Tonga’da yerel ada hayatı yakalamak istiyorsanız biraz yavaşlamanız gerekiyor. Başkenti Nuku’alofa olan ülkede Tongaca ve İngilizce dilleri konuşuluyor ve nüfusu ortalama 106,322 civarında.
Sahip olduğunuz turistik alışkanlıklarınızı bir kenara bırakın çünkü artık Tonga Krallığı’ndasınız. Bu hiç kolonileşmemiş Polinezya krallığının turizme bakış açısı kendine özgü. Bu ülke uluslararası yardımlarla ve ülke dışında yaşayan Tongalıların destekleriyle ayakta duruyor. Bu şekilde ayakta duran bir ülkenin turizme daha çok enerji harcayacağını düşünebilirsiniz ancak çoğu Tongalının pek de umrunda değil gibi. Bu bazıları için oldukça yeni ve değişik gelse de bazıları için oldukça rahatsız edici olabilir. Burada kültürel deneyim yaşamak için uğraşmanıza hiç gerek yok çünkü kültür sizi bulacak.
Tonga’nın doğal güzelliğinden şüphe etmeyin. Gezginler maceralarını burada istedikleri gibi şekillendirebilir. Örneğin deniz ve güneş tatilini, kambur balinalarla yüzmek ve tropikal yağmur ormanlarını keşfetmek için yapılacak küçük yürüyüşlerle birleştirebilirsiniz. Şehirden gelenler hızlarını yavaşlatmalı ve adanın yaşantısına ayak uydurmalılar. Eğer çok şey beklerseniz buradaki yaban güzelliklerin tadını çıkaramayabilirsiniz.
Tonga, kambur balinaların üremesi için önemli bir yer. Buranın sıcak suları bu harika yaratıklarla yüzebileceğiniz, dünyadaki ender yerlerden biri. Bu sularda resiflerin oluşturduğu güvenli ortam sayesinde balinalar yeni doğanları rahatlıkla yetiştirebiliyor. Çiftleşme ritüelleri esnasında balinaların adeta birbirlerine şarkı söylediklerini duyabilirsiniz. Tonga Adalar Grubu’nda balina gözlemlemek ya da yüzmek isteyenler için turlar ve tur operatörleri bulunuyor.
Ülkenin kumlu ada gruplarından Vava’u ve Ha’apai okyanus hayatını yakından deneyimlemek isteyen maceraperestler için birden fazla güne yayılan rehberli su kayağı turları hizmeti veriyor. Bir günlük turlardan 3 günlük paket turlara kadar farklı birçok imkan sunuluyor. Hem egzersiz yapmak hem de güleryüzlü ada halkıyla tanışmak için oldukça güzel bir imkan.
1500’lü yıllara kadar Avrupalılar denizlerde çok uzaklara gidemezken Pasifik nüfusunu meydana getiren büyük Polinezya göçü tam 3000 yıl önce gerçekleşti. Tonga’da Ha’amnonga ‘a Maui Trilithon, Güney Pasifikte Stonehenge’e eşdeğer Polinezya’nın en önemli tarihi anıtlarından biridir. Arkeologlar ve günümüze kadar gelen hikayeler, anıtın övgüsünü Tu’itatui yani 11. Tu’i Tonga’ya armağan ediyor. Yapı üç koralin taştan oluşuyor ve her birinin ağırlığı yaklaşık 40 ton.
Eğer sahilde yatmaktan sıkıldıysanız ‘Eua Ulusal Parkı’nda bir keşif yürüyüşü size iyi gelecektir. Vahşi doğa gözlemcilerine göre bu park kuş meraklıları için çok uygun bir yer. Buranın en ünlü kuş cinsi “Koki”, yani kırmızı parlak papağan.
Nuku’olafa, Tongatapu Adası’nda bulunan krallığın hükümet koltuğu olarak bilinir ve aynı zamanda kraliyet ailesinin evidir. Görsel anlamda bir Pasifik cennetinin vizyonuna uymasa da Tonga’nın başkentini görmek ve biraz da kraliyet ailesini gözlemlemek için bu yapıyı görmeye gitmek iyi bir bahane olacaktır. Ancak kraliyet sarayı ziyaretçi kabul etmiyor. Pazar günü Centenary Şapeli’nde yapılan pazar ayinlerine katılırsanız kraliyet ailesini görme olasılığınız oldukça yüksek.
