KAYSERİ (İHA) - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, reel sektörün kendisinden beklenen atılımı gerçekleştirebilmesi için engel teşkil eden en önemli sorunun para ve maliye politikalarının koordinasyonsuzluğu olduğunu, maliye politikasının kısır döngüsünün ise vergi olduğunu belirterek, "Problemin çözümü ise bellidir: vergi reformunun yapılarak, dolaysız vergi oranlarının düşürülmesi, vergi yükünün geniş kesimlere daha adil olarak dağıtılması, vergi adaletine ters düşen dolaylı vergilerin radikal önlemlerle ciddi oranda düşürülmesi gerekmektedir" dedi.
Aylık ihracat rakamlarını her ay başka bir ilde açıklamaya devam eden TİM, Eylül 2004 ihracat rakamlarını Anadolu'nun bilinen en eski dönemlerinden beri ticaret merkezi olan Kayseri'de açıkladı. Kayseri 1. Organize Sanayi Bölgesi'nde sanayicilerle birlikte düzenlenen toplantıda konuşan TİM Başkanı Oğuz Satıcı, Kayseri'nin tarihin eski dönemlerinden bu yana bir ticaret merkezi olarak önemini koruduğunu belirterek, "Bu güzide şehrimiz, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra da, bu öncü ticari yapısını muhafaza etmiş, sırasıyla Sümerbank Dokuma Fabrikası, Tayyare Fabrikası, Ana Tamir Bakım Fabrikası ve Askeri Dikim Evi'nin kurulmasıyla sanayileşmiş, 1950'lerden sonra ticaretten elde ettiği tasarrufları sanayileşme yolunda kullanmıştır" dedi.
Hatta Türkiye'de Kayseri ve ticaret kelimelerinin neredeyse aynı anlama geldiğini vurgulayan TİM Başkanı Satıcı, "Bugün ise Kayseri ve sanayi kelimelerinin aynı anlama gelmesi için çok büyük hamleler yapılmaktadır. Kayseri'den yaptığımız bu açıklamanın, dikkatleri yeniden böylesine başarılı bir ticari geçmiş taşıyan bu ilimize çekmek için bir katkı sağlayacağını ümit ediyor ve bölge ekonomisinin daha ilerilere taşınması için gerekli tüm süreçlerde Türkiye İhracatçılar Meclisi ve İhracatçı Birlikleri olarak üzerimize düşecek her görevi yerine getireceğimizi bildirmek istiyoruz. Ayrıca koordinasyon ve koordine hareket etme becerisinin teşviklerden bile daha etkin olduğunun göstergesi olan Kayseri'nin başarısı, Türkiye için önemli bir model olma özelliğini de taşıyor" dedi.
"MALİYE POLİTİKASININ KISIR DÖNGÜSÜ VERGİDİR" Çağımızın, piyasa ekonomisinin iyice küreselleştiği, yeni gelişmelerin birbirini etkilediği ve gerek yıkıcı, gerekse yapıcı sonuçların anında başka çevrelere taşındığı bir dönem olduğuna dikkat çeken Oğuz Satıcı, "Bu nedenle artık kendi içine dönük siyaset yapan ve ekonomisini kalın duvarlarla çevirip dışarıdan soyutlayan bir yapı kurulamayacağına göre, sağlam bir şekilde ayakta durabilmemiz için; dış ticaretinde fazla veren, ülkemize yabancı yatırımları teşvik eden bir yapılanmayı sağlamamız gerekmektedir. Bunlar ancak ekonomide güçlü ve istikrarlı politika izlenmesi ile mümkün kılınabilir. Son iki yıldır makro ekonomik göstergelerimizde gözlenen olumlu değişim sevindirici ve umut verici olmasına karşın, yüksek kamu borç stoku ile buna bağlı faiz yükünün sürmesi ve cari açık nedeniyle ekonomimiz potansiyel kırılganlık riskinden tamamıyla kurtulmuş değildir. Reel sektörün kendisinden