Terlemeye karşı 10 etkili yöntem

Terleme vücut ısısını ayarlayan önemli bir mekanizma olsa da özellikle yaz aylarında ve sıcak günlerde pek çok kişi için kabusa dönüşebiliyor. Kıyafetlerin ıslak görünmesine yol açarken, koku ve mantar gibi dermatolojik şikayetlere de neden olabiliyor.

Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Burçak Bozdemir Aral, çevre ısısından fiziksel aktiviteye, psikolojik nedenlerden bazı hastalıklara hatta fazla kiloya dek birçok etkenin terlemeye yol açabildiğini belirterek “Terleme artışı olan kişilerde, altta ciddi bir neden yatıp yatmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Eğer herhangi bir hastalığa ya da ilaç kullanımına bağlı bir terleme yoksa kişi bazı basit kurallara dikkat ederek terlemenin önüne geçebilir” diyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Burçak Bozdemir Aral, terlemeye karşı 10 etkili önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Reklam
Reklam

AÇIK RENK VE PAMUK GİYSİLER GİYİN

Yaz günlerinde açık renk giysiler tercih etmek, güneşin etkisini azaltacak etkenlerin başında geliyor. Vücudunuzu saran kıyafetlerden ve sentetik oranı yüksek giysilerden özellikle kaçının. Terinizi alabilecek pamuklu kumaşlar ve geniş dokunmuş kıyafetler tercih edin.

BOL SU İÇİN

Sanılanın aksine bol sıvı tüketimi terlemeyi artırmıyor. Su vücut sıcaklığını dengede tutmayı sağlıyor. Terleme yoğun olduğunda, vücudumuzdan tuz kaybı da gerçekleşiyor. Bu nedenle sodyum düzeyini sağlığa uygun aralıkta tutmak için, çok su içmenin yanı sıra maden suyu da tüketin.

KAFEİN VE ALKOL TÜKETMEYİN

Fazla miktarda kahve ve çay içmek, alkol tüketmek ise terlemeyi tetiklediği ve su kaybını artırdığından kafeinli içecekler ve alkolden uzak durun.

YEDİKLERİNİZE DİKKAT EDİN

Çok sıcak, baharatlı ve yağlı gıdalar ile soğan ve sarımsak da terlemeyi artırdığından tüketirken dikkatli olun. Fast food ve ağır gıdalar yerine hafif ve sade yiyecekleri tüketin.

ADAÇAYI İÇİN

Dermatoloji Uzmanı Dr. Burçak Bozdemir Aral, “Adaçayı ve domates suyu da ter bezlerinin etkinliğini azaltan içecekler arasında yer aldığından aşırıya kaçmadan tüketebilirsiniz” diyor.

Reklam
Reklam

FAZLA KİLOLARINIZDAN KURTULUN

Fazla kilolar terlemeye yol açan başlıca etkenlerden biri. Bu nedenle hem genel sağlığınızı korumak hem de terlemeyi azaltmak için sağlıklı bir diyetle fazla kilolarınızdan kurtulun. Gerekirse uzman desteği alın.

HİJYENİNİZE DİKKAT EDİN

Günde en az bir kere banyo yapın. Banyodan çıkınca iyice kurulanıp terleme önleyici ürünler kullanın. Her banyodan sonra mutlaka çamaşırlarınızı ve giysilerinizi değiştirin.

BULUNDUĞUNUZ ORTAMI HAVALANDIRIN

Bulunduğunuz ortamı, evinizi ve ofisinizi gün içerisinde sık sık havalandırın. Hava sirkülasyonunu sağlamak bir nebze de olsa terlemeyi azaltıyor.

AŞIRI HAREKETTEN KAÇININ

Fiziksel aktivite gerektiren işler terlemeyi artırdığından aşırı hareketten kaçının. Güneş ışınlarının dik geldiği öğle saatlerinde mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmayın. İşiniz gereği sürekli dışarıda ve güneşin altında bulunmanız gerekiyorsa, uygun zamanlarda ara vererek dinlenmeye çalışın.

SICAK SU İLE DUŞ ALMAYIN

Sıcak su ile duş almak vücut ısısını yükseltiyor ve çok fazla terlemeye neden oluyor. Vücut ısısını dengede tutmak için ılık veya mümkün ise soğuk su ile banyo yapın.

Reklam
Reklam

KOL ALTI TERLEMESİNDE BOTOKS TEDAVİSİ

Dermatoloji Uzmanı Dr. Burçak Bozdemir Aral, “Dermatolojide kozmetik amaçlı kırışıklıkların önlenmesi ve giderilmesi amacıyla kullanılan botulinum toksini artık aşırı terlemesi olan hastalarda tedavi amacıyla da kullanılıyor. Aşırı terlemesi olan hastalarda, terlemenin yoğun olduğu bölgede deri altına minik iğnelerle botoks ilacı enjekte ediliyor. Bu tedaviyle yaklaşık 6 ay o bölgedeki terleme durdurulmuş oluyor. En sık kol altı bölgesine uygulanan botoks, hastanın fiziksel ve ruhsal açıdan birçok sıkıntıya yol açan terleme sorunundan kurtulmasında büyük bir konfor oluşturuyor. Üstelik hastanın diğer vücut bölgelerinde terleme devam ettiğinden, o bölgedeki terlemenin durdurulması genel sağlık açısından bir sıkıntı oluşturmuyor ve hastaya herhangi bir zarar vermiyor. Ancak diğer tüm tedavilerde olduğu gibi mutlaka hastane ortamında, steril şartlarda ve tecrübeli bir hekim tarafından uygulanması gerekir” diyor.