Tongatatpu’daki en iyi kültürel eğlence için Ohlolei Sahil Festivali’ne katılmanızı tavsiye ederiz. Oholei Beach Resort’un ziyafet ve şovlarıyla oluşan bu eğlence, tatil anılarınızın baş köşesine oturabilecek nitelikte. Akşam sahilde başlayan eğlencenin devamında Tonga usulü bir ziyafet başlıyor. Festivalin en can alıcı bölümü, üstü açık Hina Mağarası’nda yapılan ateş dansı.
Niuafo’ou Niuatoptapu’nun 100 km batısında adeta suyun üzerinde yüzüyormuş gibi görünüyor. Ada aslında çökmüş bir volkanik koni ve bir zamanlar yüksekliği 1300 metreye kadar uzanıyormuş. Ayrıca bu ada “Tin Can Island” yani “Teneke Kutu Adası” olarak da biliniyor. Bunun sebebi çok öncelerdeki efsanevi posta servisi. Eski zamanlarda mektuplar teneke kutuların içine konarak mühürlenir ve geçen erzak gemilerinden denize atılırmış. Adanın en iyi yüzücüsü de denize atlayarak tenekeleri alır adaya geri getirirmiş. Bu uygulama yüzücülerden birinin köpek balığı tarafından saldırıya uğradığı 1931 yılına kadar devam etmiş.
Çoğu Pasifik Adası gibi Tonga Adaları da ılık tropikal sular ile çevrelenmiştir. Aynı şekilde adaları çevreleyen resifler sayesinde suyun altında sihirli bir dünya meydana gelmektedir. Batıklar, deniz duvarları ve sert-yumuşak mercan oluşumları binlerce balık türüne ev sahipliği yapmakta. İleri derecedeki dalgıçların asla geri çeviremeyeceği bir fırsat olan “Cathedral Cave” dalışı için birçok dalış merkezi bulabilmek mümkün.
Dört bir yanının denizle çevrili olduğunu düşünecek olursanız Tonga Mutfağı’nı tahmin etmeniz çok güç olmayacaktır. Tongalılar denizden çıkan kabuklulardan köpekbalıklarına hatta deniz kaplumbağalarına kadar neredeyse her şeyi yiyorlar. Tüm adanın gözdesi olan “Ota’ika”, hindistancevizi sütünün içinde çiğ balık şeklinde servis ediliyor. Tavuklar ve domuzlar sahip oldukları değerli mallar arasında. Ziyafetler için küçük domuzlar ateş üzerinde pişirilirken iri domuzlar ise “Umu” adını verdikleri yer altı fırınlarında pişiriliyor. Ülkede üretimi oldukça zor olan tatlı patates, yer elması gibi kök bitkiler de buldukça tüketilen sebzeler arasında. Tropikal meyveler ise her yerde. Tüm yıl boyunca papayalar, muzlar ve hindistancevizlerine mevsimleri hiç geçmeden ulaşılabiliyor. Tongalı erkekler bir sosyal aktivite olarak “Kava” denilen ve biber kökünden yapılan bir içecek içiyorlar.
Haziran ve eylül ayları kuru mevsim olarak geçiyor ve nem oranı düşük olmakla birlikte çok az yağmur yağıyor Yatçıların Güney Pasifiği geçtiği ve balinaların bölgede dolaştığı dönem. Nisan-mayıs ve ekim-kasım dönemleri hem kuru hem ıslak zamanın arasında gidip geliyor. Her yer açık durumda olsa da etrafta çok fazla ziyaretçi göremezsiniz. Yatçılar mayıs ayında gelmeye başlıyor ve kasım ayının sonuna doğru çoğu gitmiş oluyor. Aralık ve mart ayları arası oldukça sıcak ve nemli oluyor. Yatçılar gitmiş ve fırtına sezonu başlamış oluyor. Ülke dışında yaşayan adalılar ailelerini görmek için geldiğinden uçaklar genellikle dolu oluyor.