Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanı Serdar Çam, "İnsanlık dramlarının yaşandığı daracık mekandaki mazlum Filistinlilere İsrail’in her saldırısı kendi geleceğine bir darbedir." dedi.
Çam, İsrail askerlerinin, Gazze'de dün düzenlenen "Büyük Dönüş Yürüyüşü"ne müdahalesinin ardından Twitter hesabından paylaşımda bulundu.
Gazze'nin tel örgüler içinde yıllarca insan ve mal girişine kapalı olduğunu, temiz, atık su, elektrik, ısınma, barınma, güvenlik, özgürlük gibi mahrumiyetler yaşandığını belirten Çam, "İnsanlık dramlarının yaşandığı daracık mekandaki mazlum Filistinlilere İsrail’in her saldırısı kendi geleceğine bir darbedir." ifadesini kullandı.
Çam, işin en acı taraflarından birinin de bölgede yaşanan dramların azalması, tansiyonu düşürmeye çalışan başta Türkiye’nin olmak üzere pek çok yardım kuruluşlarına itham ve yakıştırmaların yapılması olduğunu vurgulayan Çam, "Hem de yardımların Filistinliler ile birlikte komşularının yararına olduğunu bile bile..." paylaşımında bulundu.
Serdar Çam, TİKA'nın binbir zahmetle tamamlamaya çalıştığı hastane, 320 dairelik sosyal konutlar, su kuyuları, meslek edindirme ve gençlerin evlenip huzurlu yuva kurmalarına yardımcı olma faaliyetleriyle, Gazze'nin ihtiyaçlarını çözmeye çalışan Türkiye'ye haksız iftiralar atıldığını hatırlattı.
İşgal, gasp, yerleşim bölgeleri inşası, zulüm ve işkenceye müsaade eden, makul bir devlet aklına uymayan bir siyasetin çökmesine kesin gözüyle baktıkları için bugünün Filistinlilerine üzüldüklerine dikkati çeken Çam, gelecek nesillerin kesinlikle kazanacağını bildiklerini, bunu tarihin söylediğini kaydetti.
TİKA Başkanı Çam, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tarihinde defalarca zulüm görmüş, katliam, göç dalgaları yaşamış. Aslında biz Müslümanların tarihi olan İbrahim, Musa Aleyhisselam gibi tüm nebilerin döneminin mazlumlarını, Sefarad Yahudilerini, Holokost mağdurları gibi bütün bu gelenekleri olduğunu iddia eden bir devletin bugünkü durumu? Bir hakkaniyeti koyma adına: İsrail'in kurulması sonrası devletin tanınması,(Bu kadar tarihi acı ve toprakların kaybına rağmen) 100 yıl, 500 yıl öncesi verilen destekler? Türkler hep direk ya da dolaylı desteği, hatta himayesi oldu; Peki bugün Türkiye'nin bölgedeki katkısı bilindi mi?"
Çam, Kudüs'ün statüsünü şımarıkça dünyadaki milyarlarca Müslüman ve Hristiyan'ın tartışmasına açan, son aylardaki çirkin hamlelerle sadece İsrail'de değil tüm dünyada yaşayan Yahudilere dolaylı zarar verdiklerinin farkına dahi varamayan sığ bir devlet anlayışının delice devam ettiğini belirtti.
Bu şımarıklıkların, bazı siyasilerin biraz daha tartışılmasını perdeleyebileceği değerlendirmesinde bulunan Çam, "Bir takım güç devşirmeleri olacaktır ama kısa sürecek. Zulümle abad olunamadığına en büyük delil Auschwitz'deki kamptır. Türkiye, tutarlı bir şekilde her kim olursa olsun mazlumun yanında oldu ve olacak." ifadelerini kullandı.
Çam, tarih boyunca hamaset ve duygusallıkla, tarihi olayların gölgesindeki Yahudilerin, Batı'nın kendi menfaatleri için kullanılmak istendiğine işaret ederek, "Bilinenin aksine aslında Batı'nın, İsrail’i kendi ali menfaatleri için kullandığı açıktır. Aksi halde akıllı bir devlet böyle mi yönetilir?" değerlendirmesinde bulundu.
