VAN (İHA) - Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Radyo Televizyon Bölümü tarafından yapılan bir araştırmada, toplumu oluşturan bireylerin, iletişim gereksinimlerini karşılama konusunda istekli ve etkin oldukları, ancak iletişim sürecinin tamamlayıcı unsuru olan geribesleme ve tepkilerini iletme konusunda edilgen ve yetersiz oldukları sonucu ortaya çıktı.
Aralarında hemşire, işportacı, çiftçi, çaycı, asker, tezgahtar, öğretmen, öğrenci, ev hanımı, yönetici, memur gibi meslek sahiplerinin bulunduğu bin 266 kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmada sorulan sorulara alınan yanıtlardan, toplumu oluşturan bireylerin iletişim kurma konusunda devinime açık, istekli davrandıkları, ancak demokratik yaşamın gereği olan düşünceyi açıklama, eleştirilerini ilgili alıcılara iletme gibi konularda çaba göstermedikleri açıklandı.
YYÜ Radyo Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Cereci tarafından yönetilen araştırmada, kişilerin değişik durumlarda iletişim kurma çabaları, beklenmedik etkilere verilen tepkiler, kitle iletişim araçlarında yer alan yayınlar konusundaki düşüncelerinin ve davranışlarının öğrenilerek; gelişmiş bir toplum için gerekli olan sağlıklı iletişimin gereklerinin saptanmaya çalışıldığı dile getirildi. Araştırmada sorulan 20 soruya verilen yanıtların, bir yandan kişilerin kişiliklerine özgü iletişim davranışlarını yansıtan sonuçlar içerirken, bir yandan da toplumsal yapının görüntüsüne ilişkin ipuçları verdiği vurgulandı.
Kitle iletişim araçlarını izleyen bireylerin, çoğunlukla bir iletim aracı olarak çalışan kitle iletişim araçlarıyla etkileşimleri konusunda sorulan sorulara karşılık da genellikle beklenen yanıtların alındığı açıklandı. "Herhangi bir gazete, radyo veya televizyon kanalını arayarak, elektronik posta göndererek veya başka bir yolla şikayetinizi, isteğinizi, eleştirinizi ilettiğiniz oldu mu?" sorusuna karşılık, araştırmaya katılan kişilerin bin 181 kişinin "Hayır" yanıtı verdiğinin saptandığı ortaya çıkarken; diğer katılımcıların büyük bölümünün de radyodan şarkı istemek veya yarışmaya katılmak için aradıkları öğrenildi. Bazı katılımcıların da, bir kitle iletişim aracını aradıklarını, ancak telefonun sürekli meşgul çaldığını dile getirdikleri bilgisi edinildi. Kişilerin çoğunluğunun, hiçbir işe yaramayacağını düşündüğü için şikayetini veya isteğini bir kitle iletişim aracına iletmeye gerek duymadığını söylediği araştırmada, bazı katılımcılarınsa, olanak teknik olanak bulamadığı veya geribeslemeyi önemsemediği için eleştirilerini aktarmadığını dile getirdiği belirtildi.
Katılıcılara, kitle iletişim araçlarına ulaşıp eleştirilerini dile getirme olanağı verilseydi, ne ile ilgili eleştiride bulunurlardı yönündeki soruya değişik yanıtlar alındığı açıklandı. Kişilerin büyük bölümünün, düzeyli ve tarafsız haber, nitelikli tartışma ve müzik eğlence programı isteklerini dile getirirken, hemen ardından magazin içerikli programların yayından kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını isteyenlerin geldiği açıklandı. Kadın programlarının yayından kaldırılmasını, insanların özel yaşamları ve psikolojileriyle ilgilenen programların yasaklanmasını veya sınırlandırılmasını isteyen bireylerin yanı sıra, bazı haber sunucularının bilgiç bulunduğu ve spor yorum programları ve reklam kuşaklarının yayından kaldırılmasını isteyen kişilerin olduğu da araştırma sonuçlarına eklendi.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Sedat Cereci; Türk toplumunun, geri kalmışlık sürecinde iletişim gereksinimini yeterli ölçüde gideremeyen, iletilere ve iletişim kurmaya açık, ancak iletişim kurmanın yollarını ve dillerini bilmeyen, bu bağlamda demokrasinin koşullarını yerine getiremeyen bir toplum olarak yaşadığını vurguladı.