Şahin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığın bütçesi üzerine milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini cevapladı.
Şahin, terörün bir dönem azalışa geçtiğini ancak “Çoğalmış olmasından meseleye girersek doğru bir sonuçtan meseleye girmemiş oluruz” diyerek şöyle devam etti:
“O zaman biz terörü değil, terör bizi yönetmiş olur. Terör, kendi akışı istikametinde iktidarı ve muhalefetiyle bizi birbirimize düşürmüş olur. Azalması ve çoğalması da terörün kendi içinde bir stratejisidir. Az olduğu dönemde terör tehlikesinin yok olduğunu kabul etmek büyük bir yanlışlıktır. Terör bu ülkede hiç bir zaman durmamıştır. Belki durur gibi yapmıştır. O durur gibi yaptığı dönemleri doğru okumak gerekir.
Hükümet programlarında, teröre yönelik hükümetlerin kararlılığı, hedefi ve öngördüğü tedbirler ortaya konmuştur. Hükümet programlarında, terörle mücadelede hangi gün, hangi alanda, hangi ekiplerle mücadele edileceği yazılmaz. Terörle mücadelede istihbarat ve operasyon birimleri için hangi mücadele araçlarının, silahların alınacağı, verileceği yazılmaz. Terörle mücadelede kararlılık ortaya konur ve bu da konmuştur.”
Bakan Şahin, önümüzdeki süreçte önemli bir tedbir olarak gündeme geleceğini belirttiği, 11 Ekim 2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararında, Terörün Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı TBMM'ye sunulacağını ifade etti.
Şahin, şunları söyledi:
“Şu anda Eruh kırsalında bir sıcak teması yaşıyor bu ülke. Terör örgütünün kandırılmış veya inandırılmış, zorla alana sürülmüş militanlarıyla güvenlik güçleri çatışma halinde. Buna birileri bir şey der, bir arkadaşımız farklı bir değerlendirme yapar. 'Ne işi var orada askerin, polisin' der. Başka bir arkadaşımız da 'niye geç kalındı, nasıl geldi bu terörist Eruh'un kırsalına' der. Bunun ikisi de kendine göre bir değerlendirmedir.
Bu ülkenin terör gibi bir derdi, terör örgütü gibi de bir belası vardır. Terör örgütü günümüzde silahlı yapının dışında büyüyen bir yapıya dönüşmüştür. Siyasi yapısı, ekonomik ayağı vardır. Dini, gençlik ve eğitim ayağı gibi ayaklarını oluşturmaya çalışmaktadır.”
Terör örgütünün 90’lı yıllardaki yapısıyla bugünkü yapısı arasında farklılıklar olduğunun altını çizen Bakan Şahin, “Terör örgütü artık, dağda silahlı, şehirde bombalı olmanın ötesinde, artık siyaseten kendine zeminler edinmeye, yapılar oluşturmaya çalışmakta ve şehir ile kırsal arasında iletişim ağı zinciri oluşturmaya çalışmaktadır” dedi. Örgütün “kürt halkının kimlik arayışı, özgürleştirilmesi” gibi olmayanlar üzerinden hareket ettiğini vurgulayan Şahin, “Devletin sessiz ve ilgisiz kalmasını düşünmek mümkün değil” diye devam etti.
-BİN 52 AKP'Lİ BELEDİYEYE İNCELEME-
Belediyelerdeki teftişlerle ilgili sayısal bilgi veren Bakan Şahin, Bakanlık tarafından 29 Mart 2009’den bu yana 2 bin 250 tane araştırma, ön inceleme ve ön inceleme onayı verildiğini söyledi. Şahin, bunların partilere göre dağılımı açıklarken bin 52’sinin AKP’li (oranı yüzde 47), 658’inin CHP’li (oranı yüzde 29). 247’sinin MHP’li (oranı yüzde 11), 81’inin BDP’li (oranı yüzde 4) 212’sinin ise diğer belediyelere (oranı yüzde 9) ait olduğunu söyledi. Bunun üzerine CHP’li Aslanoğlu, ayağa kalkarak ellerinde kelepçe karmış gibi çapraz hale getirdi ve “hiçbirini böyle görmedik” dedi. Şahin ise, “Daha o safhaya gelmedi, kaçarsa, gerekirse takılır” karşılığını verdi. CHP’li Süleyman Çelebi de, “Bin 52’den hiçbirini duymadık. Diğerleri davul-zurnayla duyurulmuyor” dedi. Şahin AKP’li Belediyelere örnek olarak Karaman Belediye Başkanı, Elazığ Belediyesi, Kocaeli Karpete Belediyesi ve Manavgat Belediyesi’ni verdi. "AKP'lilere de kelepçe takıldı mı" sorusu üzerine Şahin, "Daha o safhaya gelmedi. Gerekirse takılır, kaçarsa takılır" yanıtını verdi.
-“O KATIRIN HESABI SORULACAK”-
Eruh kırsalında terör örgütü militanlarıyla sıcak temas yaşandığını açıklayan Şahin, "Şu bilinmelidir ki devlet hiçbir zaman mağlup edilemez, dize falan getirilemez" diye konuştu. Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz kara avcılığı yapmıyoruz. İnsan avcılığı var orta yerde. İnsan avcılığını konuşacağız. Çukurca'da 24 tane mehmetçiği bir gecede katledenleri, kanını içenleri konuşacağız. Sayfanın bir tarafını değil, iki tarafını da konuşacağız. Biz ikisine de varız. Bu çatışma, bu kavga kimseyi mutlu etmemekte. Biz mutlu değiliz. Ama bu devleti ne böldürürüz ne parçalatırız.
Hakkari'de polis noktasında patlatılacak olan 20 kilo bomba yüklü katırı konuşmak durumundayız. O katırın da hesabını vermek zorundalar. Hayvan hakları derler havyaları böyle kullanırlar; insan hakları derler insanların kanını içerler.
Terör örgütü ne Kürtlerin örgütüdür, ne Kürt çocukların örgütüdür. İçinde başka ırklardan insanların olduğu bir örgüttür. Din ekseninden kaymış bir örgüttür."
İçişleri Bakanlığı'nın 2 milyar 585 milyon 387 bin TL'lik bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesi konuşmaların ardından tamamlandı.(ANKA)