Trakeostomi hastalığı nedir? İşte tedavi yöntemi!

Uzmanlar, birçok hastanın doğru bir tıbbi değerlendirme şansı bulamaması nedeniyle, hala “Trakeostomi”yle yaşamak zorunda kaldığına dikkat çekiyor. Trakeostomi, belki hayatınızda ilk defa duydunuz, belki sokakta karşılaştığınız birinde gördünüz, belki de sizin veya bir yakınınızın yaşamı trakeostomi nedeniyle sessiz sedasız geçiyor.

Trakeostomi, ağız ve burun yoluyla nefes alamayacak duruma gelen hastaların boğazına, nefes almaları için takılan, dışarıya açılan küçük bir boru. Bu boru, hastanın rahat nefes alması için takılsa da, başta konuşamamak olmak üzere birçok zorluğu beraberinde getiriyor. Ve ne yazık ki kurtulmak mümkün olsa da birçok hasta doğru değerlendirilmediği için hayatları boyunca bu boru ile yaşamak zorunda kalıyor.

Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sina Ercan, trakeostomiyi ve trakeostomili hastaların normal bireyler gibi ağız ve burundan nefes alıp konuşabilmesini sağlayacak yöntemleri anlattı.

Reklam
Reklam

Trakeostomi nedir ve hangi hastalara uygulanır?

Hastalar çeşitli sağlık problemleri nedeniyle bazen ağız ve burun yoluyla üst solunum yollarından rahat nefes alıp veremez ya da akciğerlerinde ortaya çıkan hastalıklar nedeniyle aldıkları nefes kendilerine yetmeyerek mekanik ventilatör denilen aletlerle solunum desteğine ihtiyaç duyar hale gelebilirler. Bu durumda ses tellerinin olduğu ve halk arasında Adem elması denen boğaz bölgesindeki çıkıntılı kıkırdağın daha aşağısına, nefes borusuna bir delik açılarak buraya rahat nefes alıp vermeyi sağlayacak bir boru takılır. Buna “Trakeostomi Kanülü” denir.

Akciğerlerinin nefes alıp vermeye yetemediği durumlarda hastalar solunum desteği verecek mekanik ventilatöre bu kanül yoluyla bağlanırlar ve mekanik ventilatöre uzun süre ihtiyaç duyan hastalarda trakeostomi kanülü zorunludur.

Diğer taraftan bu kanüller bazen de kanser hastalarında boğaz bölgesinde ses telleri ve nefes borusunun üst kısmı ameliyatla alınan hastalara ya da farklı nedenlerle oluşan travmalara bağlı olarak nefes borusunun üst bölgelerinde darlık oluşması sonrası ortaya çıkan nefes darlığı olan hastalara takılır.

Reklam
Reklam

Trakeostomi hangi hastalarda neden kalıcı olur?

Trakeostomi ihtiyacının devam etmesinin en sık nedeni hastanın akciğer yetmezliği ve buna bağlı olarak mekanik ventilatör ile solunum desteğine ihtiyaç duymasıdır.

Bunun dışında trakeostomi, eğer kanser nedeniyle havayolunun üst kısımları alınan hastalara takılmış ise bu da kalıcı bir trakeostomidir. Çünkü bu kanül çıkartılarak boğazdaki delik kapatılır ise aradaki bağlantıyı sağlayacak havayolu bağlantısı bulunmadığı için hastanın ağız ve burundan nefes alması mümkün olmayacaktır. Bir diğer kalıcı olma sebebi de nefes borusunun üst bölümü yerinde dursa bile, önemli bir bölümünde tedavi edilemeyecek bir daralmanın oluşmuş olmasıdır. Bu hastalarda da kanül çıkartıldığında ve boğazdaki delik kapatıldığında hastanın ağız yoluyla nefes alıp vermesi mümkün olmayacaktır.

Trakeostomili hastalar ne gibi riskler taşır?

Trakeostomi kanülü ile nefes alıp veren hastalar, zaman zaman kanüllerinin tıkanması sonucunda ciddi solunum krizi yaşayabilirler. Ayrıca trakeostomi kanülünden alınan nefes, normal yoldan yapılan fizyolojik solunumdan farklı olarak havanın toz ve parçacıklar gibi yabancı cisimlerden temizlenmesi ve ısıtılarak nemlendirilmesi fonksiyonlarından yoksundur. Bu da artan salgılar ve bunların yoğunlaşarak kabuklanması, kuruma ve enfeksiyonlara yol açabilir.

Reklam
Reklam

Trakeostomi kanüllerinin hemen yanında bulunan önemli atardamarlara uzun süreli baskı uygulaması sonucunda da bazen hayata mal olabilecek ciddi kanamalar görülebilmektedir. Trakeostomi kanüllerinin oluşturduğu baskının bir diğer sonucu da nefes borusunun farklı yerlerinde ciddi ve zamanında müdahale edilmez ise geri dönüşsüz daralma ve kapanmaların oluşmasıdır.

Trakeostomili hastaların yaşam kaliteleri nasıl iyileştirilebilir?

Bu hastaların sorunlarının en başında, konuşamamak ve ses çıkartamamak geliyor. Bunun dışında boğazdaki kanülün sık sık tıkanması ve sürekli bakım gerektirmesi, kanülde sık enfeksiyon ve salgı oluşması, buna bağlı kötü koku oluşması ve tıkanmanın oluşturduğu nefes darlığı sayılabilir.

