Tokyo RPG Factory'den yeni oyun: Oninaki

I am Setsuna ve Lost Sphear’ın geliştiricisi Tokyo RPG Factory geri döndü! Eğer bu iki oyundan birini oynamışsanız, firmanın yeni oyununu merakla beklememeniz için hiçbir neden yok.

Yeni oyunumuzun adı Oninaki. Tam bir JRPG oyunu ama bu sefer biraz daha aksiyona bulanmış haliyle oyuncusunun karşısına çıkıyor. Oninaki’yi önceki iki oyundan daha önemli kılan şeyse akıl hocalığını ve danışmanlığını yapan Takashi Tokida! Kendisi halen efsane liginde yer alan Chrono Trigger’ın yönetmeni. Takashi, geliştirici ekibin işlerinde daha önce de yer alsa ilk kez bu projede bu kadar özgür ve konsept seviyesinden sonuna kadar elini hamura sürmüş.

ÖLÜMDEN BAŞKASI YALAN

Her JRPG oyununda olduğu gibi karşımızda keşfedilmeyi bekleyen koca bir evren, oku oku bitmeyen konuşmalar, açmalara doyamadığınız yetenekler, içine daldıkça çıkmakta zorlanacağımız bir hikaye bulunuyor. Oninaki’nin başrolünde Kagachi adında bir Watcher’ı yönetiyoruz. Koruyuculuğunu ve bekçiliğini yaptığımız kavram oldukça ilginç; reenkarnasyon. Bu evrende Yaşayan Evren ile Öteki Dünya çok net bir şekilde ayrılmış durumda ve biz ikisi arasında istediğimiz zaman geçiş yapabiliyoruz. Yaşayan evren bildiğimiz “yaşam” ama ölünce “öteki” tarafa geçiyor ve tekrar reenkarne olmak için insanlar hazırlanıyor. Bu araf kısmında insanlar hafızalarını veya dış görünüşlerini kaybetmiyor. Aynı Ghost filmindeki gibi gerçekle aralarında ince bir zar bulunuyor. Ama geçişini yapamayan ruhlar geçiş için ne kadar arafta kalırsa o kadar canavarlaşıyor. Ya hızla araftan kurtulmalı ya da orada da yok edilmeli. Yaşayan taraftaysa Ölüm, gerçek hayattaki gibi büyük bir acı ile karşılanmıyor. Ölenin yakınlarına yas tutulmaması söyleniyor; bunun ölen tarafa zararı olduğu söyleniyor. Tabii yaratılan toplumda ölüme bakış açısı böyle olunca da yan etkiler kendini gösteriyor. Örneğin ölen evladının arkasından anne ile baba da evlatlarına katılmak için canına bir anda kıyabiliyor. İşte böyle evrende Kagachi bu sistemin koruyucusu; sistemin yasalara uygun işlemesini ve öyle devam etmesini sağlıyor ve gözü kör şekilde de işine sadık. Diğer tarafa geçmek isteyenlere karşı kılıcını kaldırmakta sorun görmüyor.

Reklam
Reklam

Oyunda ilerledikçe pek çok karakter partiye katılıyor elbette ve hikaye çiçek gibi açılmaya başlıyor. Karakterlerin arka planları oldukça melodram doluyken reenkarnasyon sisteminin arkasından da pis kokular gelmeye başlıyor. Elbette bir baş kötü ve onun yaverleri, özentileri de karşımıza çıkıyor. Aşk, intikam sekansları da cabası… Oninaki’nin geçtiği evren fantastik bir evren olsa da günümüz izdüşümlerini görmek güzel. Bu da ancak bu işi iyi bilen bir geliştirici ekipten çıkabilirdi zaten.

