A Milli Futbol Takımımızın teknik direktörü Fatih Terim, 2010 Dünya Kupası Elemeleri'nde Belçika ile oynayacağımız karşılaşma öncesi basın toplantısı düzenledi.
Geleceği ile ilgili kararı Ermenistan maçı sonrası vereceğini söyleyen Terim, sakatlıklara çok büyük vurgular yaptı. Belçika'nın hocası Dick Advocaat'a da mesajlar gönderen Terim, Galatasaray teknik direktörü Frank Rijkaard'ın hafta içi Gökhan Zan ile ilgili açıklamalarına da cevap verdi.
"ŞANSIMIZI KOVALAYACAĞIZ"
Terim, ilk olarak sakat oyuncuların durumu ile ilgili soruya şöyle cevap verdi: "Bildiğiniz gibi Emre ve Arda zaten cezalı. Nuri ve Sercan'ın bizimle devamına karar vermiştik, devam ediyorlar. Sağlık ekibimiz de tedavilerine devam ediyor. Bu arada Sabri'yi sakatlıgından dolayı çıkardık. Sakat olup da çağıramadıgımız birçok oyuncumuz var. Sercan ve Nuri'nin oynayıp oynamayacağına sonra karar vereceğiz."
Dünya Kupası'na katılma şansı ile ilgili, "Muhakkak ki inanıyoruz. Şansımızın çok az olduğunu biliyoruz. Gerçeklerle de hareket eden bir grubuz. Ama futbolda çok şeyleri başarmış biri olarak, başarmış bir takım olarak bu küçük olan şansımızı kovalayacağız. Sonuna kadar..." şeklinde konuştu.
"ADVOCAAT'I KUCAKLAMAK İSTERDİM"
Terim sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu grupta dezavantaj diyebileceğimiz ne varsa, başımıza geldi. Advocaat'ın şimdi başlaması, önemli bir antrenör olması, Belçika'nın rahat olması bizim aleyhimize faktörler ama bu grupta bazen herşey üstüste gelebiliyor. İspanya maçının, Bosna maçının hakemleri... Bunlar olabiliyor.
Dick Advocaat iyi bir arkadaşım. İyi bir dostum. İyi bir meslektaşım. Kendisine başarılar diliyorum. Büyük işler yaptı, özellikle Zenit'te. Kendisini kucaklamak isterdim ama bir maç cezalıyım. Dolayısıyla tribündeyim. Şartlar ne olursa olsun, biz her halükarda Belçika'yı analiz eden, tanıyan ve oynayan bir ekibiz. Kimsenin kimseden saklayacağı yok. Oynayan da kazanıyor. Dick Advocaat hocamıza hem maçta, hem Avrupa Şampiyonası'nda başarılar diliyoruz."
Başarılı teknik adam, "Ben dördüncü hakeme, 'Bravo, başardınız' dediğim için ceza aldım" şeklinde ekledi.
"O İKİ PUAN..."
Terim, ilk maçtaki Belçika hocasıyla olan anlaşmazlık ile ilgili de, "Hakemi tesir alma adına bir provakeydi. Sahada böyle şeyler olabiliyor. Hemen akabinde, bir ay sonra Viyana'da kendisiyle oturduk, öpüştük. Herhangi bir sorun yok. Sahada olan orada kalıyor. Bizim dostluklarımız devam ediyor. O gün için o 2 puan, bizim şimdi aradığımız 2 puan olmaya devam ediyor" şeklinde konuştu.
Terim, Bosna maçının daha önce bitmesiyle ilgili, "Maçtan önce gelecek Bosna'nın galibiyet haberinin Türk Milli Takımı ve bizlerin üzerinde moral bozukluğu tesiri bırakmaması mümkün değil. Ancak Milli maçları kazanmak önemlidir. Hem sıralamadaki yeriniz, hem de bundan sonra çekilecek kuralarda toplayacağınız puanlar için Türk Milli Takımı bu maçı bir Milli maç olarak görecektir" dedi.
KENDİ DÖNEMİNİ AÇIKLADI!
Deneyimli çalıştırıcı sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaklaşık 4 yıldır görevdeyim. Bu süreç içerisinde 25'i özel, 30'u resmi 55 tane maç yaptım. 25 özel maçının 10 tanesinde galibiyet, 9 mağlubiyet, 6'sı beraberlik. 30 resmi maçın 16 sını kazandık, 7'sini kaybettik, 7'sini berabere bitirdik. Genel tabloda 26 galibiyet, 16 beraberlik, 13 mağlubiyet aldık. Resmi maçlarda 55 gol attık, 35 gol yedik. Özel maçlarda ise attığımız gol sayısı 33, yediğimiz gol sayısı 26.
Kısaca özetlemeye çalıştığımız, bu dönem tüm zamanlar içerisinde bir teknik adamın bir defada milli takımda en uzun süre görev aldığı dönemdir. Bu dönem Milli Takım'ın en fazla maç kazandığı, en az yenilgi aldığı dönemdir. Bu dönem, Milli Takım'ın tarihteki hiçbir süreçte kıyaslanmayacak ölçüde maç kazandıgı ve gol attığı dönemdir. Ve bu dönem Milli Takım'ın tarihindeki en istikrarlı dönemdir.
