Oldukça ilginç bir fobi ve rahatsızlık türü olan tripofobi insanların yüzeyinde birbirine yakın delikler bulunan görseller ya da eşyalar sebebiyle iğrenme, endişe veya korku hissetmesi olarak tarif ediliyor. Delik fobisi olarak da geçen bu fobi türü, karakterize bir rahatsızlık olarak geçiyor. Peki, tripofobi ne demek? Tripofobi testi nasıl yapılır?
Yüzeylerde yer alan ve birbirine yakın kümeler şeklinde konumlanan delikler yüzünden korku ve endişe hissedilmesine karşılık gelen tripofobi nedeniyle bu rahatsızlığa sahip kişiler çilek veya delikli bir sünger gördükleri zaman kusmaya kadar gidebilecek ciddi bir tiksinme hissedebiliyorlar. Kimi insanlarda ise su çiçeği benzeri küme şeklinde kabarcıklar da benzer fobiyi ortaya çıkarabiliyor.
Tripofobi rahatsızlığı olan kişilerin belirtileri ise ağırlıklı olarak düzensiz ve küçük deliklerin küme şeklinde bulunduğu nesneler ile tetikleniyor. Bu nesneler arasında ise sünger, mercan, çilek, sabun köpükleri, arı kovanı, bal peteği, suyun yoğunlaşmasıyla oluşan damlacıklar, nar, cilt kabarcıkları ve mısır bulunuyor. Bu nesnelerin kendisine ya da fotoğraflarına bakıldığı zaman hissedilenlerle rahatsızlık fark edilebiliyor. Bazı insanlar tripofobi fotoğrafları ve hazırlanmış görsellere bakarak bu durumun kendilerinde olup olmadığını merak ediyor.
Rahatsızlığın tam nedeni henüz belirlenmedi ve bununla alakalı araştırmalar sürüyor. Güncel araştırmalar neticesinde elde edilen teorilere göre; insanların yakın dizilimli dairesel şekillerden kaynaklı doğal kuşkunun; aslen insanlardaki kimi hastalıklar ile alakalı olabileceği belirtiliyor. Bilindiği üzere kızamıkçık, tifüs, su çiçeği ve kızamık gibi hastalıklar ve kene, uyuz benzeri parazitler sebebiyle ortaya çıkan cilt hastalıkları derinin üstünde yuvarlak şekilli kümelere sebep oluyor. Ciltteki bu bulguların kötü bir şeyi işaret etmesinden kaynaklı olarak tripofobi rahatsızlığı olan kişiler bilinçaltından gönderilen negatif sinyaller ile beraber tiksinti ve korku hissedebiliyor.
Tripofobi rahatsızlığı bulunanlar ilgili nesneleri gördükleri zaman fiziksel veya psikolojik tepkiler gösterebiliyorlar. Genellikle belirtiler hafif oluyor. Ancak kimi zaman günlük yaşamı etkileyebilecek kadar şiddetli bir hale de gelebiliyor. Sık karşılaşılan belirtiler arasında ise korku, ürperme, tiksinti, titreme, bulantı, ciltte kaşınma, terleme, durumdan kaçma isteği, baş dönmesi, kalp çarpıntısı, ölüm korkusu ve nefes darlığı bulunuyor.
Bir insanın tripofobi yaşayıp yaşamadığını anlayabilmek adına bir tıbbi tanı testi bulunmuyor. Tanı konulabilmesi için psikolog veya psikiyatrist tarafından hastanın şikayeti dinleniyor ve değerlendiriliyor. Nörolojik bir rahatsızlığın var olma ihtimalini elemek için ise fiziki muayene yapılıyor. Gerekli görüldüğü takdirde beyin tomografisi veya MR çekilip kontrol sağlanabiliyor.
İnsanlar tarafından bu rahatsızlığın bir tedavisinin olup olmadığı da merak ediliyor. Tripofobi gibi irrasyonel bir korkusunun tedavisinin kolay olmadığı belirtiliyor. Genellikle fobiler tedavi edilirken psikolojik danışmanlık, hipnoz ve psikoterapi gibi teknikler kullanılıyor. Bu yöntemlerden bir tanesi olan maruz bırakma terapisinde hastaya önce kişiyi etkilemeyecek bir resim gösteriliyor ve yavaş yavaş daha etki edecek resimler gösterilmeye başlanıyor. Böylece beynin kişideki takıntısının azaltılmasına şartlandırılması amaçlanıyor. Bu konuyla ilgili en sağlıklı bilgi için ise bir hekim ile iletişime geçmek gerekiyor.