Töre cinayetleri en çok ‘namus’ ve ‘aile içi sorunlar’ sebebiyle işleniyor

AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Dr. Yıldırım Ramazanoğlu, aileyi doğrudan ilgilendiren sorunların töre cinayetleri sebeplerinin başında...

AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Dr. Yıldırım Ramazanoğlu, aileyi doğrudan ilgilendiren sorunların töre cinayetleri sebeplerinin başında geldiğini vurguladı. Ramazanoğlu, ülkede töre cinayetlerinin yüzde 29, 51’nin namus, yüzde 29,15’nin aile içi sorunlar, yüzde 14.57’sinin yasak ilişki, yüzde 9,99’nun kan davaları sebebiyle meydana geldiğini söyledi.
Çukurova Üniversitesi Ramazanoğlu Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Aile içi şiddet, kadın ve çocuk istismarı” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Yıldırım Ramazanoğlu, töre cinayetlerine daha çok kadınların kurban gittiğini hatırlattı.
Töre cinayetlerini toplumun ‘kanayan yarası’ olarak nitelendiren Ramazanoğlu, alınan güvenlik tedbirleri ve eğitim faaliyetleriyle bu sorunun çözülmeye çalışıldığını dile getirdi. Aile içi şiddettin son dönemlerde gündemi meşgul eden meselelerin başında geldiğine dikkat çeken Ramazanoğlu, konuya ilişkin Türkiye ve dünyadan örnekler verdi.
Kadınların dünya mal varlığının sadece yüzde 1’ne sahip olduğunu anlatan Ramazanoğlu, “Bizim toplumumuzda da aynı durum söz konusu. Genellikle tapuların sahibi erkeklerdir. Kadınların üzerinde herhangi bir mal mülk yoktur. Buradan kendimize bir hisse çıkarıyoruz. Demek ki illaki fiziksel şiddet olması gerekmiyor. Bu da bir hukuki şiddettir. Onun için şiddetin nasıl tanımlandığına bağlıdır.” dedi.
Uluslararası tüm hukuki metinlerde yer alan “eşitlik” kelimesine itiraz ettiğini açıklayan Ramazanoğlu, şöyle devam etti: “Eşitlik dediğimiz zaman, kadın ile erkek arasında fiziksel ve biyolojik bir eşitlik yok. Aslında erkekler arasında da mutlak bir eşitlik yoktur. Çünkü herkesin boyu, göz rengi, cilt rengi farklı. İki bayan veya erkek arasında mutlak eşitlik yokken tüm hukuki metinlerde ‘eşitlik’ kavramının geçmesi biraz havada kalıyor. Ben olsam, ’eşitlik’ kelimesi yerine ‘eşdeğer’ kelimesini tercih ederdim.”
2001 yılına kadar, bir çocuğun ana rahmindeyken kız mı, erkek mi olduğuna bakılıp, bazı ailelerin kız ise ‘düşük yaptırıldığını’ ancak bunun yasaklandığını hatırlatan Yıldırım Ramazanoğlu, anne babaların şimdi meraklarını gidermek için çocuğun cinsiyetini öğrenebildiğini kaydetti.
Kadın ve çocuğa şiddetin önüne geçmede en önemli tedbirin ‘eğitimden’ geçtiğin aktaran Ramazanoğlu, şunları söyledi: “Bu sadece resmi eğitimle kalmamalı. Eğitim de tek başına yetmiyor. Eğitimli insanların da şiddet uyguladığı biliniyor. Bir anlayış ve psikoloji değişikliğine ihtiyaç var. Çocuklara ise –teşebbüs halinde kalsa bile– istismar sayılmalı. Çocuğun ihmal edilmesi, uykusuna özen gösterilmemesi bile istismara giriyor. Çocuk uyurken yanında gürültü yapmak bile istismardır. Ülkemizde işçi, evli, suçlu, eylemci, mülteci ve kayıp çocuklarımız var. Bu sorunların hepsi ayrı mercek altına alınıp, incelenmelidir.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz