Teslim olan kadın teröristin itirafları

ŞIRNAK (İHA) - Şırnak'ın Silopi ilçesinde, terör örgütü PKK'dan kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan bir kadın terörist, örgüte çok eskiden katılanların geri dönmek istediğini fakat imkan bulamadığı için gelemediğini söyledi.

Kadın terörist, ayrıca örgütte anlatıldığının aksine Türkiye'de çok iyi karşılandıklarını ifade ederek, arkadaşlarına gönül rahatlığıyla teslim olmaları çağrısında bulundu.
Terör örgütü PKK mensubu bir kadın, dün Şırnak'ın Silopi ilçesi yakınlarında silahsız ve teçhizatsız olarak güvenlik güçlerine teslim olmuştu. Gözaltına alınan kadın terörist, çarpıcı itiraflarda bulundu. Örgüte henüz 14 yaşındayken katıldığını ve o zamanlar çocuk olduğu için bir şey anlamadığını ve kandırıldığını söyledi. Yaklaşık 14 sene örgütün içinde kaldığını ifade eden kadın terörist, "Ömrünün neredeyse yarısını örgütün içinde geçirdim; fakat hayatımdan bir şey anlamadım. Örgüte katıldığım zaman 14 yaşındaydım. Küçük yaşta olduğum için bütün söylenenlere hemen kanıyordum. Köyde bize propaganda yaptılar; aldandık ve gittik. Yani bizi kandırarak götürdüler" dedi.

Reklam
Reklam

Örgüt yaşamının çok zor olduğunu kaydeden kadın terörist, "Örgüt yaşamı ağır şartlarla doluydu ve herkes mutlaka bu şartların gerektirdiklerini yapmak zorundaydı. Bu nedenle herkes çok çabuk yıpranıyordu. Bizim ihtiyaçlarımız genelde dış devletlerden geliyordu; ama bazen de köylere inip zorla yiyecek alıyorduk. Silahlar ise genelde Irak tarafından geliyordu. Örgütün içinde bir süre komutanlık yaptığım için özellikle Amerikan komutanlarının ziyaretlerini duyuyorduk. En son Mahmur Kampı'na geldiler; orada sayım yaptılar ve herkese Birleşmiş Milletler kimliği verdiler. Örgütte özellikle bahar aylarında yoğun bir çalışma dönemi oluyor. Yeni mevziler kazılıyor, cephaneler tamamlanıyor ve özellikle sınır taraflarına büyük yığılmalar yapılıyor" diye konuştu.

Abdullah Öcalan ile örgütün gönül bağı olduğunu ifade eden kadın terörist, terörist başının zehirlendiği iddialarıyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Avrupa'dan doktorlar gelip bakmazsa eğer, örgüt, sağlığı konusunda kesin yargıya varamaz. Eğer Abdullah Öcalan'ın zehirlendiği doğrulanırsa ateşkes sona erer ve saldırılar devam eder fakat bu sefer saldırılar şehir merkezlerinde yapılır".

Reklam
Reklam

Örgüt içinde bayan olmanın ayrı bir zorluk olduğunu dile getiren kadın terörist, "Örgütün içinde hayat koşulları çok zor. Özellikle bayanlar için daha da zor oluyor; çünkü kadın-erkek ayrımı yoktu. Erkek, hangi görevi yapsa mutlaka kadın da o görevi yapmak zorundaydı. Kadın olarak örgütte yaşamak çok zor; çoğu zaman tecavüze uğrayan oluyor, elle tacize uğrayan oluyor. Ben bunları yaşamadım ama yaşayan çok arkadaşım vardı. Kadınlara tecavüz eden ve taciz edenlere ceza veriliyordu; fakat bu çok az bir cezaydı. Eskiden örgüt içinde duygusal ilişkiler yaşandığı zaman hemen infaz kararı çıkıyordu fakat son dönemlerde sayının azalmasıyla infazdan vazgeçtiler. Ancak, bu kez de psikolojik baskı yapmaya başladılar" şeklinde konuştu.

Örgütte birçok militanın Türkiye'ye dönmek istediğini fakat korktuklarını söyleyen kadın terörist, "Örgütte sürekli olarak Türkiye'ye karşı propaganda yapılıyor. 'Türkiye, teslim olanlara işkence yapıyor, zindanlara atıyor' deniyordu. Özellikle eskiden katılanlardan çoğu teslim olmak istiyor; fakat hem imkan bulamadıkları hem de korktukları için gelemiyorlar. Ben örgütün içinde 14 sene kaldım, yani neredeyse ömrümün yarısı orada geçti fakat hayatımdan hiçbir şey anlamadım. Sürekli aynı şeyleri yapmaktan bıkmaya başlamıştım. Aileme ve memleketime geri gelme hevesim hep vardı. Bütün olumsuzları göze alarak geldim ve örgütün söylediğinin aksine çok iyi karşılandım. Kalanlara mesajım; dağda yaşayanların silah bırakması ve ailelerinin yanına geri dönmeleridir. Güvenlik yönünden de hiçbir sıkıntıları olmasın çünkü ben teslim oldum ve çok iyi bir şekilde karşılandım. Aileme ve memleketime döndüğüm için çok mutluyum" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam