İSTANBUL (ANKA) – Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Erdoğan Bayraktar, "parası pulu olmayanların İstanbul'da yoğunlaşmasının engellenmesi" için önlemler alınması gerektiğini söyledi.
Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve Urban Land Institüte (ULI) işbirliğiyle düzenlenen Forum İstanbul Yarıyıl Konferansı, "Mimar Sinan'dan Olimpiyat Kentine Kentsel Dönüşüm ve Gayrimenkul Yatırımları" temasıyla başladı. Konferansa, TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ULI Türkiye Başkanı ve Forum İstanbul Konferans Direktörü Haluk Sur, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı ve Forum İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi katıldı.
"OLUMSUZLUKLARIN TEMELİ GECEKONDULAR"
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'de 1950'lerden itibaren kentlere göçün başladığını, bununla paralel olarak da kaçak yapılaşma olgusunun ortaya çıktığını kaydetti. Bayraktar, gecekondu dönüşüm alanlarının aynı zamanda siyasetin de dönüşüm alanları olduğunu belirterek, gecekondu olgusunun Türkiye'nin en önemli sorunlardan biri olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin, bu sorunu çözmeden kalkınmadan söz edemeyeceğini belirten Bayraktar, "Terörün, uyuşturucunun, devlete çarpık bakmanın, eğitimsizliğin, psikolojik olumsuzlukların ve sağlık problemlerinin temelinin gecekondu bölgeleri ve çarpık alanlar oldukları bilinmektedir" dedi. Bayraktar, AB'ye girmeye çalışan Türkiye'nin gecekondu sorununu çözmesi gerektiğini ifade ederek, gecekondu yıkımlarında insanların karşı çıkmasının sebebinin de başkalarının kışkırtması olduğunu söyledi. Belediyelerin tek başına gecekondu sorunuyla başa çıkamayacağına değinen Bayraktar, devletin ve yasal kurumların bu süreçte belediyeye destek vermesini istedi.
"PARASI PULU OLMAYANLARIN İSTANBUL'DA YOĞUNLAŞMASI"NA ÖNLEM
Bu arada Bayraktar, parası pulu olmayanların İstanbul'a göçünün engellenmesi için önlemler alınmasını istedi. Bayraktar, "Göçü yasaklayamayız ama parası pulu olmayan insanların, İstanbul'da yoğunlaşmasının engellenmesi için bir takım tedbirlerin alınması gerektiğini, bunun da İstanbul'un güvenlik sorununu halletmek suretiyle yasal olmayan yolları hedefleyen insanların İstanbul'da barınmasını engelleyerek, kentsel dönüşümü yapabiliriz" diye konuştu.
CANEVİ:"HORMONLU ŞEHİRLEŞME ÖNLENMELİ"
Konferanta konuşan Forum İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi, İstanbul'a vefa borcunu ödediklerini ifade ederek, bu yıl ilk kez yapılan toplantının her yıl yapılacağını belirtti. Küresel şehirleşme kültürünün en kritik yönünün mega kentlerde yaşamak olduğunu dile getiren Canevi, "hormonlu şehirleşmenin" önünü kesmek için 10 ülkenin arasına 11. olarak Türkiye'nin de katıldığını ve yeşil kentleşme için çalışmalara başlandığını duyurdu. Canevi, İstanbul için kentsel dönüşümün ne derece önemli olduğunun vurgulanması gerektiğine de dikkat çekti.
"BİRİNCİ MESELE ÇARPIK YAPILAŞMADIR"
ULI Türkiye Başkanı ve Forum İstanbul Konferans Direktörü Haluk Sur da Mimar Sinan'ın eşsiz eserlerle süslediği ve taşı toprağı altın olarak nitelendirilen İstanbul'un 1960'lardan beri sanayi kentine dönüştürüldüğünü söyledi. Sur, yanlış sanayileşmenin doğal sonucu olarak, çevre kirliliği, doğa ve yeşilin umarsızca tüketilişi ve tetiklenen nüfus göçünün akılcı yöntemlerle yönetilememesiyle kentin gecekondulaşma ve çarpık kentleşmeyle karşı karşıya bırakıldığını kaydetti.