Bu problemleri ortadan kaldıracak ya da oluşma ihtimalini en aza indirecek birçok çözüm üretmek mümkündür. Bunlar genellikle hastaya özel ve hastanın durumu çok iyi bir şekilde teşhis edildikten sonra iyi planlanmış girişim ve farklı kanül ya da aparatların kullanılmasıyla mümkün olur.

Reklam
Reklam

Doğal yollardan ziyade trakeostomi kullanarak nefes alıp verebilen hastaların kullanımı için bugüne kadar çok fazla marka, çeşit ve modelde ürünler geliştirilerek piyasaya sunulmuştur. Bunların temel özelliği nefes alıp vermeye yardımcı olmak olsa da yapıldıkları malzemeler, şekilleri, direk temas halinde oldukları dokular üzerinde oluşturdukları etkiler, enfeksiyona karşı dirençleri gibi birçok açıdan farklılıklar gösterirler. Bilindiği gibi her insanın vücut yapısı, ölçüleri ve organların vücut içinde birbirlerine göre duruş şekil ve açıları da farklıdır. Bu nedenle trakeostomi kullanan hastaların buna ihtiyacı tamamen ortadan kaldırılamasa bile, onun anatomisine, dokularının özelliklerine göre en uygun kanül seçilerek en başta sıralanan komplikasyon ve şikayetlerin oluşması hemen her zaman önlenebilir.

Ayrıca birçok hasta aslında trakeostomiye gerekçe oluşturan asıl hastalıkları tamamen iyileşmiş olmakla birlikte doğru bir tıbbi değerlendirme şansı bulamaması nedeniyle hala trakeostomi kullanmaya devam edebilmektedir.

Reklam
Reklam

Bu hastaların önemli bir bölümünün bu durumdan tamamen kurtulmasını ya da yaşam kalitelerinin arttırılmasını sağlayacak gelişmeler – yöntemler var mıdır? Varsa bunlar nelerdir?

Nefes borusunun üst bölümündeki hastalık ya da tıkanıklık gibi problemlerin bu alanda uzmanlaşmış merkezlerde endoskopik ya da cerrahi girişimlerle tedavi edilmesinden sonra trakeostomi kanülünden tamamen kurtulmak mümkün olabilir.

Bunun mümkün olmadığı hastalarda, trakeostomili hastaların en büyük sorunu olan konuşamama için farklı çözümler de vardır. Örneğin, bir yandan kanülden nefes alıp verirken, bir yandan da solunum için yeterli olmasa da ses çıkartmak için yetecek kadar havayı yukarıda ses tellerinin olduğu gırtlak bölgesine yönlendirerek konuşmayı sağlayacak özel kanüller mevcuttur.

Bir diğer önemli hasta grubunda hastanın akciğer kapasitesi nefes alıp vermeye yeterli olup mekanik ventilatör aleti ile solunum desteğine ihtiyaç duyulmamaktadır. Bu hastalarda trakeostomi sadece yukarıdaki havayolunda meydana gelmiş olan mekanik tıkanıklık nedeniyle kullanılmaktadır. Bu gibi durumlarda yine havayolu tedavileri ve cerrahisi konusunda uzmanlaşmış merkezlerde hastaların her türlü radyolojik ve endoskopik görüntülemeleri gerçekleştirildikten sonra detaylı anatomik ve yüzeysel ölçümleri yapılmak sureti ile hastanın yaşam kalitesini arttıracak çok daha farklı tedavi yaklaşımlarına uygunlukları araştırılır.

Reklam
Reklam

Yaşam kalitesinde artışı sağlayacak bu farklı tedavilerin başında T-tüp uygulamaları gelir. Bunlar vücutta uzun süreler kalabilen ve çoğunlukla hiçbir reaksiyon oluşturmayan özel üretilmiş T harfi şeklinde üç kolu olan silikon tüplerdir. Uygun hastalarda cerrahi olarak tıkanık bölgenin tekrar açılmasını takiben uygun T-tüp havayolunun içine yerleştirilerek bir ucu yine trakeostomi kanülü gibi önden dışarı çıkacak şekilde cilt kapatılır. Bunun trakeostomiden en önemli farkı, nefes borusunun üst ve alttaki normal bölümleri tüpün içeride yukarıdan aşağı doğru uzanan düz kısmı ile birleştirildiği için dik açıyla öne ve dışarıya çıkan ucu yine küçük silikon tıpası ile kapalı tutulabilir. Bu durumda hasta tamamen normal bireyler gibi ağız ve burundan nefes alır ve gayet doğal olarak konuşabilir.

Sonuç olarak bir insanın nefes alıp verebilmek için boğazında bir kanüle ihtiyaç duyması arzu edilmeyen bir durum olsa da, modern tıp bu kişilerin nefes ve sesleri ile ilgili yaşam kalitelerini arttıracak ve hatta uygun hastalarda bu kanüle ihtiyacı tamamen ortadan kaldırabilecek birçok çözüm önermektedir. Yeter ki hastalar havayolu problemlerinin teşhis ve tedavisi alanında uzmanlaşmış merkezlere başvurarak detaylı bir değerlendirmeye tabi tutulup kendisine en uygun aparatlarla doğru tedaviler uygulanabilsin.

Reklam
Reklam