Tezcan Aydınpost'u ziyaret etti

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Aydınpost Haber Merkezi’ni ziyaret etti.

Aydınpost Editörü Erman Çetin, köşe yazarları Ahmet Güler ve Bülent s. Doğan tarafından karşılanan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ziyaretinde, Aydınpost ailesini çalışmaları dolayısıyla kutladığını ifade etti.

Güncel konulara dair sorulara yanıt veren Tezcan, yerel basının önemine değinirken, “Sizlere teşekkür ediyoruz. Biraz meşhur olunca büyük gazeteler sizlerden bahsetmeye başlar fakat meşhur olmadan önce sizleri kimin yazdığını ise unutmayacaksınız” dedi.

İşte CHP’li Tezcan’ın açıklamaları.

Reklam
Reklam

Genel Başkan Yardımcılığı göreviniz Aydın CHP tarihinde bir ilk değil mi?

Evet, CHP'de ilk.

Neler oluyor son dönemlerde? Öngörüleriniz nelerdir?

Açıkçası AKP'nin dış politikası patladı. Plansız, programsız işler yapılıyor. Başkasının kayığıyla bu yolgidilmez. Bir gün kayığı altınızdan çekerler. Şimdi çektikleri gibi. Ortadoğu'da işlerden başarıyla çıkarsan güzelliktir ama yapamazsan da büyük bir beladır.Ortadoğu'da huzuru bozmaya çalışanlar var. Yeniden harita çizmek istiyorlar. Çatışmanın en kolayı dinsel, mezhepsel olanı. Biz de millet olarak kendi içinde çok zengin etnik grupları barındırıyoruz. Türkiye'yi kuranlar çok doğur karar vermişler. Üniter yapı esas alınmış. Güçsüz devletler büyüklerin oyuncağı oluyor. 1. Dünya Savaşından sonra çıkışı iyi yakaladığımız için etkin bir ülkeyiz. Irak 1991'den bu yana parçalanmaya başladı. İran'ı da parçalamaya çalışıyorlar. Bizi doğrudan doğruya bölgede Amerika'nın İsrail'in yanında ikinci bir güç oluşturma hamlelerine dikkat etmek lazım. Ya dış politikamızı kendi anlayışımıza göre düzenlememiz lazımdı ya da birilerinin arkasına saklanıp gitme yolu seçebilirdik. Hükümet ikinci yanlış yolu seçti. Amerika'nın arkasına takıldılar, bakış açıları tamamen Amerika'nın penceresine göre yapıyorlar. O pencere bizim penceremiz değil. Görünenler milli çıkarlarımıza uygun değil. Amerika 20 yıl önce Büyük Ortadoğu projesini ortaya attı. Büyük Kürdistan kurulması hedefleniyor. Suriye, İran, Irak ve Türkiye parçalanmak isteniyor.

Reklam
Reklam

“BOP eşbaşkanı demek Büyük Kürdistan’ın da eşbaşkanı demektir”

