Tendinit el-ayak, diz, dirsek kısaca eklem olan tüm uzuvlarda iltihap olarak görülür. Bu sebeple hastalık belirtileri dikkate alınmalı ve gerekli tedavi yöntemleri belirlenmelidir. Aksi takdirde iltihap kaynaklı daha kötü durumlar ile karşılaşabilirsiniz.
Tendinit bir diğer adı olan tendon iltihabı adıyla da bilinir. Kas-iskelet sisteminde yer alan ama kemik ve eklem gibi sert olmayan yapılar, yumuşak dokulardır. Tendonlara ait hastalıklar ve belirtileri de tıpkı sinovyal kılıflar, kaslar, bağ dokuları gibi yumuşak doku hastalıklarıyla birlikte ele alınır. Bu dokuların ağrı yapan hastalıkları tıp biliminde "yumuşak doku romatizmaları" olarak tanımlanır. Yumuşak doku romatizmalarında ağrı şikayeti bu yapılardan sadece birinde meydana gelebileceği gibi, hepsine birden yayılmış da olabilir.
Kasların kemiklerle birleşmesini ve eklemlerin açılıp kapanmasını sağlayan tendon; lifli, esnek ama çok kuvvetli bir yapıya sahiptir. Eklemlerin açılıp kapanmasını, el, ayak ve parmakların hareket etmelerini sağlar. Parmak kaslarındaki en ince tendonlardan, bacağın arkasında bulunan en kalın ve en güçlü tendona (aşil tendon) kadar bütün tendonlar, bulundukları yerdeki kemiğin üzerine bir yerden yapışarak bağlı oldukları kasın kasılma gücünü kemiğe aktarırlar. Böylece taşıdıkları yükün ağırlığından kaynaklanan gerginliği en aza indirmiş olurlar.
Bir ucu kasa diğer ucu kemiğe bağlı olan tendonlar beslenmeleri için gerekli olan kan ve oksijenin küçük bir kısmını bu kemik ve kaslardan alırlar. Fakat asıl besin kaynakları, içinde bulundukları kılıftır (sinovyal kılıf ya da paratendon). Tendon mutlaka bir kasa bağlanır ama vücudumuzdaki her kasta tendon bulunmaz. Bazı tendonlar birden fazla kası birbirine bağlar, bazıları da tek bir kasın gücünü birden fazla noktaya taşır. Kasların gücünü bulundukları yerden çok daha uzağa taşırlar.
Kılıflarının içinde adeta bir elektrik kablosunu andıran tendonlar, bulundukları yere ve kalınlıklarına göre vücut ağırlığının kat kat üstünde bir gerilim gücüne sahiptir. Fakat aynı hareketin çok uzun zaman ve sürekli yapılması ya da birdenbire zorlanması sonucu hasara uğrayabilir, hatta kopabilirler. Bu durumda vücudun bağışıklık sistemi devreye girer ve hasarı gidermek için tendonu korumaya alır.
Hasarlı bölgeye daha fazla kan gitmesi için damarlar genişler, buna bağlı olarak bölgede sıvı artışı yani şişme, ısı artışı, kızarıklık ve sinirlere yapılan baskı sonucu ağrı yaşanır. Kişi hasarlı uzvunu verimli kullanamaz hale gelir. Görüldüğü gibi tendinitte söz konusu olan iltihap, vücuda dışarıdan gelen yabancı organizmaların sebep olduğu bir iltihap değil, vücudun bir sinyali, oluşan hasara verdiği tepki olarak ortaya çıkar. Bu sinyal dikkate alınmaz ve hasar tamir edilmezse şikayetler artar, hasar kalıcı hale gelir.
Tendonlar çok güçlüdür ama sınırlarını zorlayan bir ağırlıkla karşılaştıklarında deforme olurlar. Normal şartlarda, deforme olduktan sonra eski halini alabilen bir yapıya sahip olan tendonlar, yanlış kullanım devam ettikçe kendini yenileme yeteneğini ve esnekliğini giderek kaybeder. Esnekliği ve gücü, kişinin vücut ağırlığına da bağlıdır. Hızlı kilo artışı tendonlara binen yükü de artırır. Yeterince ısınmadan yapılan egzersizler, yanlış ayakkabı seçimi ve uzun süre ayakta kalmak, ani hareketler gibi yanlış uygulamaların yanı sıra, doğuştan gelen bağ dokusu hastalıkları sık karşılaşılan risk faktörleridir.
