İSTANBUL (AA) - Toronto The Star Gazetesi Onursal Editörü Haroon Siddiqui, "(Sosyal medya ile) Tüm dünyada aileler, dostlar bir araya geldi. Çok iyilikler etti, insan hakları için çok iyi oldu, İran'da Yeşil Devrim konusunda, Arap Baharı'nda çok yardımcı oldu. Bütün bunlar insanlık için gayet iyi oldu ama 30 yıl hiç düzenlemeye tabi olmadan ilerleyince çok büyük bir canavar geldi önümüze." dedi.
Anadolu Ajansı'nın (AA) global iletişim ortağı olduğu, "Parçalanmış Bir Dünyada Barış ve Güvenliği Yeniden Düşünmek" temasıyla Swiss Hotel The Bosphorus'ta düzenlenen "TRT World Forum" kapsamında TRT World Sunucusu Kamali Melbourne'nin yönetiminde "Yeni Meda ve Güven" oturumu düzenlendi.
Toronto The Star Gazetesi Onursal Editörü Haroon Siddiqui, sosyal medya konusu açıldığında akla dijital imparatorluk, internet, sosyal medya kavramlarının geldiğini söyledi.
Siddiqui, sosyal medyanın dünyayı küçülttüğünü, insanları birbirine bağladığını ifade ederek, "Tüm dünyada aileler, dostlar bir araya geldi. Çok iyilikler etti, insan hakları için çok iyi oldu, İran'da Yeşil Devrim konusunda, Arap Baharı'nda çok yardımcı oldu. Bütün bunlar insanlık için gayet iyi oldu ama 30 yıl hiç düzenlemeye tabi olmadan ilerleyince çok büyük bir canavar geldi önümüze. Bütün bu şirketler fazla kuvvetli oldu, fazla zengin oldu, kombine piyasa değeri neredeyse Fransa'nın gayrisafi yurt içi hasılasına denk bu noktada. Erişimleri inanılmaz yani insanlar bunu hatırlamıyor, farkında da değil, Facebook'un 2,2 milyar kullanıcısı var ayda. WhatsApp 1,2 milyar kullanıcı ayda, Massenger o da 1,2 milyon, Instagram 700 milyon. Yani bu şirket bile tek başına zaten 5,2 milyar insana erişiyor her ay, Çin ve Hindistan'ın kombine nüfusundan fazla. Google'ın 3,5 milyon hiti var her gün. Youtube ve Twitter'ın da milyonlarca kullanıcısı var. Bu inanılmaz bir erişim, insanlık daha önce hiç böyle bir şey bilmedi. Bu da tekellerin elinde, bunların hepsi Amerikan şirketi." diye konuştu.
Sosyal medyanın müptela edici bir şey olduğunu, Facebook'un bin 500 psikolog çalıştırdığını belirten Siddiqui, Facebook'un Libya'da silah alışverişi için kullanıldığını, mahremiyetin işgal edildiğini, milyarlarca insanın Facebook'a kurumsal hizmette bulunduğunu anlattı.
Siddiqui, insanların verilerini bayıla bayıla verdiğini ve sosyal medya yöneticilerinin de para kazandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Yani biz de bunu bile bile yaptık. Farkında mıydık Facebook hesaplarımıza girerken bütün bu veriyi onlara verdiğimizin? Kurumsal bir imparatorluk oldular. Vahşi Batı sınırı gibi bir şey, düzenlemesi yok. O kadar beğeniyoruz ki çok harika olduğunu sanıyoruz bu şeylerin. Değiller. Toplam Facebook 550 milyar dolar 15 Temmuz'da kaybettikleri her neyse, onu kaybettikten sonra bile 44 milyar dolar harcadı komşu arsaları satın alsın diye. Biz ödüyoruz parasını. Tamam birisi zengin oluyor bana ne ama aynı zamanda ulusal egemenliği ne oluyor Türkiye gibi ulusların? Bu aynı zamanda insanlar, sınır ötesi iş görüyor mu? Hakikaten hiç vergi vermiyorlar mı? Düzenlemelere tabi değiller."
Avrupa Birliği'nin Google'ı geçen yıl "kanunsuz, ahlaksız davranıp kurallara uymadığı" gerekçesiyle 5 milyon avro cezalandırdığını ifade eden Siddiqui, Avrupa Birliği'nin çıkardığı "Nefret-Antinefret" kanunuyla kişileri oluşturduğu içerikten sorumlu tuttuğunu dile getirdi.
- "Bütün ihtiyacınız olan mobil telefonunuz"
ITV News Uluslararası İlişkiler Editörü Rageh Omaar, gazetecilerin hedef olduğu, herhangi bir şeyin raporlanmasının istenmediği yerlerde sosyal medya kullanıcılarının oluşturduğu malzemelerin iş yaptığını, özellikle Suriye'de yaşananlardan dünyanın sosyal medya sayesinde haberdar olduğunu anlatarak, "Bütün ihtiyacınız olan mobil telefonunuz. Bir yerde durumu kalbinden raporluyor. Diğer geleneksel medyanın erişemediği yerlere sosyal medya erişiyor. Sosyal medya dediğimizde kurunun yanında yaş da yanmasın. Sosyal medyanın propaganda aracı olarak kullanımı kopyalandı. Sahraaltı Afrika'da sosyal medya vergisi artık var, Uganda gibi yerlerde. Beni korkutan şey şu, Facebook, bir haber organizasyonu değil, haber değerleri yok, bir haber stüdyosu yok, gerçekleri kontrol eden ama o da bir haber yayınlayan platform. Kontrol edelim demiyorum, en büyük gelir kaynaklarından biri çoğu Amerikalı için." diye konuştu.
