İSTANBUL (İHA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, IMF heyetinin kamuoyu tarafından destek gören hükümet programı ve Acil Eylem Planı'na tepki göstereceğini sanmadığını söyledi.
IMF heyetinin bugün başlayan temaslarını İHA'ya değerlendiren ATO Başkanı Sinan Aygün, seçim meydanlarında, seçim beyannamesinde ve Acil Eylem Planı'nda IMF ile yapılan anlaşmalara devam edileceği ve bu anlaşmalar çerçevesinde IMF'nin sosyal politikalarına, tarım politikasına ve tarım kesimini destekleme politikasının sürdürüleceğinin belirtildiğini kaydetti. IMF'nin bu durumdan tedirgin olabileceğini hatırlatan Aygün, "IMF'nin tek derdi yüzde 6.5 oranında bütçe fazlasını vermek ve bu fazla paradan, yabancı finans kuruluşlarının, çok uluslu şirketlerin parasının nasıl ödeneceğinin hesabını yapmaktır. Eğer sosyal politikalar eklenmezse reel sektör bundan önceki programda olduğu gibi desteklenmezse, hükümet beklentilere cevap veremez" dedi
Türkiye'nin borç para alacak bir kaynağı kalmadığına dikkat çeken Aygün, "Türkiye 1.5 yıl içinde 30 milyar dolar borç para aldı. Bu paradan 5 kuruşu bile tarım sektörüne ya da reel sektöre aktarılmadı. Bu saatten sonra yeni bir borç alarak borç kapama yoluna gitmenin imkanı yok. Artık üretim ve dış satımın yapılması lazım. Yabancı yatırımcının buraya çekilmesi lazım. Geçmiş dönemde biz bunları söylesek de uygulanmadı. Perişan olan halk eski hükümetin sandıkta perişan olmasına neden oldu. DSP - MHP - ANAP'ın barajı aşamamasının en büyük nedeni IMF'dir. IMF'nin uygulamış olduğu fakirleştirme politikalarına seve seve bağlanmalarıdır. Eğer AK Parti de bu politikalara devam ederse, halk gereğini yeniden yerine getirir" diye konuştu.
Bürokratların değiştirilip değiştirilmemesinin IMF ile yapılan anlaşmaları etkilemeyeceğini ifade eden Aygün, "At sahibine göre kişner. Güçlü ve programlı bir hükümet var. Hükümet hangi şartlarda verdiği sözlerden vazgeçebilir ki? Artık laf ağızdan çıkmıştır. Hükümet programı okunmuştur. Burada reel sektöre, memur ve işçi kesimine ve ayrıca tarım kesimine verilen sözler vardır. Bu sözler yerine getirilirken bürokratların çok etkili olacağını sanmıyorum" dedi.
IMF'nin kamuoyu tarafından destek gören hükümet programı ve Acil Eylem Planı'na tepki göstereceğini sanmadığını kayeden Sinan Aygün, "Hükümetin güçlü duruşu IMF için ilk adımda yeterli olabilir. IMF'nin olumsuz bir tavra gireceği kanaatinde değilim. Bu da piyasaları olumsuz yönde etkilemez. Bunun tam tersi olursa ,Türkiye'nin son şansı olan bu konu IMF için de son şanstır. Çünkü IMF'nin politikalarını izleyen ülkelerde, IMF karşıtı eylemler gittikçe artıyor. Bu sadece bizim ülkemizde yok. Bu nedenle IMF'nin de son şansı Türkiye'dir. Eğer burada da başarılı olamazsa IMF'nin kendisini lağvetmesi gerekir. IMF'nin varlığının tartışılması gündeme gelir" diye konuştu.
3 Kasım seçimlerinin ardından Ankara'da işyeri kapama ve işyeri açma müracaatlarını da değerlendiren Sinan Aygün, "Reel anlamda işyeri açılmaları devam etmiyor. Kapamalar ise aynı süratle devam etmektedir. Bir iyimserlik var ama bu sadece bir hava olarak var. Piyasalarda sadece bir moral havası var. Para akışı henüz yok. Sadece geciken harcamalar yapılıyor. Ayrıca bayram öncesi hareket var. Gerçek kaynak aktarımının bahar aylarında olacağı düşüncesindeyim" diye konuştu.