Trabzon müftülüğünden gençler için hutbe

ANKARA (ANKA)- Son dönemde gençlerin karıştığı olaylarla gündeme gelen Trabzon'da önümüzdeki günlerde tüm camilerden gençlere yönelik bir hutbe okutulacak.

Trabzon Müftülüğü'nün 19 Mayıs dolayısıyla okutacağı hutbede, bir ülkenin yarınlarından emin olmasının, yetiştirdiği gençliğin sağlıklı, duyarlı ve tutarlı olmasıyla mümkün olduğu belirtilerek, gençlerine iyi imkanlar hazırlayamayan, onların ihtiyaçlarını göremeyen, seslerini duyamayan milletlerin, aslında geleceklerini tehlikeye atan milletler olduğuna işaret edilecek.

Reklam
Reklam

Hutbede, "Gençlik, milletler için bulunmaz bir nimet, önemli bir güç, yararlanılması gerekli olan muazzam bir kuvvettir. Bir millet gençlerinden iyi yolda yararlanabilirse, hem o millet için ve hem de insanlık için sonsuz yararları vardır. Böyle bir sonuç, gençliğin iyiye, güzele yönlendirilmesiyle elde edilebilir. Gençlik ihmale uğrar, yoldan çıkarsa, hem o toplum ve hem de gençliğin kendisi ülke için bir endişe ve üzüntü kaynağı haline gelir.

Gençliğin yaratılışından kaynaklanan sürekli hareketliliğinin, ülke yararına yönlendirilememesi halinde, gençliğin çeşitli mihrakların ve kötü emelli kişilerin tesir alanı içerisine düşebileceği ifade edilecek hutbede, bir toplumu yok etmek, yıpratmak ve zora sokmak isteyen şer güçlerinin, öncelikle o toplumun değerlerini ve gençliğini hedef aldığı kaydedildi. Hutbede, "Bilirler ki, değerlerini yitirmiş, gençliği ifsat olmuş milletler, şer güçlere karşı dayanma gücünü devam ettiremezler. İç barış ve huzurlarını kaybederler. Bunun için de terör ve uyuşturucu belasını silah olarak kullanırlar" denilecek.

Reklam
Reklam

Terör ve uyuşturucunun, iki tarafı keskin bıçak olduğu belirtilecek hutbede, terör örgütlerinin, aldatılmış ve kandırılmış gençleri, insanlık dışı eylemlere sürüklediği, kanmayan gençleri ise uyuşturucu ile zehirleme ve tesirsiz hale getirme programı uyguladıkları dile getirilecek.

Hutbe şöyle devam edecek:

"Allah'a şükürler olsun ülkemizde gençliğimizin büyük bir çoğunluğu kendi değerlerine sahip, sorumluluklarının bilincinde, vatan ve millet sevgisiyle yoğrulmuştur. Bu yapının ilelebet devam etmesi bu değerlerimizin gençlerimize bütün yönleriyle aktarılmasıyla mümkündür. Devletimizin bu alanda alacağı tedbirlere milletçe destek vermemizin yanında gençliğimize sahip çıkarak onları sağlam bir inanç ve köklü bir millet sevgisinde birleştirmeliyiz. Şunu hiçbir zaman hatırınızdan çıkarmamalısınız ki, sizler bizim ümidimiz ve geleceğimizsiniz. Cennet vatanımız üzerinde oynanmak istenen oyunları bozacak ve boşa çıkaracak güçtesiniz. Ömrünüzün baharı sayılabilecek bu çağ, sevgi ve nefreti en yoğun yaşadığınız çağdır. Nefret kötülerin, sevgi ise Allah'ın iyi kullarının yoludur. Önce, en yakınımızdan başlayarak birbirimizi, sonra, uğruna binlerce gencimizi feda ettiğimiz cennet vatanımızı, bayrağımızı sevmeliyiz. Bizi biz yapan değerlerimizi sevmeliyiz. Çünkü, nefret ve kin tohumlarının yeşermemesi için en etkili ilaç yine sevgidir."

Reklam
Reklam

"Gençliği iyi değerlendirin"

Van Müftülüğü'nün okutacağı "Gençliğimizi İyi Değerlendirelim" hutbesinde ise, çocukların özleyip durduğu, yaşlıların hasretini çektiği gençlik çağının, insan ömründe çok büyük anlamlar ifade ettiğini anlatacak. Hutbede, gençliğin, ömrün baharı, hayatın en tatlı anıları, Allah'ın en büyük armağanlarından biri olduğu kaydedilecek.

Gençliği iyi anlamak ve iyi değerlendirmenin, değeri ölçüsünde kullanabilmenin herkese vazife olduğu dile getirilecek hutbede, zehire döndürülen gençliğin o kişi için olduğu kadar ailesi, cemiyeti ve milleti için de bir felaket olduğu belirtilecek.

Hutbede ayrıca şu görüşler dile getirilecek:

"Gençlik damarı akıldan çok hissiyatı dinler, azıcık peşin bir lezzeti ileride alınabilecek çok büyük lezzetlere tercih eder. Gençlik ve dini duygularını sefahate harcamakta tereddüt etmez. Ya vehim ve kuruntularla hastanelere ya da sıkın ve üzüntülerle meyhanelere (gayr-ı meşru yerlere) düşer. Hayat suyu olabilecek gençliği, meşru olmayan oyun ve eğlencelere, zehire ve azaba çevirmek insanın kendine yapabileceği en büyük kötülüktür. Helal dairedeki keyfe yetinmeyip, tertemiz bir emaneti günahlara bellemek, ruhsuzlaştırıp yozlaştırmak, aynı zamanda da büyük bir nankörlüktür."

Reklam
Reklam