İSTANBUL (AA) - GÜLSÜM İNCEKAYA - Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ABD Başkanı Donald Trump'ın birbiriyle çelişen sosyal medya paylaşımlarına ilişkin, "Türkiye ile ilgili bir taraftan olumlu tweetler atıyor, bir taraftan da gözdağı vermeye çalışıyor. İki şeyi aynı anda yapmaya çalışıyor. Bu tarz kişiler kriz çıkarırlar, krizi yönetirler ve kontrolü ele alırlar. Şu anda Suriye'de Türkiye'yi durdurmak istiyor ama Türkiye'den de vazgeçmek istemiyor." dedi.
Tarhan, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzuru getirmek amacıyla başlatılan Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin çelişkili ifadeler kullanmasını AA muhabirine değerlendirdi.
Son yıllarda liderlik kavramında paradigma dönüşümü yaşandığını ifade eden Tarhan, "Bu yeni liderlik tipinde sosyal medya liderliği ön plana çıkıyor. Trump da sosyal medya siyaseti ile seçimleri kazandı. Sosyal medya diplomasisiyle dış siyaset yapıyor, uluslararası ilişkilerde de bu yönde kazanç sağlayacağını düşünüyor. Bununla şu ana kadar sonuç aldı. Trump, her hareketini bilinçli yapıyor." diye konuştu.
Prof. Dr. Tarhan, siyasetteki tarz değişikliğinin arka planında "post-truth" (hakikat ötesi) etik olmayan bir liderlik çağına girilmiş olmasının yattığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Postmodernden sonra post-truth yani hakikat, gerçek ötesi bir çağ. Bu çağın özelliği, kişinin gerçekliği sarsmasıdır. Yani doğru olmayan şeyleri rahatlıkla söyleyebilme kapasitesi bu çağda sonuç veriyor. Gerektiği zaman etkili yalanları söyleyerek kapital sistem yürütülüyor. Trump da bu post-truth yöntemi kullanıyor. Dışarıda ergen gibi davranıyor fakat bunu post-truth çağın gereği olduğu için ve bundan sonuç almak için yapıyor.
Bu tür kişiliklerde elindekini kaybetme korkusu da görülür. Trump'ın Orta Doğu'da stratejik olarak vazgeçemeyeceği, İsrail ve Türkiye var. Böyle durumlarda Türkiye'nin ısrarı karşısında bir taraftan olumlu tweetler atıyor, bir taraftan da gözdağı vermeye çalışıyor. İki şeyi aynı anda yapmaya çalışıyor. Bu tarz kişiler kriz çıkarırlar, krizi yönetirler ve kontrolü ele alırlar. Şu anda Suriye'de Türkiye'yi durdurmak istiyor ama Türkiye'den de vazgeçmek istemiyor. Türkiye şu ana kadar bu Suriye diplomasisinde son durumda atılgan bir politika izledi. Türkiye'nin şu anda Trump'ın ezberinin bozulması için atılgan politikasına devam etmesi gerekiyor."
- "Trump'ta narsist liderlik özellikleri var"
Nevzat Tarhan, Trump'ın "liderlik bozulması" olarak da tanımlanan narsist bir liderlik özelliği taşıdığına dikkati çekerek, aynı özelliğin Napolyon'da, İskender'de, Hitler'de olduğunu, Putin'in de ona yakın bir liderlik tarzı taşıdığını söyledi.
Bu durumda, muayene etmeden bir klinik tanı konulmayacağını ancak davranış analizinden bir sonuca varılabileceğini ifade eden Tarhan, davranış analizinden psikolojik bir danışman hizmeti almaya ihtiyacı olabileceğinin söylenebileceğini sözlerine ekledi.
Bu tip liderlerin riski sevdiğini dile getiren Tarhan, şöyle devam etti:
"Trump kriz çıkararak Türkiye'yi korkutup sindirip sonuç almaya çalışıyor. İşte bu post-truth siyasettir. Manipülasyon, spekülasyon yaparak emlak krallığını bu şekilde kurduğu anlaşılıyor. İş dünyasında faydasını gördüğü için diplomaside de bunu uygulamak istiyor. Türkiye atılgan bir siyaset yürütürse Trump'ın liderlik psikolojisi açısından onun ezberini bozmuş olma ihtimali yüksek.
