TMY ile ilgili ilk inceleme yarın

ANKARA (AA)- Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, 5532 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2 maddesindeki bazı hükümlerin iptali istemiyle açtığı davanın ilk incelemesini yarın yapacak.

Yüksek Mahkeme, başvuruda herhangi bir eksiklik tespit etmezse esastan görüşme kararı verecek. Raportörün hazırlayacağı raporun ardından Anayasa Mahkemesi heyeti başvuruyu görüşecek.

Cumhurbaşkanı Sezer, yasanın 5 ve 6. maddelerinin bazı hükümlerinin iptalini istemişt

Reklam
Reklam

i.

BASINA YÖNELİK KISITLAMALAR

Cumhurbaşkanı Sezer'in iptalini istediği 5. madde hükmü, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 6. maddesinin 4. fıkrasına ekleme yapıyor. Buna göre, isim ve kimlik belirterek veya belirtmeden kime yönelik olduğunun anlaşılmasını sağlayacak surette kişilere karşı terör örgütleri tarafından suç işleneceğini veya terörle mücadelede yer almış kamu görevlilerinin hüviyetlerini açıklama, yayınlama veya bu yolla kişileri hedef gösterme fiilinin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, basın ve yayın organlarının suçun işlenişine iştirak etmemiş olan sahipleri ve yayın sorumluları hakkında ceza öngörüyor. Hüküm ayrıca terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde suç işlemeye alenen teşvik, işlenmiş olan suçları ve suçlularını övme veya terör örgütünün propagandasını içeren süreli yayınların hakim kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de Cumhuriyet savcısının emriyle tedbir olarak 15 günden bir aya kadar durdurulabilmesini hükme bağlıyor.

Reklam
Reklam

Sezer'in iptalini istediği 6. madde hükmü ise 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesinde değişiklik yapıyor. Buna göre hüküm, terör örgütünün propagandasının basın yayın yoluyla yapılması durumunda suçun işlenişine iştirak etmemiş olan sahipleri ve yayın sorumluları hakkında adli para cezası uygulanmasını öngörüyor.

Cumhurbaşkanı Sezer, Anayasa Mahkemesi'ne açtığı davanın gerekçesinde, bu hükümlerin, "Suçun işlenişine iştirak etmemiş olan basın ve yayın organlarının sahipleri ve yayın sorumlularının başkasının eylemi nedeniyle ceza sorumluluğu altına sokulduğunu, bunun ceza sorumluluğunun kişiselliği ilkesiyle bağdaşmadığına" işaret etmişti.

Sezer, hükümlerin Anayasa'nın "basın özgürlüğü" ve temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasındaki "ölçülülük" ilkesine aykırı olduğunu vurgulamıştı.