LEFKOŞA (İHA) - Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı ve Turizmden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler (CTP-BG) ile yürüttükleri hükümet çalışmalarında bazı tıkanıklıklar bulunduğunu bildirerek, bunları aşmaya çalıştıklarını belirtti.
Bu tıkanıklıkların hem Kıbrıs konusunda hem de bakanlıkların dağılımında olduğunu açıklayan Serdar Denktaş, söz konusu tıkanıklıkları aşmak için bu gece iki partinin de kendi içinde çalışmalarını yürüteceğini ve gecenin ilerleyen saatlerinde iki parti genel başkanının yeniden biraraya geleceğini ifade etti.
1 Mayıs 2004'ü her iki partinin de Kıbrıs sorununun çözümü için hedef olarak gördüğünü, bu konuda herhangi bir sorun bulunmadığını söyleyen Serdar Denktaş, "O zaman Kıbrıs konusunda varolduğunu söylediğiniz tıkanıklık nedir?" şeklindeki soruya karşılık, iki parti arasında Kıbrıs konusunun başka noktalarında tıkanıklık bulunduğunu ifade etti, ancak bununla ilgili olarak ayrıntı vermek istemediğini bildirdi.
Serdar Denktaş, hükümetin kurulmasında uzlaşma sağlanamaması için her iki partiye de çeşitli toplum sektörleri tarafından büyük baskı uygulanmakta olduğunun da altını çizdi.
"TEMKİNLİ HABERLER VAR" Serdar Denktaş, CTP-BG ile yürüttükleri hükümet kurma çalışmalarında gelinen son aşamayı parti genel merkezine gelişinde gazetecilere değerlendirdi. CTP-BG ile DP arasında olası bir ikili koalisyon hükümetini oluşturma çerçevesinde iki parti arasında yürütülen komite çalışmalarının bugünkü üçüncü safhasında bazı sorunlar yaşandığını, bazı tıkanıklar ortaya çıktığını ifade eden Serdar Denktaş, "Bunu da yine iki başkan olarak temas kurmak suretiyle atlatabilmek için, aşabilmek için birkaç formül üzerinde konuştuk" dedi. Denktaş, şöyle devam etti:
"Şu an için söyleyebileceğim şudur. Bu koalisyon görüşmeleri içerisinde elbette son derece önemli sorumluluk hissettiren bir dönemde kuracağımız bu hükümet için her iki parti başkanı da, kendi partisinin pozisyonunu mümkün olduğunca koruyarak bir yere varmaya çalışmaktadır.
İçinden geçmekte olduğumuz dönem, asgari müştereklerde uzlaşma sağlamak zorunda olduğumuz ve bu uzlaşma anlamında da her iki parti başkanına da ağır sorumluluklar yükleyen bir dönemdir.
Biraz önce Sayın Talat ile birlikteydim. Kendisi de bu sorumluluğun farkındadır. Elbette ben ve çalışma arkadaşlarım da bu sorumluluğun farkındayız. Gerekirse sabaha kadar çalışmak suretiyle ortaya çıkan tıkanıklıkları nasıl aşabileceğimiz konusunda fikir üretmeye çalışacağız. Benim çalışma arkadaşlarım şu anda parti binamızda beklemektedirler.
"YENİDEN BİRARAYA GELECEĞİZ" Sayın Talat şu anda kendi arkadaşlarıyla birliktedir. İki ayrı grup olarak çalıştıktan sonra bu gecenin ilerleyen saatlerinde yeniden biraraya geleceğiz. Niyetimiz, hedefimiz, eğer olabilecekse, eğer başarılabilecekse, eğer gerçekten Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde halkımızın geleceğini düşünerek, halkımızın geleceğini, kendi düşüncelerimizin, siyasal duruşlarımızın ötesinde bir nokta olarak kabul edebileceksek, ortaya çıkan sorunları da elbirliğiyle aşacağız.
Bu nedenle şimdi çalışma arkadaşlarımla birlikte son gelinen noktayı yeniden bir değerlendirerek, Sayın Talat'la bir kez daha biraraya geleceğiz, belki birkaç kez daha bu akşam biraraya geleceğiz, ama oluşan olumlu havayı sonuca ulaştırmak için de elimizden geleni yapacağız.
"UZLAŞMA SAĞLANAMASIN DİYE HER İKİ PARTİYE DE BÜYÜK BASKI VAR" Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. 'Oluşan olumlu hava' dedim, ama tabii ki her iki parti de, çeşitli toplum sektörleri tarafından büyük bir baskı altındadır bu uzlaşma sağlanamasın diye. 'Bu baskılar haklı, haksız baskılardır' anlamında bir yaklaşıma girmiyorum. Her kesimin kendine göre haklı tarafları olabilir, haksız tarafları da olabilir.