Bizim başbakanımız BOP'un eşbaşkanıyım dedi. Bunun Türkçesi, Büyük Kürdistan Devletinin eşbaşkanıyım demektir. Nitekim yaşadığımız süreçte Şemdinli'de, Hakkari'de PKK otoritesi var mı yok mu tartışıyoruz. Terör örgütü sokakta kimlik soruyor. Gazetelere manşet oluyor. Milletvekili kaçırıyor. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde en ciddi problemlerinden birisidir. Türkiye ulusal bütünlüğünü tartışmayacak. Biz kendi içinde etnik kökenleriyle, farklı inançlarıyla tamamının zenginleşmesini sağlayacağız. Bizim Cumhuriyet projemiz çok doğru bir proje. Dünya milli devletlerin güçlü oldu dönemde. Rekabet edebilmek, diğer ülkeleriyle birlikte onurlu yaşamanın yolu güçlü milli devlet olmaktan geçiyor. Rusya bile yeniden toparlanıp güçlü bir devlet olabilmenin mücadelesini veriyor. Bizim dinamizmimizi hazmedemeyen bir yapı var. Suriye ve Irak'taki gibi Türkiye'yi de parçalayıp Büyük Kürdistan projesinin peşinden koşuyorlar. AKP'nin yapması gereken bölge 4 ülke mücadele içinde. İran, Çin, Rusya, Suriye ve diğerleri. Türkiye'nin yapması gereken kendi sınırları dahilinde çatışmanın bir unsuru olarak bölgeye dalmaması gerekirdi. Bu ülkeler arasında çok kolay denge siyaseti izleyebilirdi. Biz Suriye ve Irak'ın bütünlüğü için mücadele edebilirdik. Onların güvenliği aynı zamanda bizim de sınır güvenliğimiz için önemli. Kuzey Suriye'de Kürdistan oluşması bağımsızlık hevesinin artmasına neden olacak. PKK onun için saldırılarını artırıyor.Biz denge siyasetini yaptık aslında daha önce. 2. Dünya savaşında İsmet Paşa aldığı kararlarıyla çok iyi bir örnektir. İsmet İnönü Türkiye'yi savaşa girmeden büyük bir beladan kurtardı. Diyorlar ki Ortadoğu kaynıyor bizi savaş için zorluyorlar. Tabi ki zorlayacaklar. Bugün bizi zorlayan uluslararası denge güç oyunları 2. dünya savaşında bizi zorlayandan daha ağır değil. O ustalıktır. Davutoğlu, Amerika'nın kuyruğuna takılıp önce Esad'la beraber anlaşmalar yaptı. Amerika talimatı verince bir an önce müdahale ettik. Komşu ülkenin muhalif ordusunun komutanı Türkiye'de eğitiliyor. Böyle bir krizin içinde bu kadar açıktan girmeye hakkı var mı? Senin içindeki terör saldırılarına destek vermesi için kapı açarsın. Hükümet büyük bir hatanın içinde çıkamıyorlar da.

Reklam
Reklam

CHP’nin politikaları halk tarafından doğru anlaşılıyor diye düşünüyor musunuz?

CHP, Türkiye’de Cumhuriyetin en önemli güvencesidir. CHP’nin duruşu benim ya da başkasının söylemiyle değişmez. Her siyasi yapının içinde zengin görüşler olabilir. AKP’nin TC’nin kuruluş esaslarını ortadan kaldırmaya yönelik karşısında durabilecek tek siyasi yapı CHP’dir. Bu duruş bizim keyfimize göre belirlenmiş bir şey değil. CHP’nin sahibi Cumhuriyeti yaratan bir Türk milletidir, Türk halkıdır. Bu misyondan vazgeçmemiz mümkün değil.

Biz 72 millet bu topraklar içinde Anadolu kardeşliğini temsil eden siyasetin örgütlü kuruluşuyuz. Bunu yaparken de Cumhuriyet inancıyla siyasallaştırmış kuruluşuz. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in misyonu bu zaten.

Atatürk’ün kurduğu CHP’nin çizgisinden uzaklaştığınız da iddia ediliyor ama?

Yok. Herkes görmek istediği ölçüde görür.

HERKESİN AYNI DÜŞÜNCEDE OLMASINI BEKLEYEMEYİZ

AKP’nin özgürlük çağrısında bulunup da otoriter tavrını çok net hayata geçirmeye başladığı, tek adam dönemi yargıyı kontrol etmeye başladığı, yasamayı başbakanın eline verdiği, siyasetin tamamını tek adamın belirlediği bir süreçte CHP’nin çoğulculuğun temsilcisi olma görevi süratle devam ediyor. Farklı bakış açılarıyla düşünen arkadaşlarımız mutlaka olacaktır. Kimse aynı üslubu kullanmaz.

Reklam
Reklam

Sayın Aygün’ün PKK tarafından kaçırılması sonrasında bazı açıklamalar oldu. CHP Lideri Kılıçdaroğlu Aygün’ün sözleri için ‘Partiyi değil, kendisini bağlar’ dedi. Akşamına da ‘Aygün’ün arkasındayım’ diye konuştu. Toplum sözlerin ne manaya geldiğini açıkçası kavrayamadı. Bu söylem tartışmaları da beraberinde getirdi.