Omaar, gazeteciliğin altın çağının yaşandığını dile getirerek, sosyal medyanın ise çok daha fazla insanın haber okumasına yol açtığını, haberlere çok daha fazla ilgili duyduğunu söyledi.
Sosyal medyayı tüketme şeklinin insanın kendi yansıması olduğunu belirten Omaar, şöyle devam etti:
"Eğer siz sosyal medyayı 'çok güzel bir enstantane çekiyor' diye düşünüyorsanız, 'mozaiğin yansıması' diyorsanız, güzel ama orayı tek bir oda olarak görüyorsanız o zaman problem. Bu anında tüketilebilen ve hızlı değişen biraz Suriye, biraz göç krizi, mülteci krizi, bunlardan enstantaneler sunan bir mecraya dönmüş durumda. Ciddi konuları da öğreniyorlar ama biraz da saçma işte kaykayla kayanların da videolarını da izliyorlar. O yüzden de bu gelecek nesiller için de bir kaygı kaynağı aslına bakacak olursanız çünkü görmüyorlar, ana akım medya diye bir şey bilmiyorlar. Peki ne olacak? Facebook ya da Google mesela haber büroları açmaya karar verirse ne olacak? O zaman haberlerinizi tamamen buralardan alacaksınız. Korkutucu."
-"Donald Trump sosyal medya başkanı"
Gazeteci ve yazar David Patrikarakos da geleneksel olarak propaganda operasyonlarının medyada askeri operasyonları desteklediğini ancak Ukrayna'da askeri operasyonların propagandayı desteklediğini dile getirerek, "Çünkü Putin'in hedefi askeri değildi. Klasik savaş paradigması, iki taraf savaşır, kazanan kaybedene siyasi çözümü empoze eder. Halbuki Putin, Ukrayna'yı askeri olarak yenmek istemedi, propaganda rahat aksın ve ülke bölünsün istedi. Sosyal medya da bu konuda çok önemliydi." dedi.
Facebook'un bir haber organizasyonu olmadığını, gerçekleri kontrol eden haber stüdyosu bulunmadığını, ancak haber yayımlayan bir platform olduğunu anlatan Patrikarakos, şu değerlendirmede bulundu:
"İnsanlar Facebook haber akışlarını kullanarak haberleri okuyor. Sorun şu, platformun doğası yeni. Facebook ve Twitter, sansasyonalizmi ödüllendiriyor. Twitter, size 2 cümle söyletiyor. Gençler artık Facebook'tan Twitter'a geçti, yani paragraf okuduğumuz yerden birkaç cümle okunan yere geçti. Instagram ve Snapchat de sadece fotoğraf. Donald Trump o yüzden sosyal medya başkanı. Obama deniliyordu ama Obama'nın konuşmalarını hatırlarsınız, tweetleri hatırlarsınız. O yüzden sosyal medya, Twitter çok kısa dönem, çok sansasyonel ve Trump için harika."
-"İnsanlar artık medyaya güvenmiyor"
TRT World ve TRT Arapça Dijital Direktörü Riyaad Minty ise geleneksel medyanın insanların haber ihtiyacına cevap veremediğini, izleyicinin ne istediğine kulak vermesi gerektiğini söyledi.
Sosyal Medya platformlarının çeşitlenmesiyle, ana akım medyanın etkisinin azaldığına dikkati çeken Minty, şöyle konuştu:
"İnsanlar artık medyaya güvenmiyor. Büyük medya organizasyonları insanlara bağlantı vermiyor. İnsanlar kendi hikayelerini anlatmaya başladılar, ‘siz benim sesimi kısarsanız ben kendimi duyururum’ noktasına geldiler. İran’daki, Arap Baharı vesaire… İnsanlar ana akım medyada yer bulamayınca sosyal medyayı kullanarak sesini duyurdu. Çoğunlukla da İngilizce twetler yazarak yaptılar. Ana akım medya, bireylerin kendi hikayelerini anlatma gücünü anlayamadı, insanlara istediklerini veremedi. Ana akım medya kendi yankısını kuvvetlendiriyor. İnsanların sosyal medyada kendi hikayelerini anlatmasına sebep olan ana akım medya."
Riyaad Minty, "Haberin tüketimi konusunda eğitimin verilmesi gerekiyor mu?" sorusunu ise şöyle cevapladı:
"Bu konuda bir düzenleme lazım. Matbaanın icadına dönersek ilk Kilise ve hükümetler buna karşı çıktı. ‘Bu fazladan bilgi genel halka ne yapacak?’ bilemediler. Aynı şey bu çağda oldu. Sosyal medya platformları o kadar hızlı büyüdü ki anlayamadık zaten büyürlerken. Bu eğitim sürecine girmezsek, bir şekilde izleyicilere kılavuzluk edemezsek bütün bunların yararını kaybedeceğiz. Özellikle sahte-yalan haberler için bir düzenleme olmalı."