Prof Dr. Rasim Küçükusta'ya göre, uzun süre televizyon seyredilmesi çeşitli mekanizmalarla astımın oluşumunu ve ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Dr. Küçükusta, insanların zamanlarının çoğunu kapalı ortamlarda geçirmeleri sonucu, daha fazla allerjene maruz kaldıklarını belirtirken, ev içi ve dış atmosfer havasının kirliliğinin de astımına yakalanma riskini artırdığını söyledi. Küçükusta, doğal besinlerden uzaklaşma ve katkı maddeleri içeren besinlerin daha çok tüketilmesi, şişmanlık, çocuklarda fazla antibiyotik kullanılması gibi nedenlerin de bu artışta önemli faktörler olduğunu vurguladı. Küçükusta, uzun süre televizyon seyretmenin çocukların hareketlerini azalttığını belirterek, bunun da şişmanlığa zemin hazırladığını söyledi. Şişmanlığın, astım için önemli bir risk faktörü olduğunu ifade eden Küçükusta, göğüs duvarındaki yağlanmanın hava yollarını sıkıştırması ve akciğer volümlerinin azalması sonucunu doğurarak astım oluşumunu kolaylaştırdığını söyledi. Ayrıca, şişmanlarda yüksek olan 'leptin' isimli hormonun da astım için bir risk oluşturduğunu sözlerine ekledi. Dr. Küçükusta başta televizyon olmak üzere, mikrodalga fırın, telsiz telefonlar, cep telefonları, bilgisayar, yazıcı, fotokopi makineleri gibi artık pek çok evde bulunan elektronik aletin yarattığı elektromanyetik kirliliğin de astım oluşumunda önemli rolleri olduğunu belirtti. Küçükusta 'televizyon astımının' önlenmesi için bazı önerilerde de bulundu. Dr. Küçükusta bu önerilerini de şöyle sıraladı:
"Uzun süre ve yakın mesafeden televizyon seyredilmemesi, çocukların hareketsiz kalmaları önlenmeli ve spor yapmaya teşvik edilmeli, evlerdeki allerjen kaynakları ortadan kaldırılmalı, oturma ve yatak odalarında fazla elektronik alet bulundurulmamalı, çocuklar temiz ve güzel havalarda mutlaka dışarı çıkarılmalı".