Diyalize bağımlı böbrek yetmezliği olan hastalarda da tendon iltihapları yaygın bir şikayet olarak karşımıza çıkar. Vücuttaki tüm sistemlerde ve organlarda hasarlara sebep olan hemodiyaliz, kas anormallikleri ve tendon reflekslerinde azalma gibi şikayetlere de sebep olur. Tendon iltihapları büyük oranda yanlış hareketlerden kaynaklandığına göre, sebep ve sonuçlarını da tendonun bulunduğu yere, bağlı olduğu ekleme göre değerlendirmek gerekir.
Aşil tendon; vücudumuzdaki en kalın ve en güçlü tendon, bacaklarımızın arkasında bulunan tendondur. Aşil tendon, 2 ayrı kasın (gastrocnemius ve soleus) topuk kemiğine yapışmasını sağlar. Sözü geçen bu iki kas aşil tendonu çekerek topuk kemiğinin yerden kalkmasını sağlar. Dolayısıyla yürüme fonksiyonunu yerine getirebilmemiz için çok gereklidir. Aşil tendon çok güçlü olmasına rağmen en çok yaralanma da burada olur.
Uzunluğunun %4'üne kadar esneyebilme özelliğine sahip olan aşil tendonda; ani kilo artışları, uzun süre ayakta kalmak, fazla yürümek, çok düz ayakkabılar giymek hasarlara ve zamanla iltihap oluşumuna sebep olabilir. Aşırı ve ani hareketler kadar, hareketsiz yaşam tarzı da bu tendonun esnekliğini kaybetmesine ve küçük bir hareketle bile zedelenmesine yol açabilir. Ayak ve bacakta hareket etmekle artan, ağrı ve sertlik şikayetlerine sebep olur.
Omuzda bulunan rotator cuff tendonu, 4 ayrı kası (supraspinatus, infraspinatus, teres minör, subskapularis) bir araya getirir ve omuz başına yapışmalarını sağlar. Bu kasların her biri omuzun geri, ileri, aşağı ve yukarı açılmasını sağlar. Rotator cuff tendonunun sakatlıkları, omuz ağrılarının en yaygın sebepleri arasında yer alır. Omuz yaralanmaları, kolların yukarı doğru fazla uzanmasını gerektiren hareketlerin sürekli yapılması, ağır kaldırmak, yaşlanmayla birlikte tendon yapısının bozulması, romatoid artrit, kireçlenme gibi durumlar rotator cuff tendonunda zedelenme ve inflamasyona sebep olabilir. Zedelenme ile birlikte iltihabın bir arada bulunduğu durumlar rotator cuff sendromu olarak adlandırılır.
Tendon iltihaplanması kolda, ön kol olarak tabir edilen, bilek ve dirsek arasındaki bölgede ve dirsekte, hareketi kısıtlayan şiş ve ağrılı şikayetlere sebep olur. Çoğu zaman sebep, ağır yük kaldırmak ya da kasları yeterince hazırlamadan ağır egzersizler yapmaktır. Tenisçi dirseği ya da golfçü dirseği gibi sporcu isimleriyle anılan dirsek tendon iltihaplarının çok azı gerçekten sportif faaliyetlerle ilgilidir. Dirsekte sıvı birikimiyle birlikte ateş, kızarıklık, şişme görülebilir.
Ganglion: El bileğinin dış kısmında, eklem ya da tendonu kaplayan kılıfların iltihaplanması anlamına gelir. Ellerin uzun süreli gerilmesini gerektiren hareketler ya da yaralanmalardan kaynaklanır. En sık rastlanan bulgu bölgedeki kistik şişlik olur, ağrı nadiren ve harekete bağlı olarak gelişir. Hastalar ağrının hangi hareketle arttığını kestiremezler. Sızı şeklindeki ağrı bazen tendon boyunca tüm kola yayılabilir.
De quervain tenosinoviti: Baş parmağın tutma hareketini çok sık yaptığı durumlarda ortaya çıkar. Burada bulunan ekstansör pollicis brevis tendonunda iltihapla birlikte tendon kılıfında daralma meydana gelir. Aynı zamanda abductor pollicis longus sinirinde de iltihap olur. Baş parmak avuç içine alınıp diğer parmaklar bunun üzerine kapatılarak bilek içe doğru çevrildiğinde ağrı meydana gelir.