beklenen atılımı gerçekleştirebilmesi için engel teşkil eden en önemli sorun para ve maliye politikalarının koordinasyonsuzluğudur. Maliye politikasının kısır döngüsü ise vergidir. Yıllar boyu kayıt dışının yüksek vergi oranları yarattığı veya yüksek vergi oranlarının kayıt dışılığı yarattığı iddia edilmiştir. Bu iddialar problemin çözüme hiçbir zaman hizmet etmemiştir. Problemin çözümü ise bellidir: vergi reformunun yapılarak, dolaysız vergi oranlarının düşürülmesi, vergi yükünün geniş kesimlere daha adil olarak dağıtılması, vergi adaletine ters düşen dolaylı vergilerin radikal önlemlerle ciddi oranda düşürülmesi gerekmektedir. Yine bu bağlamda her türlü istisna ve muafiyetin kaldırılması ve yeniden değerlendirmenin gerçekleştirilmesi suretiyle kayıt dışı ekonominin küçültülerek, tek oranlı vergi tarifesinin uygulanması ve KDV'nin rasyonel düzeyine indirilmesi Türk iş adamlarının söz konusu atılımı yapması için rasyonel şartları oluşturacaktır" diye konuştu.
"REEL FAİZLERİN MUTLAK SURETTE AŞAĞILARA ÇEKİLMESİ ZORUNLUDUR" Hali hazırda uygulanan mevcut ekonomik programın enflasyonun düşürülmesi, borçların çevrilebilirliği ve büyümenin sağlanması konularında başarılı göründüğünü kaydeden TİM Başkanı Oğuz Satıcı, "Ancak bu başarılar reel faizlerin yüksek düzeyde kalması pahasına gerçekleşmektedir. Bu yüksek reel faizler nedeniyle yurt içinden ve yurt dışından sağlanan sıcak para ise ciddi bir sorunlar oluşturmaktadır. 2004'deki yıllık büyümemizin de yüzde 7'ler seviyesinde gerçekleşmesi beklenirken, reel faizden 16 puan kazanç elde edilmesi ekonomik dengeleri bozmaktadır. Bugün ekonomimizin lokomotifi olan reel sektör işletmelerinin yatırımlarının canlanması ve ekonomideki dengelerin yerli yerine oturtulabilmesi için reel faizlerin mutlak surette aşağılara çekilmesi zorunludur. Büyüme rakamları tabii ki memnuniyet vericidir fakat bu büyümenin her derde deva bir büyüme olmadığını ve büyük ölçüde matematiksel hareketlenmeleri barındırdığını da unutmamak lazım. Ayrıca son 3 yıldır kayıt dışında bulunan sektörlerin hızla kayıt altına geçişte büyümenin arkasındaki gerçeklerden biri olarak altı çizilmelidir" şeklinde konuştu.
Türkiye'ye yabancı yatırımları çekebilmenin, küresel ekonomi şartlarında yaşamsal öneme sahip olduğuna dikkat çeken Oğuz Satıcı, "Türkiye, 2003'te 586 milyon dolarla en çok doğrudan yatırım çeken 57'nci ülke durumundayken, bu yılın ilk 7 ayında 1.8 milyar dolar yatırım çekerek önemli bir mesafe kaydetti. Toplam girişin yıl sonuna kadar 2.5 milyara ulaşması beklenmektedir ki beklenen rakam geçen yıla oranla yaklaşık 5 kat büyüme anlamına gelmektedir. Ancak Türkiye dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi olmasına karşın, uluslararası endekslerde ancak 72. sırayı almaktadır. Yine aynı endekslere göre, yabancı yatırım çekmek açısından da 110'ncu sırada bulunmaktayız. Zaten yüksek reel faizler ve bozuk yatırım ortamıyla farklı bir sonuç beklemek gerçekçi değildir. Yatırımın önünü açacak tek atılımın sadece mevzuat sadeleştirilmesi olmadığının da anlaşılması gerekmektedir" dedi.