Trafik kazalarına ve ölümlere davetiye çıkarmakta:

Tıkayıcı uyku hastalığı uyku sırasında solunumun durması ve oksijenlenmenin azalması, gündüz artmış uyku hali ile seyrederken neden olduğu kalp damar hastalıkları ve nörolojik komplikasyonların yanı sıra, trafik kazalarının nedenlerinde önemli kısmında yer almaktadır. Ciddi iş güç kaybı neden olmaktadır. Uykusuzluk nedeniyle yapılan trafik kazalarının % 30 dan sorumlu tutulmaktadır. Bu hastalığa sahip kişiler 7 kat daha fazla trafik kazası yapma riskine sahiptirler. Ülkemizde Uzmanlar, direksiyon başında uykusuz ve yorgun araç kullanmanın en az alkollü araç kullanmak kadar tehlikeli ve en önemli kaza nedenlerinden biri olduğunu belirtiyor.

Reklam
Reklam

Özellikle kamyon sürücülerinin yorgunluğa ve uykusuzluğa bağlı kazalara daha yatkın olduğu, ölümlü trafik kazalarının yüzde 13.9'unun ağır vasıta kazaları olduğu kaydediliyor. Bu tür kazaların önlenmesi için direksiyon başına geçmeden önce uykusuzluğa neden olan hastalıkların tedavi edilmesi ve araştırılması gerekir. Tıkayıcı uyku hastalığı olanlarda kaza yapma riski ile hastalığın ağırlığını gösteren apne-hipopne indeksi arasında doğrusal ilişki olduğu bildirilmiştir.


ABD Ulusal Otoyol Trafik Güvenliği Yönetimi yıllık tüm kazaların yaklaşık %1,5'inde temel nedenin uykusuzluk ve yorgunlukla ilişkili olduğunu tahmin etmektedir. İngiltere, Norveç ve İsviçre'de yapılan farklı çalışmalarda %1-16 arasında değişen oranlar bildirilmiştir. Özellikle kamyon sürücüleri yorgunluğa bağlı kazalara eğilimlidir. Kamyon sürücülerinde uyku apnesi olarak adlandırılan uyku ve solunum bozukluğu yüksek oranda görülebilir. Tüm ağır kamyon kazalarının en az %30-40'ında sürücünün yorgunluğunun, katkıda bulunan etmenlerden biri olduğu ileri sürülmektedir. Uyku bozukluklarının kazaları arttıran bir risk etmeni olduğu bildirilmiştir.

Reklam
Reklam

Kronik insomnia (uykusuzluk), uyku apnesi ve narkolepsi gibi aşırı gündüz uyuklamasına neden olan bozukluklar olasılıkla 30 milyon ABD yurttaşında görülmektedir. Uyku bozukluğu olan pek çok kişi tanısız ve tedavisiz kalmaktadır. Örneğin; uyku apnesi orta yaşlı erkeklerin %4'ünde, aynı yaş grubundaki kadınların %2'sinde bulunmaktadır. Bu bozukluk kaza riskini 3-7 kat arttırmaktadır. Ülkemizde de benzer çalışmalarda aynı oranları yansıtmaktadır.


Uykuda nefesin 10 saniye ve daha fazla kesilmesi Apne olarak adlandırılır. Solunumun yavaşlamasına ise Hipopne denir. Uykuda nefes kesilmelerinin sayısı saatte 5’in üstüne çıkarsa, tıkayıcı tipte uyku apnesi sendromundan bahsedilir. Bunun sonucunda; açıklanamayan ani gece ölümleri, pulmoner hipertansiyon, sağ kalp yetmezliği, polisitemi, gün boyu uyuklama hali, kişilik ve davranış bozuklukları ve huzursuz uyku görülebilir . Gece uykuda ölümlerin Kalp enfarktüsünden sonra 2. büyük sebebi tıkayıcı uyku hastalığıdır.


Horlama ve Uykuda Nefes Kesilmesinin Bulguları Horlama başlı başına sosyal bir şikayettir. Bu durumda özellikle horlayan kişinin etrafındakiler rahatsız olurlar. Horlama problemi sıklıkla kilolu erkeklerde görülür. Yaşla birlikte artış göstermektedir. Üst solunum yolunda oluşan darlık nedeni ile ortaya çıkan gürültü horlama olarak adlandırılır. Basit horlamada gece boyu solunumda anormallikler görülmez. Solunum ile ilgili sorunlar eklendiğinde olay tamamen boyut değiştirmektedir. Gece istenen uyku derinliğine inememe, baş boyun terlemeleri, uykuda nefes kesilmeleri, sabah yorgunluğu, sabah baş ağrıları, gün içinde uyuklama isteği, cinsel isteksizlik, dikkat azalması, gece idrara sık çıkma, hareketli uykululuk hali ile seyreden bulgularla hastaların hepsi horlamaktadır ve uykuda nefes kesilmeleri ile seyreden tıkayıcı uyku hastalığı haline dönüşmüştür.