Karıştırmamak lazım. Net bir ifadedir o. Arkasındayım sözü, ben onu cadı kazanına atmayacağım demek istedi. Elbette Genel Başkan milletvekilini sahipsiz bırakmayacaktır. Genel Başkanın düşündüğü gibi konuşmayabilir. CHP söylemesi gereken şeyler dışında sözler de sarf etmiş olabilir. Bir milletvekilini muhalif partilerin hırpalamasına müsaade etmeyeceğim demek istemiştir Sayın Genel Başkan.

Başbakan bayram namazında çıkınca dedi ki, BDP milletvekillerinin PKK’lılarla sarmaş dolaş olmasına ve Hüseyin Aygün’ün açıklamalarına yönelik bu nasıl bir muhabbet. Başbakan işte burada hırpalamaya çalışıyor. Genel Başkanın buradaki arkasındayım sözü sahiplenme anlamındadır. Bundan daha olgun bir duruş olur mu?

Reklam
Reklam

BAŞBAKAN SİCİLİ EN BOZUK SİYASETÇİDİR

Başbakan arkadaşlar sözünü eleştirmeye kalkıyor. Ya insanda biraz vicdan olmalı, biraz da yüzünün kızarması lazım. Şehide kelle diyen kim? Terörist başına sayın diyen kim? Oslo’ya kendi özel temsilcisini gönderen kim? Sizi rahatsız eden kaymakam, vali, emniyet müdürü var mı bunları hallederiz diyen kim Başbakanın özel temsilcisi. Her yeri silah deposu haline getirdiniz biliyoruz diyen kim MİT Başkanı. Şimdi o silah depoları patlatılıyor. Peki, Habur’da seyyar mahkeme kuran kim? Hakan Fidan’ı kurtarmak için çalışma başlatan kim? Önceden Oslo’da görüşme yaptı diyen şerefsizdir diyen kim? Başbakan. Bu görüşme ortaya çıktığında benim talimatımla gidip görüşmüştür diyen kim? Başbakan. Şerefsiz kim? Ben bir şey demiyorum. Dönün Başbakanın sözlerine bir bakın. Kandille İmralı arasında görüşme trafiğini yöneten bunlar. Elinde devlet gücü olan, teröre karşı devletin tüm yetkisine sahip olan bir başbakan bunları söylüyor, kaçırılan bir milletvekili de arkadaşlar demiş, derken de bu çocukları kandırıp kaçıranlardan şikâyetçiyim demiş. Bu sözü benimsemek zorunda değiliz. Kimisi canavar der onlara, kimisi de kandırılmış, kötü yola düşmüş çocuklar der. Sayın Aygün de kandırılmış, kötü yola düşmüş çocuklar diye hitap etti. Sırça köşkte oturan kimsenin camına taş atmayacak. Başbakan bu konuda sicili en bozuk siyasetçidir. Kalkıp bir başkasına bir şey söylemesi mümkün değildir.

Reklam
Reklam

CHP’nin adını ağzına alırken 3-5 defa ağzını çalkalaması yetmez, 41 kere ağzını çalkalayıp abdest alması lazım. Bizim bu konudaki duruşumuz belli.

AKP’NİN AÇILIM POLİTİKASI SAÇILIM POLİTİKASIDIR

Türkiye’nin birliğini bütünlüğünü parçalamaya yönelik politikaları var. Nereye varacağımız belli olmayan sürece girdik. Türkiye’de ciddi bir terör problemi var. Bir de bu teröre kaynaklık eden toplumsal iklim de var. Çözüm bekleyen Kürt sorunu var. Bunun bir kısmı teröre uzanıyor, bir kısmı da masumca öyleymiş gibi gösteriliyor. Türkiye’de 10 milyon Kürt’ün böyle bir sorunu varmış gibi söyleniyor. Hakkari’de, Şemdinli’de devletin giremediği, bir çatışma süreci yaşamışız. Dışişleri Bakanı Erbil’e ordan da Kerkük’e gitmiş. Türkiye’yi bir maceraya sokuyorlar. Ama kapalı kapılar ardında görüşmeler oluyor. Türkiye’nin o bölgede maceraya sürüklendiğini adım adım görüyoruz. Meclis’te görüşelim, böyle bir dönemde tatil yapma hakkı yok demişiz. Kandil’e girme yetkisi var hükümetin ancak Amerika’dan izin alamadığı için giremiyor. AKP ve MHP buna yanaşmadı. Açılıma destek veriyoruz dedik. Biz bunu Meclis’te konuşmak durumundayız. Milletin problemi var. Parti ayrımı gözetmeden bunu konuşalım diyoruz. Niye kaçıyorlar anlamıyorum.

