Ne tesadüftir ki, hepsi Beşiktaş’ı buluyor. Sahiden bu ülkede TFF ya da MHK var mı? Varsa bu hakemlerin durumu ne? Kweuke yüzünü korumaya çalışan Mustafa’ya takılıyor ve düşüyor. Halı sahada olsa ilk pozisyona ‘penaltı’ diyeni dışarı kovarlar… Geçen hafta Eskişehir maçında Markus Merk’in Slaven Bilic’e verdiği cevapta ‘yeterli darbe’ yoktu. Dünkü ilk penaltıya bu yorum üzerinden kargalar güler. Hırvat teknik adamın sinirden kendini kaybedip daha ilk yarı oynanırken içeri girmesi sinirlerinin ne kadar alt-üst olduğunu gösteriyor. Nasıl olmasın? Daha ilk sezonunu tamamlamadan yaşadıklarıyla Türk futbolunda adalete ne kadar inancı kalabilir ki…
Halbuki Beşiktaş, Rize deplasmanına çok iyi bir başlangıç yapmıştı. Hem de Almeida gibi bir silahı saha kenarında olmasına rağmen… Suskun golcüsü Mustafa Pektemek ile üstünlüğü almayı başarmıştı. Veli’nin orta alandan Olcay’ın pasıyla şekillenen ve Mustafa Pektemek ile sonuçlanan hücum derslik bir ofansif organizasyondu. İki penaltıyla öne geçen Rize’nin futbol adına sahaya çok birşey koyduğunu söyleyemeyiz. Siyah-beyazlılar ikinci yarıda özellikle de son 20 dakika oyunu domine eden taraftı. Rize’yi sahasına hapsetti ama aradığı golü bulamadı. Beşiktaş’ın dün geceki en büyük kazanımı iki gol atan Pektemek’in özgüvenini yeniden kazanması oldu.
Beşiktaş her takımın deplasmanda çok zor galip gelebildiği bu sezonki lig yarışında çok önemli bir 3 puanı hanesine yazdıracaktı. Ama hakem Ali Palabıyık, yardımcı hakemi Ferhan Kestanlıoğlu’nun katkısıyla buna engel oldu. Kara Kartal’ın dün Rize’de iki puanı resmen gasp edildi. Hakem hatalarından yakasını kurtaramayan, stadı olmayan, binbir sorunla uğraşan Beşiktaş kendisi için çok zor olan şampiyonluk iddiasını bir de böyle hesapta olmayan etkenler devreye girdiğinde iyice yitiriyor. Bilic, oyuncularıyla yaptığı toplantıda ‘gerekirse hakemi de yeneceksiniz’ demişti. Ama dün de görüldüğü gibi bunu yapmak insan üstü yetenekler gerektiriyor. Zaten kokuşmuş futbol düzeninin içinde hakemi yenseniz karşınıza başka bir saha dışı etken çıkar.