Bu devletin yöneticileri olarak, bu halk tarafından seçilmiş kişiler olarak bizlere düşen görev, her iki kesimdeki halkımızın hassasiyetlerini de gözeterek, mümkünse bir formül bulup, bu hassasiyetleri de koruyarak, devletimizi daha fazla hükümetsiz bırakmadan bir an önce Anavatan Türkiye ile birlikte önümüzdeki süreçte izlenecek yol haritasını birlikte oluşturacak bir hükümeti burada kurabilmekten geçmektedir.
Serdar Denktaş, "Tıkanıklıklar Kıbrıs konusunda mı bakanlıklarla ilgili konuda mı?" şeklindeki soruya karşılık, "Esasına bakarsanız her ikisinde de var" dedi ve şöyle devam etti:
"Bu anlamda ayrı ayrı kendi arkadaşlarımızla görüşmeler yapmak durumundayız. Diğer parti yetkilileriyle telefonlaşacağız da arada, başaramazsak, yarın sabaha bırakırız taze beyinlerle devam ederiz. Bu akşam da bitirmeye çalışacağız ama her iki konuda da belli başlı sorunlarımız vardır. Bunu herkesin bilmesinde fayda vardır."
Denktaş, "1 Mayıs 2004 konusunda iki parti uzlaştı mı?" şeklindeki soru üzerine de, 1 Mayıs 2004'e kadar Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasını her iki partinin de hedef olarak kabul ettiğini bildirdi.
Serdar Denktaş, ancak çözüme ulaşmanın yolunun sadece Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye'nin özverili ve iyi niyetle yanaşmasıyla mümkün olmadığını vurguladı ve bu konuda şöyle konuştu:
"Aynı özveri, aynı iyi niyet, aynı yaklaşım Rum ve Yunan tarafında da olmak durumundadır. Dolayısıyla (iki parti olarak) o anlamda bir sıkıntımız yok. 1 Mayıs 2004'ü hedef olarak koymuş durumdayız. 1 Mayıs 2004 hedefine ulaşabilmenin yolu elbette sadece bizde değil, Rum tarafındadır da..."
Denktaş, "Bunu koalisyon hükümeti protokolüne koydunuz mu?" sorusuna karşılık da "Tabii ki, bu protokolün ana maddesidir" dedi.
Serdar Denktaş, "O zaman Kıbrıs konusunda iki parti arasında varolan tıkanıklık nedir?" şeklindeki soru üzerine de, "Var, başka yerlerde var" diyerek, bu soruya tepki göstererek, şöyle dedi:
"Kusura bakmayın ama koalisyon görüşmelerindeki bir tıkanıklığı basınla paylaşmak suretiyle bunu daha da grift hale getirmek doğru bir yaklaşım değildir. Aslına bakarsanız hiçbir şey söylememem gerekirdi, ama saatlerdir bekliyorsunuz. Size saygımızdan dolayı bu kadarını söylemiş oldum, daha fazlasını lütfen deşmeyelim."
Serdar Denktaş, "Hükümeti kurarsanız hemen açıklayacak mısınız yoksa Sayın Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın yurda dönüşünü bekleyecek misiniz?" şeklindeki soruyu da şu ifadelerle yanıtladı:
"Sayın Cumhurbaşkanı'nın dönüşüne veya Türkiye'de yapacağı temaslara bağlamadık biz bu koalisyonun oluşumunu, onunla ilgisi yoktur. Elbette Sayın Cumhurbaşkanı'nın orada yapacağı temaslar oluşacak olan hükümetin çok daha verimli bir havada çalışmasını sağlayabilecektir."
"İki parti arasında bu gece ilerleyen saatlerde de olsa anlaşma sağlanırsa koalisyon protokolü imzalanacak mı?" şeklindeki soruya karşılık da Serdar Denktaş, saat kaç olursa olsun bu konuda kesinlikle bir açıklama yapacaklarını, ancak imza için yarını bekleyeceklerini bildirdi. Serdar Denktaş, bu konuda şunları söyledi:
"Herhalde gece yarısı imzalayarak, halkımızın bu güzel olayı yaşamasını engellemek niyetinde olmayız. Anlaşırsak bunu, sadece olumlu bittiğini söylemek suretiyle yarına bırakırız ki herkes daha doğru dürüst bir saatte ne anlaştığımızı, nasıl anlaştığımızı görebilsin. Ama bunu gece yarısı veya sabaha karşı yapmayız diye düşünüyorum"