TİB'de Dinlemelere Ilişkin Inceleme

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığında (TİB) yürütülen soruşturma çerçevesinde iki yılda 509 bin 516 kişinin dinlendiğinin belirlenmesine ilişkin, "Bu yapılanmanın Türkiye'nin kurumlarından temizlenmesi gerekiyor ki; ne kadar tehlikeli boyutta olduğunu hergün çıkan belgelerle görüyoruz. Dinlemişler, kaydetmişler, sonra da delilleri oradan almışlar, silmişler ve de öyle bırakmışlar, gitmişler. Maalesef Türkiye’nin içinde bulunduğu durum bu" dedi. Çavuşoğlu, AK Parti Muratpaşa Belediye Başkan adayı Cihat Bulut'un seçim bürosunu ziyaret etti. Bakan Çavuşoğlu burada, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Her gün ortaya çıkan yeni belgelerin, devlet içindeki paralel yapılanmanın, yargı, polis, bilim yuvaları ve devlet kurumlarına tehlikeli biçimde yerleştiğinin göstergesi olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, şunları söyledi: "Yargının içine giriyorlar, yargıyı başkalarına şantaj olarak kullanıyorlar, polisin içinde yapılanıyorlar. Bunu insanların, siyasetçilerin ve halkın üzerinde bir baskı olarak kullanmaya çalışıyorlar. TÜBİTAK'ın içine giriyorlar, buradaki bilimi ve tüm araştırmayı, teknolojiyi yine insanları dinlemekte, hatta devleti dinlemekte yine iş adamlarını dinleyerek, iş adamlarının üzerinde şantaj ve baskı unsuru olarak kullanıyorlar. TİB'in içine girmişler, aynı şekilde TİB'de insanların iletişim güvenliğini sağlamak iken görevi, bizzat kendileri herkesi dinlemişler. Dolayısıyla bu tehlikeli yapılanmanın vahametini bir kere daha ortaya koyuyor." - "Bu yapı temizlenmeli" Devlet içindeki yapılanmanın temizlenmesi gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, aksi takdirde kimsenin kendini güvende hissedemeyeceğini dile getirdi. Hiçbir iş adamı, yönetici, polis, yargı mensubu, siyasetçi ve vatandaşın bu şartlarda güvende olamayacağını ifade eden Çavuşoğlu, "Bu yapılanmanın Türkiye'nin kurumlarından temizlenmesi gerekiyor ki; ne kadar tehlikeli boyutta olduğunu hergün çıkan belgelerle görüyoruz. Dinlemişler, kaydetmişler, sonra da delilleri oradan almışlar, silmişler ve de öyle bırakmışlar, gitmişler. Maalesef Türkiye’nin içinde bulunduğu durum bu" diye konuştu. Türkiye'nin tarihinde buna benzer, "derin devlet", "çeteler" gibi yapılanmaların, darbe girişimlerinin olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "Türkiye bunları nasıl aştı, işte bu yapılanmadan da kurtulacaktır ve bu yapılanmalardan kurtulduğu zaman, işte o zaman Türkiye'de demokrasi daha güçlenecek, özgürlükler daha güçlenecek, insan temel hak ve özgürlükleri daha güçlenecek ve Türkiye bu süreçten de daha güçlenerek çıkacaktır" ifadelerini kullandı. - Youtube ve Facebook ile ilgili açıklamalar Bir gazetecinin, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Youtube ve Facebook gibi sosyal paylaşım siteleri ile ilgili açıklaması"nın olduğunu hatırlatması üzerine Çavuşoğlu, bu konu hakkında bilgi sahibi olmadığını, bu yüzden yorum yapmasının doğru olmayacağını ifade etti. Türkiye'de internet ağının güçlenmesi için çalışmalar yaptıklarını, çocuklara tabletler, okullara bilgisayarlar dağıtıldığını anlatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz internete, bilgiye ulaşıma karşı değiliz. Sadece teknolojinin ve bilginin başka insanların özgürlüklerini kısıtlayacak şekilde ya da ihlal edecek şekilde kullanılmasına karşıyız. Tüm demokrasilerde bu vardır. Günlük hayatta nasıl bunlar, başka insanların özgürlüklerini kısıtlayıcı davranışlar, suçlar engelleniyorsa, sanal ortamda da bir başka insanın hak ve özgürlüğünü kısıtlayıcı ya da zarar verici adımların mutlaka hem denetim içinde olması gerekir hem de hukuk içinde gerekli işlemlerin yapılması gerekir." Sanal ortamın kimseye, başka insanların özgürlüğünü ihlal etme hakkı vermediğine işaret eden Çavuşoğlu, demokratik ülkelerde bu kuralın esas olduğunu bildirdi. Daha önce Youtube ve Facebook gibi sitelerde "zararlı" yayınlar görüldüğünde o servis sağlayıcının tamamen kapatıldığını hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "Bizim çıkardığımız yasada sadece o içerik engelleniyor. O içerik sebebiyle hak ve özgürlüğün ihlal edildiğine yönelik bir başvuru olursa engelleniyor. Sürekli 'AK Parti internette engelleme yapıyor' deniliyor ama bu bile aslında özgürlükçü bir yaklaşımdır. Daha önce Youtube kapatılıyordu, şimdi sadece o içerik kapatılıyor. 24 saat içinde de mahkeme kararı alınması gerekiyor, mahkeme bunu onaylar ya da kapatma kararını kaldırır. Bu bile bizim attığımız adımlar, daha özgürlükçü adımlardır."