Reklam
Reklam

İleri boyutlarda ise hayatı tehdit eder hale gelebilmektedir. . Horlama ve uyku apnesi olanlarda cinsel yaşam normal insanlara göre daha kötüdür. Eşi horlayan ve apnesi olan 1000'in üzerindeki kadınla yapılan bir araştırmada horlayanların ve apnesi olanların yatak partnerlerinin %81'i uykularından hoşnut olmadıklarını, bu nedenle de gündüzleri yorgun ve keyifsiz hissettiklerini söylemektedirler. Hasta eşlerinin %70'i çözüm olarak başka odada yatmayı tercih ettiklerini ifade etmektedirler, tatilde alınan alkol de bu durumu daha kötü hale sokmaktadır. 50 yaşın üzerinde erkeklerin %50'sinde horlama, %10'unda da uyku apnesi vardır. Yani en iyi ihtimalle bile her 2 çiftten birisi uyku sorunu yaşamaktadır.


Bu hastalarda ilk dikkat çeken bulgular aşırı kilo ve boyun kısalığıdır. hastaların %70 i ideal vücut ağırlıklarından %15 daha fazla kiloya sahiptirler. Fizik muayenede burun,boğaz, ağız içi yapılar ,geniz bölgesi boyun içi yapılar mutlaka dikkatlice muayene edilmelidir. Burun kıkırdak ,kemik eğrilileri (deviasyon) , geniz bölgesinde tıkanıklık oluşturan kist ve çocuklarda geniz eti, burun içi polip, tümör, kitleler ve boğaz bölgesinde tıkanıklık yaratacak lezyon varlığı mutlak araştırılmalıdır.

Reklam
Reklam

Hipertansiyon, Kronik akciğer hastalığı ve kardiomegali gibi durumlar mutlak değerlendirilmelidir. Hastaların %30-50 sinde sistemik hipertansiyon mevcuttur. Troid fonksiyon testleri, testesteron seviyesi ölçülebilir. Polistemi her zaman olmamakla birlikte genelde saptanan bir bulgudur.
Yapılan çalışmalarda bu hastaların genelde ortak özellikleri şöyle özetlenebilir; gürültülü horlama, gözlenen apne, gün boyu uykusuzluk, kilo, erkek cinsiyet, 45 yaştan büyük kişiler ve kısa, geniş, büyük boyun .


Polisomnografi : Tıkaycı uyku hastalığında altın standart olarak ta bilinir. Tıkayıcı uyku hastalığı düşünülen hastalarda mutlaka yapılmalıdır.

Tıkayıcı uyku hastalığının teşhisinin konması ve şiddetinin belirlenmesinde kullanılan çok önemli bir tetkiktir. Uyku laboratuvarında yapılır ve uyku sırasında hastanın birçok fonksiyonlarının takibi esasına dayanır. Beyin elektrogafisi, kalp elekrografisi, elektrookülografi, elektromyografi yapılır, nasal ve oral hava akımının ölçülür ve kanda oksijen seviyesi tespiti yapılır. Hekime tedavinin doğru planlanması için yardımcı olur. Ayrıca hastanın, hastalığının boyutu ve oluşturabileceği ciddi problemler konusunda bilgilenmesini sağlar.

Reklam
Reklam

Cerrahi Tedavi

Adenotonsillektomi; Özellikle çocuklarda başarılı bir tedavidir. Erişkinde eğer iri bademcik varsa uygulanır.

Burun cerrahisi ; Burun kemik-kıkırdak eğriliği düzeltme cerrahisi (Septal deviasyon), Burun etlerinin büyüklüğü (konka hipertrofisi), polip gibi olgularda uygun tedavi yaklaşımları semptomların azalmasını sağlayabilmektedir.
Uvulopalatopharyngoplasti; Obstrüktif sleep apne de en etkili cerrahi müdahale yöntemidir.


Amaç kapalı veya daralmış hava akımı direnci oluşturan bölgelerin cerrahi olarak düzenlenmesidir. Tıkanıklık derecesine bağlı olarak cerrahi sınır , bademcik, küçük dil, damak ve diğer yapıları da içine kısmi veya tam olarak alabilmektedir. Tercih edilen yöntem Radyofrekans yöntemi olup, klasik cerrahiye göre konfor sağlar ve iyileşme sürecini kısaltır. Daha az ağrı oluşturur.

Trakeotomi: Kardiopulmoner disfonksiyonu olan hasatalarda kalıcı trakeotomi uygulanabilir. UPPP de geçici süreyle trakeotomi uygulanımı gerekebilir. Dil kökü hipertrofisinin laser, eksizyonu; RF uygulamaları.

Reklam
Reklam

Mandibula uzatma; Kraniofasial anomalilerde uygulanır.
Hiyoid expansiyon cerrahisi veya daha pek çok cerrahide uygulanmaktadır.
Continuous Positive Airway Pressure: CPAP
Tıkayıcı uyku apne sendromu tedavisinde cerrahi tedavi ile birlikte en sık kullanılan yöntem sürekli pozitif havayolu basıncı (Continuous Positive Airway Pressure: CPAP) ile yapılan tedavidir. Tıkayıcı uyku apnesi tanısı konmuş bir kısım orta derecede, genelliklede ağır derecede kullanılr.