Yahudilerin, ticarette hep başarılı olduğunu, nesilden nesle pazarlara hakim olduğu ve her devlette ekonominin Yahudilerden sorulduğunu belirten Çam paylaşımında, "Ama elindeki servetleri biriktikçe, belirli bir güce ulaştıkça adeta tepelerine birileri vurup sıfırlandı. Sağdan soldan toplama eşkıyalarla işgaller sadece size döner." ifadelerine yer verdi.
Çam, adaleti bir an önce tesis etmenin, Filistinlilerin değil İsrail'in en büyük meselesi olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Çünkü uzaktan Ortadoğu'yu anlamayanların sağı solu karıştırarak, sizi daha fazla başarılı kılması mümkün değildir. Eğitim, sağlık, özgürlük, adalet ve huzur çok acil bu topraklara eşit olarak gelmeli."
Paylaşmakla bütün gerginliklerin azalacağını belirten Çam, şu değerlendirmelerde bulundu:
"1997'de barış sürecinde o topraklara ilk olarak gitmiştim; tam çözülecek derken, kendi başbakanlarını bile öldürebilecek radikaller olduğunu gördük. Barış, çıkarlarına olduğunu bile bile karşı çıkan bu aşırıların zihniyeti hastalıklıdır. Başkenti Kudüs olan bir Filistin devletini, Batı Şeria ve Gazze ile birleştirmek, sadece Filistin için değil, İsrail’in çıkarınadır. En tehlikeli durum, komşunuzun kontrol edilemeyen, devleti olmayan kaotik bir halde olmasıdır. Sokaklarında asayiş, kalkınma ve ekonomisiyle huzurlu bir devlet."
- "Hiçbir arkadaşımız en ufak bir yanlış yapmadı"
Türkiye'nin, tüm kurumlarıyla Ortadoğu başta olmak üzere her yerde terörizmle mücadele ederken, kalkınma ve ekonomik refahın arttırılması için yoğun çalıştığının altını çizen Çam, "Suriye, Irak'ta olduğu gibi devletlerin kapasitelerinin artışı, illegal güçlerin eline bir daha geçmemesi için çabalıyor. Tüm bunları iç kamuoyuna yönelik yazmadık tabii ki İsrail'de bir takım aşırı uçların, haksız iftiralar atanların yazılarını alıp ülkemizde tercüme edip, bizlerin görüşlerini almadan yayınlayanlar, belki bu yazılarımızı da onlara tercüme edip gönderirler diye kaleme aldık." ifadelerini kullandı.
Serdar Çam, paylaşımında şunlara yer verdi:
"TİKA olarak, Ramallah ofisimizle şeffaf bir şekilde; bütün çalışmalarımız bölgeye kalkınma, huzur ve barışın gelmesine yönelik devletimizin bize vermiş olduğu imkan ve talimatlar çerçevesinde projeler geliştirmeye devam edeceğiz. Hiçbir arkadaşımız en ufak bir yanlış yapmadı; asla yapmaz. Filistin’e yönelik tüm projelerimiz de her daim Ramallah hükümetinin bilgisi ve onayı ile yürütüldü; asla ayrımcılığa neden olabilecek ya da iç siyasetlerine etki edecek bir konumda olmadı. Tek bir Filistin var, liderleri de Sayın (Mahmud) Abbas'tır ve tüm Filistinliler de kardeşimiz, parçamızdır."
Çam, TİKA'nın, İsrail ile yeniden diplomatik ilişkilerin tesis edilmesi öncesi ve sonrasında her daim ilişkilerin karşılıklı ve Filistinlilerin faydasına olacak şekilde katkı vermeye çalıştığını vurgulayarak, Türkiye'nin kalkınma kuruluşu TİKA'nın, her zaman barış ve huzurun tesisi için çalışacağının altını çizdi.
Filistinlilerin, hafife alınmayacak kadar güçlü, nitelikli, sabırlı ve özgüvenli olduğu değerlendirmesinde bulunan Çam, "Çünkü onlar mazlum olmaları gereği başarmak için sürekli geliyorlar. Tüm dünyaya da yayılmış çok etkin bir diasporası ile güçlü bir kamu diplomasisi var." ifadesini kullandı.
Çam, son olarak, "Sabreden zafere ulaşır" hadisi şerifini paylaştı.