El bilek tenosinoviti: Abductor pollicis longus siniri ve ekstansör pollicis brevis tendonu dışında bilekte yer alan diğer tendonların kılıfları da iltihaplıdır. Bu durumda da en önemli sebep sık tekrarlanan hareketlerdir. Ayrıca eklem iltihapları da sebepler arasında yer alır. Ağrı ve şişlik bir aradadır.
Son yıllarda bilgisayar kullanımının giderek artmasına bağlı olarak el bilek tendon yaralanmalarında artış görülür. Karpal tünel sendromu, el ve bilek tendonlarıyla ilgili en sık karşılaşılan durumdur. Bu sendrom, tek elde olabileceği gibi her iki elde birden de görülebilir. Bu durumda doğuştan gelen bir kas anomalisinden söz edilebilir. İlk 3 parmağı tutan bir iltihap ve parmaklarda uyuşma söz konusudur.
Dupuytren kontraktürü: Avuç içi derisinin altında bulunan fasia tabakasının kalınlaşması ve kısalmasıyla ortaya çıkar. Erkeklerde daha sıktır. Diyabet, alkolizm ve epilepsi ile birlikte görülür. Hafif ağrılı nodüllerle kendini gösterir ve diyabet eşlik eden durumlardır. Fasya, kalınlaşmayla birlikte esnekliğini tam olarak yitirdiğinde, avuç içinde, en çok da yüzük parmağı hizasında boylamasına bir kabarıklık meydana gelir. Zamanla parmağın açılması tamamen kısıtlanabilir. Sıkıntı sadece tek bir parmakla sınırlı kalabileceği gibi diğer bütün parmaklarda da görülebilir.
Pes anserin bursit: Kas ve iskelet sisteminde bulunan tendonlar, bağlı oldukları kemik üzerinde bursa adı verilen, içi sıvı dolu kesecikler sayesinde rahatça hareket edebilirler. Pes anserin bursitte üç kas ve bunlara ait tendonun üzerindeki iltihap söz konusudur. Aşırı kilolu ve orta yaşın üzerindeki kadınlarda görülür. Diz kapağının 4 parmak kadar altında, dokununca şiddetlenen ağrı olur. Kireçlenme de pes anserin bursit riskini artıran bir faktör olarak görülür.
Prepatellar bursit: Diz kapağında bulunur ve dizimizi büktüğümüz zaman tendonun kemik üzerinde rahatça hareket etmesini sağlar. Tekrarlayan yaralanmalar, çarpmalar sonucu bursa hasar görür ve iltihaplanır. Bu yüzden ev kadını bursiti olarak da bilinir. Yüzeysel şişlikler görülür. Ağrı çok şiddetli değildir.
Popliteal tendinit: Dizin 90° bükülmesi sırasında dokunmayla ağrı meydana gelir. Bacağı düz hale getirip bükünce ağrı artar. Yokuş aşağı ve merdiven inerken daha yoğun hissedilir.
Patellar tendinit: Koşma, atlama ve zıplama hareketleri yapan sporcularda görülür. Diz kapağında bulunan patellar tendonun iltihabı söz konusudur. Diz kapağına dokununca artan bir ağrı hissedilir. koşu, atlama hareketleri yapan sporcularda görülür.
İltihaplı tendonun bulunduğu yerde ve çevresinde ağrı ilk belirtidir. Başlangıç evresinde sabahın ilk saatlerinde belirgin olan ağrı, hareket ettikçe, kaslar ısındıkça azalır. İlerleyen zamanlarda ise ağrı hareketle artmaya başlar. Aşil tendonu ilgilendiren iltihabik durumlarda, hastalık ilerledikçe yürümek bile ağrı yapar. İltihabın olduğu bölgeye dokunmakla ağrı hissedilebilir.
Tendonlarda meydana gelen hasar ve inflamasyon tedavi edilmezse, tendon zamanla esnekliğini kaybeder. Kol, bacak, el, ayak ve tüm parmaklarımızın hareketini sağlayan eklemlere yapışık olan tendonlar esnekliklerini kaybettiklerinde, eklemler görevlerini yapamaz hale gelirler.
İltihabın olduğu bölgede, vücudun kendi kendini tedavi etme çabasının bir sonucu olarak ısı artışı olur. Nasıl ki vücudumuza dışarıdan giren bir mikrobun varlığında ateşimiz yükseliyorsa, tendon iltihaplarında da bölgede ısı artışı çoğu zaman tendinitin ilk habercisi olur.