Aynı zamanda bir iyi polis, bir kötü polis rolü gözleniyor. Bu çift kişilik kısa vadede kazanır ancak orta ve uzun vade kaybeder. Çünkü bu kişilere güven zayıflar, bir müddet sonra çok uzun süren siyasette iyi anlaşılmayan iz bırakırlar. Bunu bilerek hareket etmek lazım. Her tweetini ciddiye aldığınız an kişi sizin kafanızı karıştırır. Tweetlerin arkasında ne var? Görünen tweet var ama bizim görünmeyeni okumamız lazım. Özetle, kararlı, tutarlı ve cesur politikalar bu kişilerin ezberini bozar."
- "Trump dengeleri korumaya çalışıyor"
Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, ABD Başkanı Donald Trump'ın ipiyle kuyuya inilmeyeceğini, ipinin zaten kendi elinde olmadığını savundu.
ABD'de tek karar vericinin Trump olduğu algısının Türkiye'de yaygın bir okuma olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Han, "ABD'de karar alıcının verdiği bir karar herkes tarafından kabul görür gibi bir algı var. Oysa ne Amerikan dış politikasında ne Suriye ile ilgili politikasında böyle bir tutarlılık var. Ayrıca Trump Amerikan siyasetine bu kadar hakim değil. Dış ve güvenlik politikası bakımından Amerika'da şu anda herhangi bir merkezin genel, kapsamlı, bütün kurumları kapsayıcı bir dış politikası strateji ürettiği söylenemez. Böyle bir manzara yok ortada." diye konuştu.
Han, Trump'ın başkanlık koltuğunun sallantıda olduğunu, kısa vadede olmasa dahi Temsilciler Meclisi'nden azil kararının çıkma olasılığının oldukça yüksek olduğunu anlattı.
Trump'ın azil sürecini engellemek için hem Senato'da hem de kendi partisi içinde belli dengeleri korumaya çalıştığını kaydeden Han, şunları söyledi:
"Şu anda Amerikan senatosunda maalesef çok yoğun Türkiye karşıtı bir hava var. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra Türk-Amerikan ilişkilerinin gerilmesi sonrasında yaklaşık yarım asırdır devam eden gerilimin en ciddi hali ile karşı karşıyayız. Şu anda ciddi Türkiye aleyhtarı bir ortam var. Bu ortamın oluşmasında 15 Temmuz'un da rolü var. FETÖ, ABD'de kurduğu ilişkileri hem Senato'da hem de Temsilciler Meclisi'nde ciddi bir şekilde kullanıyor.
2003'ten sonra iyice hasara uğramış Türkiye-Pentagon ilişkilerinin zayıflamasının bu olumsuz havanın oluşmasında büyük etkisi oldu. Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerinin olumsuz bir sürece evrilmesi ve Washington'daki Yahudi lobisinin Türkiye karşıtı tavırları da diğer bir etken. Bütün bunların üzerine şimdi Suriye meselesi yaşanıyor. Suriye meselesinde tarafların tutum ve tezleri arasında ciddi ayrılık var. Türkiye'nin haklı ulusal güvenlik kaygılarına Washington bigane kalıyor. Dolayısıyla Trump bu dengeleri korumak için sürekli birbiriyle çelişen manevralar yapıyor."
- "Trump'ın kendine biçtiği siyasi rol oldukça densiz"
Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, Trump'ın "Barış Pınarı Harekatı" ile ilgili çelişkili açıklamalar yapmasının en önemli nedenlerinden birinin ABD Senatosu'ndaki Türkiye karşıtı havadan kaynaklandığını belirtti. Han, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Trump'ın kalbinde yatan şey Suriye'den çekilmek. Trump, Senato'nun Türkiye karşıtı havasına uyum sağlamak zorunda kalıyor. Yoksa ABD Başkanı'nın samimi kanaatinin Suriye'nin kuzeyindeki alandan çekilmek olduğunu düşünüyorum. Eninde sonunda bu alandan ABD çekilecek. ABD Başkanı, bir an evvel buradan çıkmayı istiyor olabilir ama Pentagon, Dışişleri Bakanlığı, Temsilciler Meclisi ve Kongre'deki hava nedeniyle bunu gerçekleştirecek durumda değil.
Bir de Trump'ın bir siyasi kimliği, kişiliği var. Donald Trump'ın kim olduğundan öte Donald Trump diye bir kişilik var. Bu siyasi kişiliğin de bir üslubu ve konumlaması mevcut. Kendine biçtiği bir siyasi rol var. Bu siyasi rol de oldukça densiz. Siyasetten, doğruculuktan uzak ve esası itibarıyla ergen özellikleri taşıyan bir kişilik."