ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Irak ve Kerkük'le ilgili Türkiye'nin hassasiyetlerinin herkesle resmi ağızdan paylaşıldığını belirterek, "Herkes bizim ağzımızdan çıkanlara bakmalıdır. Bizim ağzımızdan çıkmayan ancak onun bunun bize atfen söylediği sözlere güvenilirse çok büyük yanlışlar yapılır" dedi.
Gül, Dışişleri Akademisi'nin yeni öğretim dönemi açılışına katılmak üzere sabah saatlerinde Tandoğan Meydanı'ndaki Dışişleri Bakanlığı Ek Binası'na geldi. Meslek memurlarına ilk dersi veren Gül, daha sonra çıkışta basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Gül, İsrail ajanlarının Kuzey Irak'taki peşmergelere komando eğitimi verdiğine dair haberlerin sorulması üzerine, sık sık bölgeden bu tip söylentilerin kendilerine ulaştığını belirtti. Gül, Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetinin herkes tarafından bilindiğini belirterek, ilgili herkesle bu hassasiyetin paylaşıldığını ifade etti. İsrail makamlarının bu iddiaları yalanladığını kaydeden Gül, bunun böyle olduğunun Türkiye tarafından da kabul gördüğünü, söylenenlere güvendiklerini ve bu güvenin boşa çıkmamasını ümit ettiklerini söyledi. Bir ABD yetkilisinin kendisi ile yaptığı görüşme esnasında 'Kuzey Irak'ta resmi olmayan bir Kürt devleti oluştuğunu ve Kerkük'ün bu sözde devlete bağlı kalmasının Türkiye için önemli olmadığını' ifade ettiğine dair iddiaları da değerlendiren Gül şunları söyledi:
"Bununla ilgili yazılı bir açıklama da yapacaktık. Irak'ın geleceği ile ilgili birçok toplantılar oluyor. Bunlar yalanlansa da doğrulansa da oluyor. Bahsedilen kişi Henry Bark isimli ABD'li bir gazeteci, profesör ve Dışişleri Bakanlığı'nda çalışan, kendisini yakın olarak tanıdığım biridir. Washington temasları sırasında da kendisini gördüm. Bu konudaki görüşümüz gayet açıktır. Bana atfen yapıldığı söylenen ve daha sonra yalanlanan toplantıda, Türkiye'ye yönelik söylenen bazı şeyler var. Bunların hiçbiri bizim fikirlerimizi yansıtmaz. Ayrıca benim fikirlerim gayet açıktır, Türkiye'nin de, Dışişleri Bakanlığı'nın da görüşleri gayet açıktır. Bununla ilgili düşüncelerimizi, tüm dünya kamuoyuyla paylaştık. Irak'la ilgili tüm görüşmelerde bu hassasiyetimizi daima dile getirmişizdir. Ümit ederim ki yanlış anlamalar ortaya çıkmaz ve dedikodularla, onun bunun bize atfen söylediği sözlerle kimse hareket etmez".
Irak'ta bir federasyon kurulmasına ve Kerkük'ün olası bir Kürt federasyonu dahilinde kalmasına Türkiye'nin nasıl baktığının sorulması üzerine Gül, Kerkük'ün çok hassas bir bölge olduğunun herkes tarafından bilindiğini ve son BM Güvenlik Konseyi kararının da Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünü pekiştirecek yönde çıktığını hatırlatarak şöyle konuştu:
"Bizim görüşümüz şudur: Irak'ın geleceğine Irak halkının kendisi karar verecektir. Irak halkının kararını nasıl vereceği bir takvime bağlanmıştır. Bir hükümet kuruldu. Daha sonra egemenliği devralacak, sonra bir seçim yapılacak, bazı kurultaylar, kuruluşlar olacak. Fakat seçimle işbaşına gelmiş bir hükümetin yaptığı Anayasa Irak halkının tamamının onayına sunulacak. Irak halkının tamamının onayladığı bir Anayasa Türkiye tarafından saygınlıkla karşılanacaktır. Bu çerçeve içinde Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünü tehlikeye atacak herhangi bir düzenlemenin zaten olmayacağı da gayet açıktır. Son BM Güvenlik Konseyi kararı da bunu pekiştirmiştir. Ülkelerin kendi gerçekleri vardır, eski ve yeni Anayasaları'ndan kaynaklanan bazı özellikleri olabilir. Bütün bunlara Irak halkının tamamı serbest bir seçimle karar verecektir. BM Güvenlik Konseyi kararı çıkmadan önce de bu fikirleri çok paylaştık. Irak'ın gelecekte bölünmesine yol açabilecek bir düzenlemeye Türkiye'nin ve bölge ülkelerinin kesinlikle karşı olduğunu defalarca söyledik. Bu konuda iç ve dış basında çıkan konular tamamen yanlıştır. Biz resmi görüşlerimizi her ortamda dile getirdik. Herkes bizim ağzımızdan çıkanlara bakmalıdır. Bizim ağzımızdan çıkmayan ama bize atfen edilen sözlere güvenilirse çok büyük yanlışlar yapılır".
Federasyonun Irak'ın bütünlüğünü parçalayacak bir özelliğe sahip olup olmayacağının sorulması üzerine de Gül, federasyondan federasyona fark olduğunu söyledi. Gül, "Öyle bir federasyon vardır ki bu, parçalanmanın ve ayrılmanın eğitimidir. Sonunda ayrılık kaçınılmaz hale gelir ve ona kapı açar. Öyle bir düzenleme vardır ki o da bu kapıyı kesinlikle kapar" ifadelerini kullandı. Gül, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Genel Başkanı Celal Talabani ile yapacağı görüşmeye ilişkin soruları cevaplamaktan kaçınırken, Türkiye'nin, son 10 sene içinde Irak'ı koruyan bir ülke olduğunu, bu süre içinde eski rejimin katliamlarından Irak halkının korunmasında Türkiye'nin çok büyük katkıları olduğunu belirtti.
Gül, bunların muhakkak bilinmesi gerektiğini belirterek, "Bizimle istişare içinde hareket ederlerse Türkiye'nin katkısını sağlamış olacaklar" dedi. Güneydoğu'da PKK-KONGRA-GEL terör örgütünün faaliyetlerinin yeniden başlaması ve bu faaliyetleri engellemek adına Kuzey Irak'taki Kürt liderlerin tatmin edici bir adımı olup olmadığının sorulması üzerine de Gül, "Teröre, şiddete, silaha kesinlikle Türkiye Cumhuriyeti'nin müsade etmeyeceğini dünya alem biliyor. Bu konuda en ufak bir hoşgörü göstermeyiz. Bundan kim sorumlu olursa olsun onun da sorumluluğunu gözardı etmeyiz. Bu görüşmelerimiz içinde muhakkak ki Kuzey Irak'ta etkin oldukları için Kürt liderlerle de görüşlerimizi paylaşacağız" dedi.