın 2007'de pazar payı yüzde 49.4'e ulaştı ve bu pay, onun cep telefonu sektörüne hakim olmasını sağladı. Nokia, Ar-Ge çalışmaları ve pazarlama yatırımları sayesinde 1998 ve 2008 yılları arasında en çok satan cep telefonu unvanını da elinde tutmayı başardı.
Her firma, çeşitli sorunlarla uğraşmak zorunda kalabilir. Dünyanın en çok satan cep telefonlarına imza atsanız da, dünyanın en çok cep telefonu satan şirketi olsanız da aniden ortaya çıkan sorunlarla yüzleşmek zorunda kalabilirsiniz. Nokia'nın başına gelen de buydu. Nokia'nın çöküşünü hızlandıran üç ana sorun vardı. Bunlar;
Şüphesiz şirkete en büyük darbeyi 46 milyon cep telefonu için çıkan geri çağırma kararı indirdi. Üstelik bu karar, iPhone'un tüm dünyanın ilgisini çeken tanıtımıyla aynı zamana denk geldi. Bu da darbeyi daha da sertleştirdi. Öyle ki şirketin kârı büyük bir düşüş yaşadı. Hatta ertesi yıl, toplu işten çıkartmalar yaşandı. Ancak tüm bunlar, sadece bir başlangıcı temsil ediyordu.
Nokia'nın diğer bir hatası, Apple'ı ve onun akıllı telefonu iPhone'u ciddi bir tehdit olarak görmemesiydi. Apple yazılımın önemine değinirken, Nokia yazılımın önemini ve potansiyelini fark edemedi. Şirketin odağı donanımdı. Ayrıca, tüketici sadakatine de güven söz konusuydu. Şirket yaygın bir görüşe göre, yeni akıllı telefon ve yazılım çağına pek uyum sağlamada da isteksiz davranıyordu. Bunların tamamı birleştiğinde ise düşüş kaçınılmaz oldu.
Nokia, Apple ve Samsung cep telefonu sektöründe varlığını hissettirmeye başladığında, bir dizi telefon çıkartarak rakiplerine yetişmeye çalıştı. Ancak çok geçti, Android ve iOS dönemi başlamış, akıllı telefon kavramı hayatımıza daha çok girmeye başlamıştı.
2010'a gelindiğinde, Nokia rakiplerinin gerisinde kaldı. 2013 yılında ise yazılım devi Microsoft, 7.2 milyar dolar ödeyerek Nokia'yı satın aldı. Microsoft, Nokia ile Windows Phone işletim sistemine sahip bir dizi akıllı telefon çıkardı. Ancak bu telefonlar, yine Apple ve Samsung'a yetişemedi.
Nokia, şu an HMD Global çatısı altında faaliyet gösteriyor. Eski, profilinden ise oldukça uzak. Şirket, şimdilerde Android işletim sistemine sahip telefonlarıyla endüstrideki rakipleriyle yarışıyor. Ayrıca Nokia, bir tablet dahi üretti. Anlaşılan o ki HMD Global'in, yeniden canlanmasını sağladığı marka ile daha birçok planı var. Tüm bu planları bekleyip göreceğiz.
Yazımızı, bir zamanlar Nokia CEO'su olan Stephen Elop'un gözyaşları içerisinde söylediği, kolay kolay akıllardan çıkmayan sözleriyle bitirelim;
“Yanlış hiçbir şey yapmadık ama bir şekilde kaybettik”