Reklam
Reklam

YENİ ANAYASA KONUSUNDA CHP NE DÜŞÜNÜYOR?

Türkiye Cumhuriyeti’nin temel felsefesini ortadan kaldıracak bir anayasa yapımına olur vermeyiz. Yani ilk üç madde. Bunlar tartışılmaz maddelerimiz. Anayasa görüşmeleri sırasında AKP’nin foyası meydana çıktı.

AKP Türkiye’de laikliği ortadan kaldırmak istediğini görüşmelerde ortaya çıkardı. Devlet düzeni kısmen de olsa din esasları üzerine kurulamaz diyoruz. Anayasa komisyonunda önerimiz var. AKP karşı çıkıyor buna. Niye karşı çıkıyorsun? Demek ki din esasları üzerine devlet kurmak istiyorsun. Mezhepler kendi arasında baskı yapma hakkı görmez mi? İlk foyaları ortaya çıktı.

İkincisi, millet tarifiyle ilgili. Vatandaşlık basit bir tarif değil. Buna da müsaade etmeyeceğiz.

Bir başka konuda özgürlükler. AKP’nin niyeti net olarak ortaya çıktı ki, Türkiye’de tek kişinin hakimiyetinde başkanlık rejimine yol aldırmaya çalışan bir sistemin önünü açmaya çalışıyorlar. Bizim duruşumuz net. Biz özgür bir Türkiye istiyoruz. Yasaklar olmamalı, siyasetin elinde olmayan yargı, özerk üniversite istiyoruz, bilimsel düşünebilen insanların olduğu üniversite istiyoruz, biz gösteri yapan öğrencilerin terör örgütü suçundan içeri atılmasını istemiyoruz. Çalışma yaşamında bütün işçilerin grev hakkı olduğu bir Türkiye istiyoruz. AKP bunları istemiyor. Her maddede ortaya çıkıyor niyetleri. AKP’nin anayasa samimiyetsizliğini ortaya çıkaran partiyiz.

Reklam
Reklam

YANİ CHP MASADAN KALKMAYI DÜŞÜNMÜYOR ÖYLE Mİ?

Masadan kalkma literatürünü doğru bulmuyoruz. O masa nasıl bir masa? Başkalarının ifadeleriyle konuşursak derdimizi anlatamayız. Biz orada ne yapacağımızı biliyoruz. Demokratik bir anayasa yapmak için varız. Çağdaş demokratik anayasanın taşıyıcısıyız. Seçimlere giderken yeni anayasa vaadiyle gittik. 1982 anayasasını en fazla yazılarıyla eleştiren Uğur Mumcu’ydu. Masa bunların konuşulduğu yer. Her kararı uzlaşmayla alacak diye şart koşuldu. Mutabakatla çıkmayan bir şey o masadan geçmeyecek. O masanın problemi. Benim masaya oturup kalkmamla alakalı bir durum yok. Ben masada ne söyleyeceğimi biliyorum. Türkiye’nin temel niteliklerini tartıştırmayacağım. Cumhuriyeti laikliği tartıştırmayacağım. Özgürlük açılımının temsilcisi olacağım. Masadan kalkmak deyince, masanın sahibi var biz de eğreti şekilde oturuyormuşuz gibi anlaşılır. Karşıdaki partinin başka niyeti var diye sorumluluğumuzdan kaçabilir miyiz? Benim TV programına çağırsalar, diğer partilerin de bulunduğu, o TV kanalı da AKP’ye yakın olsa, ben o programa gitmeyecek miyim? Ben orada kendi düşüncelerimi sunacağım. O masada biz düşüncelerimizi savunacağız.

O MASA GÖREVİNİ YAPAMAZSA PEKİ?

Herkes sorumluluğunun karşılığını alacaktır.

İMAM HATİPLERİ ARKA BAHÇE YAPMALARINA İZİN VERMEYECEĞİZ!