Dünya Kupası Elemeleri'nde bizim, sizin ve hepinizin beklentilerinin çok uzağındayız. Belçika-Türkiye ve Estonya-Bosna Hersek maçının sonucunda tüm ümitlerimiz bitebilir de... Ancak böyle olsa bile, Türk Milli Takımı'nın bu dönemde yaşadığı başarıyı gözardı etmek anlamına gelmesin."
"ERMENİSTAN MAÇI SONRASI KARAR VERCEĞİM"
Fatih Terim, Dünya Kupası'na katılamama durumunda görevine devam edip, etmeyeceği ile ilgili olarak "Önümüzdeki kazanmamız gereken çok önemli iki maç var. Ben de tamamen buna odaklanmış durumdayım. Olumsuz geçerse, Ermenistan maçı oynandıktan sonra yönetim ile görüşecek ve kararımı vereceğim. Onlarla görüşmeden bir karar varmam, en azından aramızdaki dostluk ilişkisine saygısızlıktır. Onlarla görüşmeden kararımı açıklamayacağım.
Tüm Milli Takımlarda birçok projemiz var. Yönetimin devam etmem konusunda açıklamaları ve ısrarları var. Benim de ülkeme kupa sözüm var. Dışarıdan gelen teklifler var. Tüm bunları biraraya getirdiğiniz zaman, Ermenistan maçı sonrası kararımı vereceğim" dedi.
SAKATLIKLARA YANDI!
'İmparator' lakaplı çalıştırıcı, "Olayı sakatlıklar konusuna getirmek istiyorum. Çünkü neredeyse, hiçbir Milli maça üstüste iki kadroyla çıkamadım. Birçok arkadaşımızı da iyileştirip gönderdim. Sakatlıklar, futbolumuz üzerinde çok önemli bir sorun. Lig sert oynanıyor, itirazım yok. Bazı kulüplerin antrenman sahaları, lig maçlarının oynandığı bazı stadyumlar uluslararası standartların altında. Bunu kabul ediyorum. Özellikle darbeye bağlı olmayan ve batıda hiçbir ülkede rastlanmayan yoğunluktaki sakatlıklar; önemli açıda beslenme, dinlenme ve yüklenme evrelerinden kaynaklanıyor. Oyuncularımız başta olmak üzere çok önemli bir sorgulamanın üzerine girilmesi artık kaçınılmaz bir hal aldı. Bir yandan performans, bir yandan da ekonomik kayıpları düşünecek olursak; bu sakatlıklar bizim gibi takımlar için kapasite kullanımında olumsuz etkilere neden oluyor. Bu sorunu çok ciddi olarak ele almamız lazım.
Sercan'ın MR'ını çektirdik. Bu maçta oynayamayacak. Nuri'yi büyük ihtimalle yetiştireceğiz. Sabri'yi gönderdik. İki cezalımız var. Normal kadromuzu sayarsak, birçok eksiğimiz var. Zaman zaman atakta oluyor, zaman zaman savunmada ve orta sahada. Benim esas sıkıntım, istikrarı seven ve iskeleti olması gereken bir Milli Takımını hocası olarak, bunu sağlayamamak. Sakatlık maalesef belimizi büküyor. Oyuncunun alternatifi de sakatlanıyor, yedeği de sakatlanıyor. İstikrarı sağlayacak bir oyuncu grubunun olması bizim aleyhimizedir. Hala 4 günde bir maç oynamanın yorgunluğundan bahsetmesek iyi olur. Biz sporcu 48 saatte toparlayabilir" şeklinde konuştu.
Fatih Terim, "Ben Ermenistan maçı sonrası yönetim ile görüşmeyi, şartlar ne olursa olsun yapacağım. Gidip gitmemek, mutlaka önemli. Ama bunları aştığımıza inanıyorum" dedi.
FRANK RIJKAARD'A YANIT VERDİ
Sakatlıklar konusunda sözlerini sürdüren Terim, "Bazen istenmedik olaylar olabiliyor. Bizim için önce insan, önce sağlık. Bizim bakış açımız böyle" dedi. Terim sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu kadar sakatlık hiçbir ülkede yok. Bu sizin performansınızı da etkiliyor. Kulüp yarışmaları çok cazip hale geldi. Ama Milli Takım, bir ülkenin en önemli takımıdır. Ben buradan hareketle zaten bu maçlar bittikten sonra bu konuya çok ciddi şekilde eğileceğim."
Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard'ın Gökhan Zan'ın sakatlığını A Milli Takım'a bağlamasıyla ilgili bir soruya, "Bu önemli maç öncesinde farklı bir gündem oluşturmak istemiyorum. Ortada bilgi eksikliğinden kaynaklanan yanlış bir yönlendirme var. Gökhan Zan, Milli Takım'a geldiğinde arka adalesinden bir sakatlığı vardı. Sağlık ekibimiz kısa süre içerisinde bu sakatlığı halletti. Bu sorunu giderdik. Gökhan'ın daha sonra maç sırasında, kasığında bir sakatlık oluştu. Aynı yerde değildi. Ben değerli meslektaşım Rijkaard'ın kamuoyuna yansıtıldığı şekilde açıklamalar yapmış olacağını düşünmek bile istemem" şeklinde yanıt verdi.
Terim, son olarak stadyumda nerede oturacağı ile ilgili "Loca gibi birşey yok, herkese açık tribün. Ben de bize verilecek biletler içerisinde uygun bir yere, seyirci gibi oturacağım" diyerek basın toplantısını tamamladı.