İstanbul'un birici sorununun kent merkezine kadar girmiş olan gecekondulaşma olduğuna dikkat çeken Sur, "Kanser gibi şehrin dokusunun her yerini sarmış gecekonduların ve çarpık yapılaşma alanlarının yeniden hayata döndürülmesi İstanbul'un bugün birinci meselesidir" dedi.
Kentsel dönüşümün alt yapısının oluşturulmadan bir olimpiyat kentinin yaratılamayacağını belirten Sur, özellikle Avrupa yakasında merkezden kopmadan bir yapılanmanın sağlanması gerektiğine dikkat çekti. Sur, "Binlerce insanın hayatını kaybedeceği bir depremi beklemeden, yeniden yapılanma, kentsel dönüşüm içinde gerçekleştirilmelidir" diyerek, İstanbul'un değişim hızının, Türkiye'nin her tarafına dalga dalga yayılacağını ve yatırımcıları cezbedeceğini ifade etti. Uzun zamandır görülmeyen bir ekonomik istikrar yaşandığını belirten Sur, bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
"2012'DE İSTANBUL'A 15 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, kentsel dönüşümün, çarpık yapılaşma, çöküntü alanları, tarihi alanların yenilenmesi gibi her şeyi kapsadığını belirterek, İstanbul'u yeniden tasarlamayı hedef olarak koyduklarını dile getirdi. Dönüşümle ilgili yasalarla insanların barınma hakkını gasp etmediklerini ifade eden Topbaş, demokratik ülkelerde kentsel dönüşümün çok zor olduğunu ve önce güven inşa etmenin gerektiğini söyledi. Topbaş, İstanbul'un 50 yıl içinde 800 bin nüfustan 13 milyonlara ulaştığını kaydederek, başka ülkelerdeki sanayileşme süreçleri değerlendirilemediği için bu hale gelindiğini söyledi. Türkiye sanayisinin yüzde 37'sini taşıyan İstanbul'u kalkındıracaklarını belirten Topbaş, depremin, bugüne kadar ön plana taşınmadığını ve 1 milyon 200 bine varan yapı stoklarında bazı riskler taşındığını bildirdi. Topbaş, 2012'ye kadar İstanbul'da 15 milyar dolarlık yatırım hedefi koyduklarını kaydederek, 2012'de ulaşım hizmeti olarak raylı sistemi de oluşturacaklarını ifade etti. Günümüz dünyasında ülkelerin değil şehirlerin yarıştığına dikkat çeken Topbaş, "İstanbul'un en önemli şeylerinden biri öğleden önce dünyanın bir yarısıyla, öğleden sonra diğer yarısıyla görüşebilme" dedi.
"TÜRKİYE BİR BOMBA GİBİ ENERJİYE SAHİPTİR"
Konferansta konuşan TİM Başkanı Oğuz Satıcı ise gayrimenkulün, gelecekte Türkiye'nin ihracatında çok önemli bir konu olacağına değinerek, kentsel dönüşümün, nüfus, kültürel ortamlar, katma değer ve refah ile küresel dünyada kentin konumu olmak üzere dört temel unsura dayandığını dile getirdi. Türkiye'de kentlerin her alamda çağdaş kent olmaktan oldukça uzak olduğunu kaydeden, Satıcı, varoşların hem kentin hem de siyasetin merkezi haline geldiğini belirtti. Satıcı, gelir dağılımındaki adaletsizliğin, kentin merkezindeki adaletsizliğe de yansıdığını söyleyerek, kentsel dönüşüm için asıl sorunun, dünyanın diğer kentleriyle her bakımdan nasıl ortaklık sağlanacağı yönünde olduğunu belirtti. Türkiye insanının kültürel ve psikolojik sorunu olduğuna dikkat çeken Satıcı, "Türkiye, başta İstanbul olmak üzere, bütün şehirleriyle büyük bir bomba gibi enerjiye sahiptir. Önemli olan bu enerjiden yararlanmak için fünyeleri oluşturabilmektir" dedi.