1 puan...Kâr mı zarar mı? (İlker Yasin)
Barcelona gibi topla oynama süresinin, hem de 64 dakika 10 kişi oynarken yüzde 60’lara yaklaşması Fenerbahçe’nin ne kadar maç içinde dominant olduğunun bir işareti. Ama girilen gol pozisyonlarının sayısı çok fazla değil. Kontratakta zaman ve alan çok değerlidir. Dün Hasan Ali’nin kırmızı kart gördüğü pozisyonda Gaziantep bunu çok iyi değerlendirdi. Fenerbahçe tüm hatlarıyla gol için rakip kaleye gittiğinde kale sahasından çıkan iki pasta ve ani kontratakta Hasan Ali kırmızı kart gördü.
Reaksiyon iyi (Serdar Ali Çelikler)
Fenerbahçe adına olumlu bakabileceğimiz nokta reaksiyon kuvvetidir. Maça konsantresiz ve kaleci hatasıyla yenik başlıyorsunuz. Zaten ligin en zor gol atan takımı, gol yiyince kolay çözülen takımına karşı geriye düşmüşsünüz. 30’da 10 kişi kalmışsınız ve soyunma odasına 10 mağlup girmişsiniz. 2. devre başında sağ bekinizin güzel golüyle eşitliği yakalamışsınız ama tam gazı almışken; Diego’nun yine bir kendi ceza alanı saçmalığı (Bkz: Akhisar maçı) ile penaltı vermişsiniz. Yeniden toparlanıp 22 yapıyorsunuz. Kötü hava ve çok kötü zeminde direnç kazanan bir takıma karşı 90+2’de galibiyet şutunuz direkten dönüyorsa bu maç için bu şartlar altında bu beraberliğe kötü denilmemeli. Verilen reaksiyon, takımın karakter koyması önemlidir. Vitor Pereira; Hasan Ali atıldıktan sonra Josef’i çıkarıp Caner’i alması da; 22’den sonra Diego’yu çıkarıp Volkan Şen’i alması da doğru hamlelerdi.
Terranao’nun görevden alınmasının ardından yeniden sportif direktörlüğe kendisini atayan Aziz Yıldırım’ın Vitor’a yaptığı müdahaleler bugüne kadar yerindeydi. Vitor’un ve takımın birlikte yükselişi Aziz Bey’in hocaya verdiği destekle doğru orantılıdır. Şimdi Yıldırım’ın Vitor’a; Gaziantep gibi ligin zayıf ekiplerine karşı deplasmanda da olsa ev sahibi olmasından bir farkı olmadığını anlatması lazım.
Alkışlanacak duruş (Rüştü Reçber)
Fenerbahçe özellikle son 10 dakika bütün riskleri alarak galibiyet golünü aradı. Bu esnada yenilebilirdi de kazanabilirdi de. Ama son düdük maçın berabere bittiğini gösterdi. Fenerbahçe eğer puan kaybedecekse böyle kaybetsin. Çünkü taraftarın futbolcularından istediği performans, 3 puan alınmasa da bu. Zira taraftar bu takım duruşunu puana bakmadan alkışlar.
Yokuşa vurdular (Mehmet Demirkol)
Savunmada yapısal bir açık vermeden anlık bireysel hatalarla 2 puanı kaçırdı Fenerbahçe. Öte yandan Caner’in Orkan’a yaptığı harekete çalınacak muhtemel bir penaltı, Pereira’nın 10 kişiyle orta sahayı boşaltışının daha büyük bir cezası olabilirdi. Özeti: Yokuşu daha dikleştiren Fenerbahçe ve Pereira oldu. Ancak bu kadar tırmanabildiler.
Pes etmemek (Feyyaz Uçar)
Fenerbahçe’nin bütün bekleri ofansı seviyor. Geri dönüşleri geciktiğinde stoperlerin yükü ağır. Birebir kaldıklarında kolay oyundan düşmüyorlar. Kademelerinde de sıkıntı yok. Önlerindeki Mehmet ve arkalarındaki Volkan’la da uyumlular. Bu dörtlünün defansif başarısı Fenerbahçe’yi hedefinden uzaklaştırmaz. Forvetlerinin performansı da kaderini belirler.
Risk alacaksın (Ömer Üründül)
Bana göre Fenerbahçe iki oyuncunun üst düzey performansıyla ayakta kaldı. Mehmet Topal ve Gökhan Gönül. Caner zaten hazır değil. Üstelik çıkan Souza olmamalıydı. Yenik durumdasın, risk alacaksın, bir kişi eksiksin, bu durumda karşı kontratakları kim karşılayacak ama Gaziantepspor'un hücuma çıkışlarında plan programlarının olmayışı, bu yanlış değişikliklerde daha fazla baş ağrımasını engelledi.
Pereira gelgitler yaşıyor (Rıdvan Dilmen)
Pereira'nın, ileri üçlüyü seçerken gelgitler yaşadığını düşünüyorum. Burada Ozan'a bir parantez açmak lazım... Takımda, oyunun iki yönünü de oynayabilen tek oyuncu yedek kalıyor. Bence, Topal'ın yanında veya hafif önünde oynayan tek oyuncu o olmalı. Milli Takım'da görev yapan, Avrupalıların izlediği Ozan, forma bulamıyor. Bu forma bulamayacak değil ama şu an neden oynamıyor bilemiyorum... Zaten şu da bir gerçek; Topal'ın olduğu yerde Souza, Souza'nın olduğu yerde Topal aynı anda sahada olmaz.
Hakemi hiç beğenmedim (Ahmet Çakar)
Diego'yu tanımasam, kariyerini bilmesem, "Böylesine amatör bir çaylak bu takımda niye oynuyor" diyecektim. Yaptırdığı penaltıya bakın! Göstere göstere... Kafa topuna çıkıyor, rakip önünde topa elini kaldırıyor ve top eliyle buluşurken açık bir penaltıya sebebiyet veriyor. Aynısını yine Fenerbahçe'nin İstanbul'da puan kaybettiği Akhisar maçında da yapmıştı. Ve yine iddia ediyorum, bu penaltı olmasa F.Bahçe maçı kazanırdı.
Antep'in Yunan şubesi (Uğur Meleke)
Yunan Ligi ile Türkiye Ligi, Olympiakos’a-Pana’ya Fenerbahçe’ye-Galatasaray’a bakarsan benzeşebilir. Ama bu ligin Yunan Ligi’nden farkı, orta sıra takımlarının daha sert olmasıdır. Çok daha zor çözülmesidir. Antep’in Yunanistan şubesi yoktur orada. Bu ligin sert takımları kendine özgüdür. Beraberliği Pire’deki kadar kolay bozamazsın bu topraklarda... O yüzden böyle maçlarda planların daha spesifik, daha rakip odaklı olmak zorunda.