Yine bağışıklık sisteminin bir refleksi olarak, hasarın olduğu bölgeye kan akışı artar. Bu da iltihabın olduğu yerde kızarıklığa sebep olur.
İltihabın tuttuğu tendonlar zamanla kalınlaşır. Aynı zamanda bölgeye adeta hücum eden kan, tendonlardaki kalınlaşmayla birlikte bulunduğu yerde sertlik ve şişkinlik yapar.
Erken fark edilen tendon iltihaplarında istirahat, tedavinin ilk adımını ve en önemli parçasını oluşturur. Hasar büyümeden dinlenmeye alınan tendonlar kısa zamanda kendilerini iyileştirme potansiyeline sahip olan oluşumlardır. Zamanında önlem alınmayan iltihapların tedavisi giderek zorlaşır. Tendonların dinlendirilmesi sadece oturarak ya da yatarak sağlanmaz. Sorunlu bölgeye soğuk kompres uygulamak, tendonu atelle sabitleyerek hareketini engellemek de tendonların iyileşme sürecini hızlandırır. Aşil tendonla ilgili durumlarda topuğu yükselterek tendonun yükünü azaltmak için ayakkabıların içine tabanlıklar koyulabilir.
İstirahate ek olarak çeşitli ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, antiinflamatuarlar (iltihap giderici) ve steroidler kullanılarak iltihap giderilmeye çalışılır. Daha etkili olacağı düşünülen durumlarda steroidlerin tendonun olduğu yere enjekte edilmesi de mümkün.
Tendonlara kaybettiği esnekliği ve gücü yeniden kazandırmak için fizik tedavi oldukça etkilidir. Medikal tedaviyle birlikte uygulandığında daha iyi sonuçlar verir. Aslında fizik tedavide amaç; hastaları özellikle tendonlar ama genel olarak vücudun kas ve iskelet sistemi hakkında bilinçlendirmek olmalı. Hastalar fizik tedavi uzmanlarından, kaslarını en az zararla, en verimli şekilde nasıl kullanmaları, nasıl dinlendirmeleri gerektiğini ve kendi kendilerine yapabilecekleri tendinit egzersizlerinin neler olduğunu öğrenirler.
Zamanında ve etkin biçimde tedavi edilmeyen ya da tedaviye yanıt vermeyen tendon hasarlarının tedavisi cerrahi yöntemler uygulanarak yapılır. Günümüzde tendonları da kapsayan yumuşak doku ameliyatları artroskopi yöntemiyle başarılı şekilde gerçekleşir. Bu yöntem bölgede açılan küçük bir kesikten, fiberoptik aletler kullanarak kasları ve tendonları saran iltihabı temizlemek şeklinde uygulanır. Ameliyattan sonra ilgili tendon alçı ya da atelle sabitlenerek bir süre dinlendirildikten sonra hasta normal yaşantısına dönebilir.
Bunu cevaplamak oldukça güç. İltihaplı tendonun bulunduğu yere, bulunma süresine ve hasarın büyüklüğüne göre tedavi süresi de değişir. İltihaplı oluşum bacak ya da ayaklarınızdaysa ve sürekli ayakta durmanızı gerektiren bir işle uğraşıyorsanız, hızlı bir iyileşme beklememelisiniz. Bu durumda ayakkabı seçiminde daha dikkatli olarak, atel gibi sabitleyicilerle tendonun hareketini kısıtlayarak ve mümkün olan her fırsatta ayaklarınızı yükseğe kaldırıp dinlendirerek şikayetlerinizi azaltabilir ve iyileşme sürecini hızlandırabilirsiniz. Tendonların, yırtık oluşmadığı ya da kopmadıkları sürece, kendilerini kısa zamanda iyileştirme özellikleri olduğunu unutmayın.
Eğer tendinit omuz, kol ya da ellerinizdeyse ve yeni başladıysa, tedavinizin daha hızlı gerçekleşeceğini söyleyebiliriz. Ellerinizi ve kollarınızı dinlendirme şansınız daha fazladır. Bu süre zarfında ağır kaldırmamaya, kollarınızı başınızın üstünü geçecek kadar yukarı uzatmamaya dikkat etmelisiniz. Şikayetleriniz olmasına rağmen üstünde durmadığınız tendon iltihapları daha komplike sorunlara sebep olabilir ve ameliyat olmanız gerekebilir. Bu durumda iyileşme süresi 6-8 haftaya kadar uzayabilir.