O açıklama siyasi bir sahtekârlıktır. Kur’anı Kerim okumanın yasaklandığı günlerden kurtulduk demiş. Türkiye’de Kur’an-ı Kerim okumanın yasak olduğu günler olmamıştır. Kur’an-ı Kerim, Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi’ye tefsiri yazdırılmış, mollaların tekelinden çıkartılıp halkın anlayabileceği şekilde Türkçe’ye o dönem çevrilmiştir. Din, siyasetçinin elinde malzeme olmaktan çıkmalıdır. 4+4+4 sistemi imam hatipleri okul sistemi içinde tek gerçekmiş gibi, tek idealmiş gibi gösterme sistemi de dini doğrudan doğruya siyaset malzemesi yapmak isteyenlerin anlayış biçimidir. İmam hatip liseleri CHP döneminde din adamı ihtiyacını karşılamak için açılmış okullardır. Biz imam hatip okullarıyla cephede savaş halinde olmadık. İmam hatip okullarını siyasi menzil gibi gören, Türkiye’de çağdaşlıkla, özgürlüklerle hesaplaşmak isteyen anlayışla her zaman mücadele ettik, yine de edeceğiz. Halkın dinini yaşamasının güvencesi biziz, inancını yaşamasının güvencesi de biziz. Ama bu şekilde imam hatipleri arka bahçesi gibi gören zihniyete olduğu gibi, arka bahçe gibi oluşturulmaya çalışılan imam hatiplere de karşı çıkacağız. CHP iktidarında da bu anlayışa geçit vermeyeceğiz.

SEÇİMLERİN ÖNE ALINMASINI DESTEKLİYOR MUSUNUZ?

Seçimlerin öne alınması, AKP’nin de düşmesinin öne alınması olarak görülebilir. Prensip olarak Anayasada yerel seçimlerin öne alınması gibi çalışma yapmak yok. Türkiye’deki siyasi iklim, seçim erkene alınacaksa bundan kaçan ve korkan parti değiliz. CHP seçime hazır.

BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARI İÇİN ÖN SEÇİM YAPILACAK MI?

Aday saptama tüzüğümüzde belli. Merkez yoklama, ön seçim ya da aday yoklamayla belirleme yapılabilir. Bundan tek başına yeterli değil. Örgütlerin eğilimi, tespitlerini ele alacağız. Kamuoyu taleplerini anketlerle alacağız. Bulunduğu çevrede soruşturmaları yapılacak.

GENEL BAŞKAN YARDIMCISI OLUNCA SİZİ DAHA MI AZ AYDIN’DA GÖRECEĞİZ NASIL DERSİNİZ?

Daha az daha çok üzerine değerlendirme doğru olmaz. Aydın benim seçim bölgem. İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da, Hakkari’de benim bölgem. Partimizin çalışma programı uygun işleyiş göstereceğim.

CHP İL BİNASI İÇİN DÜŞÜNCENİZ VAR MI?

Var. Önümüzdeki günlerde inşallah olacak.

ÇERÇİOĞLU KONUSUNDA DÜŞÜNCELERİNİZ NEDİR?

Biz memnunuz. Sayın Genel Başkanımız da açılışta açıklamalarda bulundu. Bir başkan herkesin desteğini alarak belediyeyi yönetebiliyorsa takdir etmek gerekir.

BÜTÜNŞEHİR KONUSUNDA ELEŞTİRİNİZ VAR MI?

Esas olan halkın seçildiği bölgede kendi yöneticilerini semesi, kararların yerel ölçekte alınması etkin ve verimli bir yerel yönetimin şartıdır. Merkezileşmeye dönük adımlar doğru adımlar değildir. AKP’nin yasa değişikliği siyasi hesaptır. Seçimi alamadığı bölgelerde köylerdeki oyları da sandığa taşıyarak iktidar olmak hevesindedir. Ancak bu da onları kurtaramayacaktır. Bu yaklaşımda Ortaklar, Atça, Bağarası gibi ilçe olabilecek bölgeler var. Belediyeleri kaldırarak hizmet götürmüyorum denmektedir. Bunu da kabul etmiyoruz.

2015 yılında CHP iktidarında bütün yetkilerini vereceğiz yerel yönetimlerin. Halkın kararıyla doğrudan doğruya yetkilerin yerelde kullanıldığı bir anlayış.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: