TİSK'ten çözüm önerileri raporu

ANKARA (İHA) - Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye'de aktif işgücü politikaları yoluyla, bireylerin iş piyasalarında başarılı bir şekilde rekabet edebilmelerinin sağlanması açısından, eğitim sistemi ile işgücü piyasası arasında güçlü bir bağın tesis edilmesini istedi. TİSK, eğitim sisteminin işletme ihtiyaçları tarafından yönlendirilmesinin büyük önem taşıdığını düşünüyor.

TİSK tarafından hazırlanan ve hükümete sunulan çözüm önerilere ilişkin raporda, eğitim sistemi ile işgücü piyasası arasında bağı en iyi şekilde kuracak olan Meslek Standardı, Sınav ve Belgelendirme Sistemi'nin Türkiye'de henüz kurulamaması 'büyük eksiklik' olarak yorumlandı. TİSK, bu nedenle Türkiye'de sosyal taraflarla birlikte hazırlanan Ulusal Meslek Standartları Kurumu Kanun Tasarısı'nın bir an önce yasalaşması gerektiğini kaydetti. TİSK raporunda, "Ülkemizde eğitim kurumları ile işletmeler arasındaki diyalog ve işbirliğinin sağlanmasına ihtiyaç vardır. Mesleki eğitim sisteminin yönlendirilmesi, eğitimi yapılan mesleklerin tespiti ve eğitim programlarının oluşturulmasında işletmelere daha fazla rol tanınmalıdır. Zorunlu eğitim mümkün olan sürede 11 yıla çıkarılmalı ve yaşam boyu öğrenim desteklenmelidir" denildi.

Reklam
Reklam

TİSK, İşsizlik Sigortası Fonu'nda biriken kaynakların ağırlıklı olarak, işsizlere işgücü piyasasında geçerliliği olan mesleklerin kazandırılması ve işsizlik riski yüksek olan bireylerin mesleki becerilerinin geliştirilmesi amacıyla kullanılmasını önerdi. İl İstihdam Kurulları ve İl Mesleki Eğitim Kurulları'nın birleştirilerek, sosyal diyalog ve işbirliği ile yerel inisiyatiflerin azami katkısının sağlanmasını talep eden TİSK, şu görüş ve önerilerde bulundu:

"KADINLARIN İYİ EĞİTİM ALMALARI SAĞLANMALI" "Kadınların iyi eğitim almaları sağlanmalıdır. Formel eğitim dışında kadınlara yönelik mesleki eğitim ve aktif istihdam tedbirlerinin uygulanması da kadınların işgücüne katılımını artıracaktır. İşgücü piyasalarının modernizasyonu ve başta kısmı çalışma olmak üzere esnek çalışma biçimlerinin uygulanması, kadınların işgücüne katılımını ve istihdam olanaklarını artırmada önemli rol oynayacaktır. Okuma-yazma bilmeyen yetişkin kadın oranının hızla azaltılması için özel bir eğitim planı uygulanmalıdır. Ayrıca, toplumdaki muhtaç, güçsüz, özürlü ve yardıma ihtiyaç duyanlardan uygun kişilere sağlanacak sosyal yardım ve hizmetler, meslek kazandırma ve istihdamla bağlantılı kılınmalıdır. Diğer taraftan, işçi, işveren ve devlet kuruluşlarının bireysel, ikili ve üçlü şekilde uyguladıkları eğitim projeleri geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Ülkemizde bazı işçi ve işveren sendikalarının eğitimde bugün birlikte yaptığı çalışmalar ve yürüttükleri projeler umut vericidir. Bunların tüm işkollarında yaygınlaştırılmasına ve konfederasyonların da işbirliğine yönelmesine ihtiyaç vardır. Öte yandan Türkiye'de, Avrupa'da yaygın olarak uygulaması görülen özel mesleki eğitim kurumlarının gelişimi de özendirilmelidir. Örneğin Almanya'da işçi ve işveren sendikaları çok sayıda güçlü eğitim kurumu çalıştırmakta olup, devletçe mali yönden desteklenmektedir."

Reklam
Reklam