Tiroit kanseri belirtileri nelerdir? Tiroit kanseri ve tedavi süreci

Sesinizde kısıklık ve çatallaşma var olup bu belirtiler sürekli devam ediyorsa tiroit kanserinin habercisi olabilir. Peki, tiroit kanseri belirtileri nelerdir? Tiroit kanser ve tedavi süreci hakkında bilmeniz gerekenler nelerdir? İşte tüm merak edilenler...

Tiroit nodülleri tiroit bezinde oluşuyor ve kansere neden olabiliyor. Diğer kanserlere nispeten daha iyi huylu olan ve tedaviyle yok edilebilen tiroit kanseri, kadınlarda daha fazla görülüyor. Uygulanacak tedavi, tiroit kanserinin tipi ve yayılımına göre farklılık gösteriyor. Memorial Etiler Tıp Merkezi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Gürsel Remzi Soybir, tiroit kanseri ve tedavi süreci hakkında bilgi verdi.

Tiroit bezi hastalıkları arasında en sık görülenlerden biri tiroit nodülleridir, bunlar her zaman kansere işaret etmeyebilir. Tiroidinde nodül olan bir hastanın kanser riski, bu nodülün yapısına göre belirlenebilmektedir. Bu kanserinin farklı türleri bulunmaktadır. Papiller ve foliküler tipleri en sık rastlanılanlardır.

Reklam
Reklam

NODÜLLE BİRLİKTE SES KISIKLIĞI MEVCUTSA DİKKAT!

Tiroit kanseri bazen bir belirti vermeyebilir. Tiroit bezinden kaynaklanan hastalıkların doğru teşhisinde belirtilerin yanı sıra, kişisel risk faktörlerinin ve aile öyküsünün de değerlendirilmesi önemlidir. Tiroit kanserinin belirtileri arasında nodül oluşumu önemli bir yer tutmaktadır. Tabi her nodül kanser demek değildir.

Tiroit kanseri belirtileri arasında;

  • Tiroit nodülüyle birlikte ses kısıklığı ya da çatallaşma,
  • Boyunda dolgunluk, şişkinlik ve ağrı,
  • Nefes almada ya da yutmada güçlük,
  • Nodülle birlikte boyunda lenf bezleri varsa,
  • Hasta yaşamının daha önceki evrelerinde boynuna veya boynunun çevresine herhangi bir şekilde radyasyon almışsa, bu nodüllerin kanserle ilişkili olma olasılığı çok daha fazladır.

Böyle hastalarda nodülle karşılaşıldığı zaman, çok küçük, masum görünüşlü olsa bile, daha ileri incelemelerin yapılması gerekir. Kesin tanının konmasında kullanılan, ultrason ve iğne biyopsisi son derece güvenli yöntemlerdir. Ayrıca, fonksiyonel olarak değerlendirilen ve sintigrafide aktif olarak görülen nodüller sıcak, aktif olmayanlar ise soğuk nodül olarak sınıflandırılır. Kanser açısından soğuk nodüller çok daha fazla risk içerir.

Reklam
Reklam

NODÜLLERİN GÖRÜNTÜSÜ ve YAPISI ÖNEMLİ

Nodülün ultrasondaki görünüşünün yanı sıra boyutu da önemlidir. Genellikle 1 cm’nin üzerindeki bir nodül, ultrasondaki görünüşü nasıl olursa olsun yine de bir risk içermektedir. Böyle bir nodülde iğne biyopsisi yapılarak tanıya gidilmektedir. Nodül 1 cm’den küçük olsa bile, ultrasonda riskli görülüyorsa veya kanserle ilişkili bir belirti gözleniyorsa, o zaman bu nodüllere de iğne biyopsisi yapılmaktadır. Nodüllerin iyi huylu olup olmadığı biyopsi ile belirlenmektedir. Biyopsi yapıldıktan sonra, sonuca göre hastanın tedavisine devam edilmektedir.

NODÜLE TANI KONULAMAZSA RİSKLİ SINIFINA GİRİYOR

Bazen, alınan biyopsi materyalinin yetersiz olduğu ve yeniden biyopsinin yapılması gerektiği durumlar olabiliyor. Bazen de, biyopsi materyali yeterli olmasına rağmen bir tanı konamayabilir. Böyle bir durumda tanı konamayan nodüller yine riskli sınıfına sokulur ve ona göre cerrahi işlem yapılır. Sonucu iyi gelen nodüller için bir sıkıntı yoktur, kanser teşhisi konulan nodüller içinse tedaviye devam edilmektedir.

Reklam
Reklam

KANSERİN TİPİNE ve SINIFINA GÖRE CERRAHİ İŞLEM UYGULANIYOR

Tiroit nodüllerine bir kanser tanısı konmuşsa çoğu zaman cerrahi işlemle alınması gerekmektedir. Saptanmış olan kanserin tipine göre ve tiroit dokusundaki yaygınlığına göre tiroit dokusunun bir kısmı ya da tamamı alınmaktadır. Tiroit dokusunun tamamının alındığı vakalarda, hastanın, tiroit bezinin fonksiyonlarını yerine getiren ilaçları ömür boyu kullanması gerekmektedir. Kanser büyük boyutlara ulaşmışsa, kanserli hücreler tiroit nodüllerinin dışına taşmışsa veya çevresindeki diğer dokuları tutmuşsa o zaman bu hastalara yapılan cerrahi yeterli olmayacaktır. Bunlara ilaveten radyoaktif iyot tedavisi denilen tedavinin de yapılması gerekli olmaktadır. Bu tedaviler tamamlandıktan sonra hastalar takip altında tutulmaktadır.

Anahtar Kelimeler: