Türkiye Süper Ligi'nin 33. haftasında Denizli'de oynanan Denizlispor-Gençlerbirliği maçı 1-1 sona ererken, maçta yaşanan olaylar ve maç sonrası yapılan açıklamalar maçın önüne geçti.
Ligi 5. sırada tamamlamayı hedefleyen Denizlispor ile Gençlerbirliği arasında oynanan maç, Bülent Ertuğrul ve Graty'nin uzatma dakikalarında penaltıdan attığı golle 1-1 sona erdi. Maç sırasında Denizlispor Teknik Direktörü Giray Bulak ve Gençlerbirliği Teknik Direktörü Ziya Doğan, sürekli olarak hakemlere itiraz ederken, Ziya Doğan bir ara yardımcısıyla kavga etti.
Maçın 85. dakikasında yüzüne top çarpan Denizlisporlu futbolcu Tomas ölümden döndü. Dili boğazına kaçan ve hareketsiz kalan Tomas'ı göremeyen Kuddusi Müftüoğlu, oyunu devam ettirirken, her iki takım futbolcuları bağırarak yardım istedi. Denizlispor'un doktoru Ahmet Edremit ve masör Tinçer Karakaya, hakemin maçı durdurmasını beklemeden sahaya girdi ve Tomas'a müdahale etti. Ahmet Edremit, Tomas'ın dilini dışarı çıkararak hayatını kurtarırken, bu olay, olayların büyümesine sebep oldu.
Maçın bitiş düdüğüyle birlikte Denizlispor Teknik Direktörü Giray Bulak ve yeşil siyahlı futbolcular, hakem Kuddusi Müftüoğlu'nun üzerine yürüdü. Müftüoğlu, polis çemberine alınırken, bazı Denizlisporlu futbolcularla polisler arasında tartışma çıktı ve arbede yaşandı.
Maçtan sonra her iki takımın teknik direktörü de birbirlerine karşı ağır suçlamalarda bulundu.
Denizlispor Teknik Direktörü Giray Bulak, maçta pozitif olan ve futbol oynayan takımın kendileri olduğunu öne sürerek, "Ama berabere kaldık. Hakemler, oyun oynamayan bir takımı canlandırdı. İsmail Güldüren gibi bir futbolcu Fenerbahçe'ye transfer olabilir ama yine Gençlerbirliği'ne döner. 5 vakit namaz kılan, Allah, din, iman diye yalvarıp ibadet eden Ayman, maalesef karşı tarafın ve profesyonel arkadaşının emeğini ve parasını çalıyor. Önce bunları düşünmesi lazım. Gençlerbirliği hocasının anlamsız tutum ve davranışları ortada" dedi. Kendi oyuncularının 5 defa sakatlanıp yerde yatmasına rağmen, Gençlerbirliği oyuncularının topu dışarı atmadığını ileri süren Bulak, "Etik değerlerden yitik, Türk insanının karakter yapısına uymayan bir oyun tarzını sahada sergilemeleri, hem yöneticilerine, hem hocalarına, hem de futbolcularına bütün saygımı silip götürmüştür" dedi.
Kendi futbolcusunun penaltı kazansa dahi bu durumlarda topu dışarı atmak zorunda olduğunu belirten Bulak, "Bunu yapmayan oyuncu ile işim olmaz. Ama Türkiye'de herşey kazanma üzerine kurulmuş" diyerek, "Alın 5.'lik sizin olsun. Bana maçtan önce deseydi ki 'ben 5.'liği böyle kazanacağım', ben onlara 5.'liği verirdim. Ben böyle 5.'liği kabul etmiyorum. 6. olmaktan da gurur duyarım. Biz ligi belki yine 5. bitireceğiz. Böyle oyunlarla Türk futboluna birşey kazandıramayız. Maçta rakibin bir tane pozisyonu yok ama penaltı yaptırmak için sahaya oyuncu koyuluyor. Penaltıyı yaptıran Ali, Antalyaspor'dayken Beşiktaş'a teklif ettiğim bir oyuncudur. Ali, penaltı yaptırsın diye sahaya konulmuştur. Gazeteciler olarak siz bunu bilemezsiniz. Türk futbolu böyle kaosa yönlendiriliyor" dedi. Kendisinin maçta sahaya girdiğini, Ayman ve İsmail Güldüren'e de bunları söylediğini belirten Bulak, "Böyle futbol oynanmaz. 'Bugün kazanırsınız ama yarın kaybedecek olan sizlersiniz' dedim. Bundan sonra Gençlerbirliği antranörüyle ilişkilerimi fazla sağlıklı tutmayacağım" dedi.