SIRA BEKLEMEYİN, AKSİYONA DAHİL OLUN

Oninaki’de bol bol konuşma okuyacağınızı, bol bol yan görev toplayacağınızı belirtmemize pek gerek yok halde; artık bunlar bu türün doğasında var. O nedenle İngilizce bilginiz yeterli değilse, sadece aksiyonuna dahil olarak Oninaki’yi ne kadar özümseyebilirsiniz, bunun cevabı sizde ama biz pek önermeyiz. Hikayesini geçip oynanışa gelirsek de Oninaki inanılmaz işler yapıyor diyemeyiz. Bu türde daha önce gördüğümüz aksiyon dinamikleri kullanılmış. Sıra tabanlı veya saldırılarınız bir kotaya göre düzenlenmemiş. Etrafta normal bir hack n slash oyununda olduğu gibi kılıç sallayabilir, balta savurabilir, mızrak saplayabilir, silahla saldırabilir, büyü yapabilirsiniz. Süre limiti olmayan ve belli bir rutini olan tek tip saldırınız her daim emrinize amade ama çok fazla hasar verdiği söylenemez. Bu nedenle oynanışın temelinde Skill atakları yeri alıyor. Her hero için (Daemon ruhları deniyor bu oyunda) dört farklı tuşa dört farklı Skill saldırısı seçiyorsunuz. Partiniz ise siz dahil toplam dört kişiye kadar çıkabiliyor. Savaş sırasında tek tuşla Daemon’lar arasında geçiş yapabiliyorsunuz. Skill saldırılarında Daemon da sizinle saldırıya katılıyor ve hasar miktarı artıyor. Oyunun genelinde; yakın, uzak mesafe, yavaş veya hızlı ataklar ne ararsanız bulacaksınız. Önemli olan bunları doğru yerde doğru şekilde kullanmak. Örneğin yakın mesafede sizi zehirleyen bir boss’a karşı uzaktan tabancalarınızı kullanmanız gerekirken, hava saldırılarından etkilenen minyonlara ise zıplayıp saldırı yapabilen Daemon ve Skill’leri kullanmanız sizi büyük dertten kurtaracaktır. “Grind eder güçlenirim” diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü oyundaki mob’lar oyuna iyi serpilmiş. Oyunun izin verdiği kadar güçlenebiliyorsunuz; bir noktadan sonra oyunu çok kolay hale getiremiyorsunuz. Olması gereken seviyeye ise her iki dünyanın mob’larını keserek ulaşabiliyorsunuz -ki bu da zaten yeterli bir zorluk. Tek tuşla “diğer dünyaya” geçip bir de orada temizlik yaptığınız kadar, bölümde ilerlemek için de iki tarafı ziyaret etmeniz gerektiğini unutmayın.

Reklam
Reklam

Skill saldırıları ise hem siz biraz oyunda ilerledikçe hem de ruh taşlarını oyundan edindikçe açılıyor. Yetenek ağacında kilitli olan yetenekler (ve diğer tüm buff’lar) oyundaki ilerleme süreniz ve performansınıza göre açılabiliyor. Yetenek ağacında bazı noktalarda Daemon’ların anılarının hatırladığı noktaları göreceksiniz, bunların ara sahnelerini izleyip o ruhların geçmişte neler yaşadığını öğrenebilir, ardından da yeni yeteneklere erişebilirsiniz. Bu esnada Daemon’larınız da seviye atlayacak ve Burst sırasında (belirli bir süreliğine çılgınca güçleniyorlar, yeni yeteneklere erişip kullanıyorlar) daha yüksek hasarlar verebiliyorsunuz. Toplu saldırılarda veya ana boss’larda son derece işe yarıyor bu sistem.

KOCA KOCA ÇOCUKLAR

Kimi oyuncu bu tip JRPG oyunlarında grafiklere ve seslendirme olup olmadığına takılıyor. Her ne kadar oyunu Square Enix dağıtsa da arkadaşlar, Tokyo RPG Factory zengin bir firma değil; gayet bağımsızlar ve 18 ayda bir oyun yaparak yağlarında kavruluyorlar. Muhteşem animasyonlar, CGI’lar, her NPC’nin konuşacağını bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Karakterlerin daha çocuksu gözüktüğü, bazı nidaların konuşulduğu ama cümlelerin seslendirilmediği, yumuşak müzikler eşliğinde ufak şehirleri gezdiğiniz, grafiklerinin de “eh işte” dedirttiği şirin mi şirin bir oyun Oninaki. Zaten oyunun ücreti de AAA bir oyununkinden oldukça uzak. Ne sizden 100 saatinizi istiyor, ne de 10 saatte bitip unutulmuyor. Hatası yok mu? Var. Misal gamepad desteği rezalet. Belki siz bu satırları okurken düzelmiş olur ama şu anda ara yazılımlar kullanmadan gamepad kullanımı sinir bozucu. Hikaye ilginç dedik, ama tempo sorunu var. Karakter tanıtım faslı haddinden fazla uzun sürüyor. JRPG oyunlarındaki “sabır” konusu burada da tartışma konusu. Gerçekten oyuncuya bu kadar “sabırlı ol” demek mantıklı mı… Yine de Oninaki türün sevenlerini memnun edecek kalibrede bir oyun olmayı başarmış. Takashi Tokita’nın dahil olduğu bir projeden daha iyisi beklenirdi ama günümüzde bu kadarı da gönlümüzü kazanıyor.

Reklam
Reklam