TRT World Forum 2019

AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım: - "Küresel denge Soğuk Savaş sonrasında daha da bozuldu. Küreselleşmeden duyulan memnuniyetsizlik giderek arttı. İnsanlık bugün acımasız, kuralsız, belirsiz sorunlarla boğuşmakta. Dünyanın toplam geliri 80 trilyon dolar, 22 trilyonu ABD'ye ait, yani dünya gelirinin 4'te 1'ini kontrol ediyor." - "Küresel ısınmaya sebep olan üretim faaliyetleri iklim değişikliğine de sebep oldu. İklim değişikliğinin sonuçlarını tartışıyoruz ama iklim değişikliğine sebep olan ülkeler bu sorumluluğu üstlenmekten kaçınıyorlar"

İSTANBUL (AA) - AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, "Küresel denge Soğuk Savaş sonrasında daha da bozuldu. Küreselleşmeden duyulan memnuniyetsizlik giderek arttı. İnsanlık bugün acımasız, kuralsız, belirsiz sorunlarla boğuşmakta. Dünyanın toplam geliri 80 trilyon dolar, 22 trilyonu ABD'ye ait, yani dünya gelirinin 4'te 1'ini kontrol ediyor." dedi.

TRT World Forum kapsamında düzenlenen, "Ticaret Savaşları ve Küresel Kalkınmanın Önündeki Riskler" oturumda konuşan Yıldırım, Soğuk Savaş sonrasında güçlenen küresel sistemin etkilerine dikkati çekti.

Reklam
Reklam

Küreselleşmenin gelişmiş ülkeler için daha avantajlı hale geldiğini söyleyen Yıldırım, "Küreselleşmenin fırsatlarından ne yazık ki her ülke aynı şekilde yararlanamadı. Yeni süreç denge oluşturma beklentisini aksine kapitalizmin mutlak egemenliği şeklinde tezahür etti. Doğal olarak tüketim ve üretim endeksli bir ekonomik düzen daha da gelişti. Denge gelişmekte olan ülkeler aleyhine gelişmeye başladı." diye konuştu.

Yıldırım, şunları kaydetti:

"Küresel denge Soğuk Savaş sonrasında daha da bozuldu. Küreselleşmeden duyulan memnuniyetsizlik giderek arttı. İnsanlık bugün acımasız, kuralsız, belirsiz sorunlarla boğuşmakta. Dünyanın toplam geliri 80 trilyon dolar, 22 trilyonu ABD'ye ait, yani dünya gelirinin 4'te 1'ini kontrol ediyor. 19 yıl önce 35 bin dolar olan kişi başına düşen geliri 66 bin dolara yükseldi. İki kat büyüdü. Çin 19 yılda gelirini 12 kat büyüttü. Bugün 14 trilyon dolar hasılaya ulaştı. Çin dünya gayri safi hasılasındaki payını yüzde 3'ten yüzde 13,5'e çıkardı. Kişi başı milli geliri bin dolardan 10 bin doların üstüne çıkardı. Ekonomik veriler Çin'in dünyadaki ekonomik dengelerde yeni bir güç olarak çoktan yer aldığını gösteriyor."

Reklam
Reklam

BM Güvenlik Konseyi'ndeki sistemi 'adaletsiz' olarak tanımlayan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Burada daimi üyelerin uyguladığı çifte standart sebebiyle ne yazık ki yıllardır devam eden insanlık dramı, Filistin meselesi bir türlü çözüme ulaştırılamıyor. Bazı ülkeler BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarını sorgulamadan uygularken, bazı ülkeler yaslandıkları güce güvenerek hiçbir şekilde oy kullanmıyor. İşte o yüzden, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bir süreden beri her yerde, her ortamda dünya 5'ten büyüktür diyerek sistemin çarpıklığını açık bir şekilde ifade ediyor. Küreselleşmenin bir taraftan da insanlar ve toplumlar arasındaki çatışmalara zemin hazırladığını belirten Yıldırım, "Etnik ve dini kökenli çatışmalar, ticaret ve rekabet savaşları, ırkçılık, ayrımcılık, İslam karşıtlığı gibi eğilimler insanlığın geleceğini tehdit eder hale geldi. Küresel ısınmaya sebep olan üretim faaliyetleri iklim değişikliğine de sebep oldu. İklim değişikliğinin sonuçlarını tartışıyoruz ama iklim değişikliğine sebep olan ülkeler bu sorumluluğu üstlenmekten kaçınıyorlar. Endüstrileşme adına, daha çok üretim adına, aç gözlülük adına dünyamızı kirlettiler, şimdi temizlemek için faturayı gelişmekte olan veya geri kalmış ülkelerin sırtına yıkmaya çalışıyorlar."

Reklam
Reklam

- "Bölücü ve yıkıcı terörün yıllık maliyeti 42 milyar dolar"

Türkiye'nin adil bir dünya düzeni kurulabilmesi için tüm alanlarda mücadele ettiğini anlatan Yıldırım, "Türkiye serbest açık, demokratik yönetimiyle, istikrar ve güveniyle hep küresel sistemin adil bir şekilde gelişmesi için gayret gösterdi. Ancak küreselleşme sürecinde barış ve güven ortamı bozulmaya çalışan ülkelerden biri de maalesef Türkiye oldu. Türkiye'yi geri bırakılmış ülkeler sınıfına sokmak için kullanılan araçların başında bölücü terör örgütleri tarafından yapılan eylemler sebebiyle ülkemizde maalesef güvenlik kaygıları ön plana çıktı." diye konuştu.

Yıldırım, "10 binlerce şehit verdik. Terörün 35 yıllık maliyeti ülkemize 1,5 trilyon dolar oldu. Bölücü ve yıkıcı terörün yıllık maliyeti 42 milyar dolar. Bu da yetmezmiş gibi son yıllarda FETÖ gibi, DEAŞ gibi terör örgütleriyle de mücadele etmek zorunda kaldık." dedi.

Küresel düzenin büyük ekonomilere sahip bazı ülkelerin aldığı kararlarla yeniden dizayn edilmeye çalışıldığını dile getiren Yıldırım, "En büyük risk korumacılık ambargo ya da yaptırımlar gibi tehditler değil aynı zamanda bölgesel terör ve şiddettir. Şiddet ve terör dünya ekonomisine büyük bir fatura çıkarıyor. Yılda 14 trilyon 300 milyar dolar sadece terör küresel şiddet ve mülteciler için ayrılıyor. Dünya gayrı safi hasılasının yüzde 13,5'i boşa gidiyor." ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Artan göç sorununa da değinen Binali Yıldırım, sözlerini, "Türkiye bir yadan Avrupa'ya, başka ülkelere göç akınını engellerken, bir yandan da Suriye'den canını kurtarmak, çocuklarını korumak için ayrılmak zorunda kalan 4 milyona yakın insana ev sahipliği yapıyor kucak açıyor. Uluslararası camiadan BM'den, diğer kuruluşlardan beklentimiz sadece 'aferin' demek değil, Türkiye'nin yıllardır üstlendiği bu sorumluluğa omuz vermesidir." diye tamamladı.