Gençlerbirliği Teknik Direktörü Ziya Doğan ise, sahada verdikleri mücadeleden dolayı her iki takım oyuncularını da kutladığını belirterek, "Sahada mücadele vardı ama sahada pek de hoş olmayan şeyler oldu. '5.'liği çok istiyorsa verirdik' diyen Giray Bulak, oyuncularını maça inanılmaz bir şekilde hazırlamış. Türkiye'de en centilmen olan Denizlispor seyircisi tahrik edilmiştir. Maçın başından itibaren oyuncularımızın gırtlağına sarılarak elektrikli bir hava oluşturmak istediler. Ben teknik direktörüm ve bunu net şekilde görürüm. Bunlar ister istemez olumsuzluklar ortaya çıkardı. Hakemler de iyi bir yönetim göstermedi. Herkesin çanak tuttuğu çok elektrikli bir maç oldu" dedi.
Denizlispor maçına çok önemli 4-5 iyi futbolcusunu getirmediğini belirten Doğan, "5.'liği çok fazla önemseseydim, El Saka'yı da getirirdim. Bir takımda hedef koymak suç değil. Ben geldiğimde 2 maç kaybetseydi bu takım, düşme hattında olacaktı. Herkes bunu takdir edeceğine başka yönlere bakıyor. Eğer benim oyuncum, rakip oyuncu yerdeyken oyunu devam ettirirse ben utanırım. Bugün de utandım. Ama sebeplerine bakıldığında, buna sebep olanları görmek lazım" dedi. Hakemler aleyhine bugüne kadar konuşmadığını belirten Doğan, "Hakemler bugün ya pozisyonları sezemedi ya da art niyetliydi" dedi. Giray Bulak'ın Ayman'ı eleştirmesine de tepki gösteren Doğan, "Maçta 2 santraforum korktu. Ben de korktukları için oyundan aldım. Ama Ayman gibi futbolcular bugün hedef tahtası haline getirildi. Çok zevkli ve final niteliğinde bir maç oldu. Burada yaşananlarda herkesin suçu var. Tek taraflı suçlama olmaz. Ama suçlamalara cevap vermek hakkım. Olanlardan özür diliyorum ama kendi adıma değil, Türk futbolu adına özür diliyorum" dedi.
Giray Bulak'ın suçladığı futbolculardan İsmail Güldüren, denk iki takımın mücadelesinden beraberlik çıktığını belirterek, "Hedefimiz ligi 5. sırada bitirmek. Denizli deplasmanından aldığımız beraberlikle bunu büyük ölçüde garantiledik. Sahada yaşananlar Türk futboluna yakışmıyor. Giray Hoca bütün maçı tahrik etti. Tüm arkadaşlarımıza kötü ithamlarda bulundu. Biz futbolcuyuz ve terimin son damlasına kadar mücadele ediyoruz. Beni eleştiriyor ama kendisine soruyorum. Kendisi hiç Fenerbahçe'nin kapısından içeri girmiş mi? Benim Fenerbahçe'den nasıl ayrıldığımı soruyor. Ben Fenerbahçe'den adamlığımdan ayrıldım. Giray Hoca'ya da ben soruyorum. Fenerbahçe tesislerinden içeri hiç girebilmiş mi 40 yıllık futbol hayatı boyunca" dedi. Gençlerbirliği futbolcuları Ayman ve Mustafa Özkan da, iyi bir maç olduğunu ve beraberlikle avantaj yakaladıklarını söyledi.
Denizlisporlu futbolcular İbrahim ve Serhat ise, iyi mücadele eden takımın kendileri olduğunu, ancak son dakikada gelen penaltı golüyle berabere kalmanın üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi.
Sahada ölümle burun buruna gelen Tomas'a müdahale eden Denizlispor Kulüp Doktoru Ahmet Edremit ise, "Tomas yere düştüğünde takım kaptanı Timuçin ve Gençlerbirliği'nden bir futbolcu yanındaydı. Hareketsiz kaldığını görünce çizgi kenarına geldim ve maç devam ederken içeri girdim. Kısa süreli bilinç kaybı yaşıyordu. Yüzünde ve dudaklarında morarmalar başlamıştı. Uygun pozisyonu alarak dilini kurtardım ve rahatlattım. Uzun süreli kalsa hayati tehlike olurdu. Her iki takımın oyuncuları bağırınca olayın ciddiyetini anladım. O yüzden hakemin işaretini beklemedim" dedi.
Tomas'ın hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi.