Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, emniyet birimlerinin çalışmaları sonucunda ikna edilen kadın terörist, 20 Kasım'da Şırnak'taki sınır kapısına gelerek güvenlik güçlerine teslim oldu.
Terör örgütüne 2008'de katıldığı, 2008-2016 yılları arasında Irak'ın kuzeyinde, 2016-2020 yılları arasında Suriye'de PKK/KCK/PYD/YPJ adına faaliyette bulunduğu belirlenen ve bulduğu ilk fırsatta terör örgütünden kaçan E.C'nin itirafları PKK'nın gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koydu.
Kamplarda kaldığı dönemde erkek teröristlerin kadın ve erkeklere tecavüz ettiğine şahit olduğunu anlatan E.C, örgütün acımasız ve kirli yüzüne ilişkin, "Beni ilk götürdükleri yer Van'daki HDP binasıydı. Daha önce oraya hiç gitmemiştim. Orada iki kadın biraz konuştuktan sonra beni başka bir adamın yanına götürerek teslim ettiler." dedi.
Aile baskısı nedeniyle evden dışarı çıkamayan biri olduğu için örgütün özgürlük vaatlerine kandığını belirten E.C, "Gitmek istemiyordum, zorla götürdüler, kandırdılar. Birçok vaatte bulundular. 'Biz çok özgürüz, sen de özgür olursun. Biz evimizden çıkıyoruz, sen de çıkarsın.' dediler. Ben evden çıkamadığım için onlara inandım. Ne olduğunu bilmiyordum." ifadelerini kullandı.
Kampa gittikten sonra örgütün gerçek yüzünü öğrenmeye başladığını, çok kötü şeylerle karşılaştığını kaydeden E.C, şöyle devam etti:
"Gittiğimiz yerlerde bir iki ay yürüdük. Orada iki üç erkek, iki kadın vardı. O süre zarfında insana bir şey yapmıyorlar, güven veriyorlar ama kampa gittikten sonra bir sürü şeyle karşılaşıyorsun. Oraya gittiğimde 'eğitim alacaksın' dediler ama orada çok kötü şeyler yaşadım. Benim yaşadıklarımı yaşayan bir sürü kadın arkadaşlar var. Onları gördüğümde biri tutuklanmıştı. Sürekli ağlıyordu, dövüyorlardı. Onlar dövmediklerini söylüyorlardı ama seslerini, çığlıklarını duyuyorduk. O sesleri duyduğumda çok kötü oluyordum. Babam aklıma geliyordu. Evdeyken babamın beni dövdüğünü hatırlıyordum."
Kaçmak isterken yakalanan bir kadın teröristin tecavüze uğradığını belirten E.C, tecavüz eden sözde takım komutanının olaydan sonra rahatça dolaştığını anlattı. E.C, şunları kaydetti:
"İki gün ormanda buna maruz kalan kadın geri geldiğinde olanları bize anlattı. Odada bir süre tek kaldı. Sürekli bağırıyor, küfür ediyor, ölmek istediğini söylüyordu. Ben bunları kimsenin yaşamasını istemiyorum. Takım komutanının tecavüz ettiğini söylemesine rağmen 'o böyle bir şey yapmaz' dediler. O adam serbest dolaşıyordu. Birçok olaya şahit oldum. Bunlar sadece kadın değildi, erkekler de vardı. Orada kadın-erkek fark etmiyordu. Erkeklere de aynı şeyleri yapıyorlar. Bu iğrenç bir durum. Bunu sakın unutmasınlar, erkek-kadın onlar için fark etmiyor."
Kendisine de tecavüz girişiminde bulunulduğunu anlatan E.C, şöyle devam etti:
"Bağırdım, çağırdım, sesimi duyup gelenler oldu. Ben şanslıydım. Benim gibi şanslı olmayanlar da olabilir çünkü tecavüze uğrayan bir sürü kişi oldu. Anlattığımda inanmadılar, 'Öyle bir şey asla yapmaz, sen yalan söylüyorsun.' dediler. Ailem hakkında bir sürü şey söylediler. 'Sen kültür almamışsın, biz senin gibilere böyle yapıyoruz, kendimizi tatmin ediyoruz.' diyorlardı. 15 yaşındaki kız bile tecavüze uğruyordu."
Bir fırsatını bulunca terör örgütünden kaçarak teslim olduğunu söyleyen E.C, "Bana çok iyi davrandılar. Gerçekten geldiğim için çok mutlu oldum. Herkesin buraya gelmesini istiyorum. Korkmasınlar, gelsinler, korkulacak hiçbir şey yok. Örgütteyken 'Sınıra gidersen öldürürler' diyorlar. Öyle bir şey yok. Biz geldik, bizi öldürmediler. Kendinizi kurtarın, ailenizin yanına dönün. Devlet nasıl affederse aileler de affeder." diye konuştu.
AA