ANKARA (İHA) - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İngiltere'nin 'delidana' mikrobu taşıyan kan ürünlerini aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 11 ülkeye sattığı yönündeki iddialara açıklık getirdi.
Bakan Akdağ, Türkiye'de teorik olarak böyle bir riskin bulunmadığını söyledi. AK Parti'nin Kızılcahamam kampı devam ederken gazetecilere bir açıklama yapan Bakan Akdağ, 'delidana' mikrobu taşıyan kan ürünlerinin Türkiye'ye ithal edildiği yönündeki iddiaları cevaplandırdı. İngiltere'nin Ankara Büyükelçiliği'nden dün saat 16.30 itibariyle Sağlık Bakanlığı'na bazı bilgiler ulaştırıldığını hatırlatan Akdağ, kan hastalığında kullanılan kan ürünlerinin 1995 ve 1997 yıllarında Türkiye'de de ithal edildiğini ve bu ürünlerde söz konusu hastalığın bulaşmış olma ihtimalinin bulunduğu konusunda Büyükelçilik tarafından uyarıldıklarını kaydetti. İngiltere'nin kan vericilerin bir kısmında kan verdikten sonra 'deli dana' hastalığına rastlanıldığı için Türkiye'yi uyarma ihtiyacı duyduğunu ifade eden Akdağ, söz konusu hastalığa İngiltere'de 9 vak'ada rastlanıldığını bildirdi. Türkiye'nin 1997 yılından sonra İngiltere dışındaki ülkelerden kan ürünü ithal ettiğini dile getiren Akdağ, bu nedenle Türkiye'de şu an için böyle bir riskin bulunmadığını söyledi. Kan ürünlerinin raf ömrünü 2 yıl olarak açıklayan Akdağ, "95'te kullanılan ürünlerin ortaya çıkma süresi en fazla 1997 olurken, 97'de ülkemize giren bir ürünün piyasa ömrü de 1999'dur. 1999'dan sonra 5 sene geçmiştir. Ülkemizde 'deli dana' hastalığından bir ölüm vak'ası olmamıştır" diye konuştu.
SÖZ KONUSU KAN ÜRÜNLERİNİ KİMLERİN KULLANDIĞI ARAŞTIRILIYOR
Akdağ, konu ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığı Müsteşarı başkanlığında İlaç Eczacılık Genel Müdürü'nün de katılımıyla bir kurul oluşturulduğunu ve bu kurulun çalışmalarına başladığını açıkladı. Kan yoluyla bulaşılabilecek hastalığın, 'klasik BSE' hastalığının bir varyantı olduğunu belirten Akdağ, 'kalsik BSE' hastalığının sığırların yenilmesinden sonra insanlara bulaştığını, kanla bulaşan şeklinin olup olmadığının araştırıldığını bildirdi. Akdağ, "1996'dan bu yana hastalık olsa bile 2-3 yıl bekleme süresi var. Bu nedenle o kanları kullanan hastalarda bu hastalığın görülme riski yok. Kan yoluyla bulaşsa bile kuluçka süresi 2-3 yıl. Bilim adamları teorik açıdan Türkiye'de bir sıkıntının olmadığını bildiriyorlar" şeklinde konuştu. 2002 yılından bu yana yeni yönetmelik doğrultusunda kan ürünlerinin çok dikkatli bir şekilde gözden geçirildiğini aktaran Akdağ, Hıfzıssıhha'nın AIDS ve hepatit için kan ürünlerini gözden geçirdikten sonra ruhsatlandırdığını ve piyasaya verdiğini ifade etti. Bakan Akdağ, firmalar, depocular ve eczacılar yoluyla söz konusu kan ürünlerinin kimler tarafından kullanılmış olabileceğinin İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından tespit edilmeye çalışıldığını ve bilimsel kurulun çalışmaları doğrultusunda bu bulgulara ulaşılacağını vurguladı.
ENDİŞEYE GEREK YOK
Vatandaşlara 'Endişelenecek bir durum yok' çağrısını yapan Bakan Akdağ, İngiltere'den 27 Kasım 1995 üretim tarihli 313, 7 Temmuz 1997 tarihli bin 590 ve 27 Ocak 1997 tarihli 840 adet ürün ithal edildiğini açıkladı. "Hastalarımıza bu hastalığın bulaşmış olduğunu düşünmüyoruz" diyen Akdağ, bilim kurulunun ilk tespitine göre, hastalığın bulaşacağına dair bir kanıt bulunmadığını söyledi. Hastalığın kuluçka süresinin 2-3 yıl olması nedeniyle Türkiye için teorikte bir tehlikenin bulunmadığını belirten Akdağ, basını da uyararak, "Vatandaşlarımızı gereksiz bir endişenin içine sürüklemeyin" dedi. Bakanlık olarak bir çalışma başlattıklarını ve bu çalışmalar neticesinde en sağlıklı değerlendirmelerin yapılacağını belirten Akdağ, gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı. Akdağ, bir soru üzerine İngiltere'nin 1997 yılından itibaren başka ülkelerden kan ürünü ithal etmeye başladığını söyledi.