Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Hulusi Şentürk, Almanya’da iş adamlarının 750 euro vererek standart komitelerine katıldığını, Türkiye’de kendilerinin standart komitesi kurmak için ancak parayla adam bulabildiklerini söyledi.
TSE Başkanı Hulusi Şentürk, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası’nda (TSO) düzenlenen ‘Kalibrasyon İşbirliği Protokolü İmza Töreni’ne katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Samsun TSO Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, “Ekonomilerin giderek birbirine entegre olmasının doğal bir sonucu olarak dünya artık tek bir pazar haline geldi. Sınırların ürün ve hizmetler için geçerliliğini yitirdiği bu sistemde kaçınılmaz olarak tüm dünyayla rekabet etmek durumundayız. Bu da beraberinde tek belge, tek standart anlayışı getiriyor. Başka bir ifadeyle gerek ulusal gerekse küresel pazarda yer alabilmek, diğer üreticilerle rekabet edebilmek için standartlara uygun üretim yapılması zorunlu hale gelmiştir. Biz de Samsun olarak dünyanın yüzden fazla ülkesine ihracat yapıyor, ürün satıyoruz. Bu ihracatımızın artarak devam edebilmesi için standartlara uygun üretim yapmamız kaçınılmazdır. Standart denince de ilk akla gelen kurum hiç şüphesiz Türk Standartları Enstitüsü’dür (TSE). Bizim kardeş kuruluşumuz olarak gördüğümüz TSE, bu anlamda en büyük destekçimiz olmuştur. Özellikle küçük işletmelerin TSE hizmetlerinde daha fazla yararlanabilmesi Türk ekonomisinin ve özellikle Türk dış ticaretinin gelişimi için büyük önem arz etmektedir. Bu anlamda bu standartların uygulanması hususunda özellikle küçük işletmelere yönelik TSE hizmetlerine erişimi bağlamında destek mekanizmaları artırılmalıdır. Bizler de bugün TSE hizmetlerinden üyelerimizin daha uygun maliyetlerle faydalanabilmeleri adına TSE ile, kalibrasyon ve eğitim konularında protokol imzalamak üzere bir arada bulunmaktayız” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen TSE Başkanı Hulusi Şentürk, sanayicilere küresel ekonomik sistem içerisinde standardizasyon ve belgelendirmenin stratejik önemi hakkında bilgi verdi. Küresel ekonomilerin dayandığı en önemli temellerden bir tanesinin standardizasyon olduğunu belirten Şentürk, “Çünkü küresel ekonominin olmazsa olmazı standarttır. Ürettiğiniz bir parçanın o ürüne monte edilebilmesi için o ürünün standardının uygun olması gerekiyor. Aksi takdirde bu üretiminin hiçbir anlamı yoktur. Dolayısıyla standartlar dünya ekonomisinde önemi hızla artan bir kavramdır. 2010 verilerine göre dünya ekonomi büyüklüğünün yüzde 20’si standartlara dayalı üretimden oluşuyor. Dünya ekonomisinin 60 trilyon dolar civarında olduğunu hesaba kattığımızda 2010 yılı rakamlarına göre dünyada en az 12 trilyon dolarlık üretim standartlar baz alınarak yapılıyor. Bu oran her geçen gün hızlı bir şekilde yükselme trendindedir. Türkiye’de standartlara uygun üretimden gerekli verimi alabilmemiz için öncelikle standardın mantığını anlamamız ve standardın gereği ve mantığı üzerinde kendimizi yeniden yapılandırmamız gerekiyor” diye konuştu
Almanya’da sanayici iş adamlarının standartların belirlendiği komitelere katılabilmek için üste para verdiğini ifade eden Şentürk, “Almanlar 750 euro aidat öder. Yeter ki standartların hazırlanmasına ben de müdahil olayım, diye. Türkiye’de ise üste para istiyorlar. Bizim standartlar komitesinde görev almak isteyen arkadaşların hepsi bizden para istiyorlar, ödüyoruz da. Birileri standartları belirleyen olmak için para vermeye hazır, biz de tam tersi standartları belirlemek için grup kuracağız, para ile adam bulabiliyoruz. İşte bu gelişmiş ülkelerle Türkiye’nin standartlara bakışındaki farkı ortaya koyuyor. O yüzden Almanya, İngiltere, Amerika yüzlerce komitede yer alıyor. Türkiye alamıyor. Niye? ISO para vermiyor da onun için. Almanlarda standartlarda kendine göre ufacık bir değişiklik yaptırırsa onun karı oluyor. Ama bizim sanayicimiz katılmıyor. Üniversitelerimiz bu komitelere katılmıyor. Üniversitelere ‘katılın’ dediğimizde, örnekleri var, ‘bizim döner sermayemize ne gibi para aktaracaksınız’ diye soruluyor. Türkiye bunu yıkmak mecburiyetindedir. Standartlara hakim olamazsak sizler taşeron sanayici kalmaya mahkumsunuz. Ülkemize özgü, bize has, dünyada marka olacak üretim hayalden öteye gidemez. Asla katma değer size kalmaz. Çünkü hiçbir taşeron kuruluş katma değerden pay alamaz. Sadece emeğinin karşılığını alır. Katma değeri fikir üretenler alır. Katma değeri proje üretenler alır. İşte standardizasyon proje ve fikir üretildiği alandır. Bu yüzden Türkiye’de yeniden düşünmeye, oyunun kurallarını belirlemek için iddialı olmaya ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
Avrupa Standartlar Teşkilatı ile Avrupa Teknik Standartlar Teşkilatı’na 1 Ocak 2012 itibariyle tam üye olduklarını kaydeden Şentürk sözlerine şöyle devam etti:
“Buraya ödediğimiz aidat yıllık 1 milyon 450 bin TL’dir. Bize de 1 kuruş faydası yok. Peki, niye ödüyoruz? Oy hakkı alabilmek için. Komitelerin hazırladığı standartların kabul edilip, edilmemesiyle ilgili oy hakkı için 1 milyon 450 bin TL aidat ödüyoruz. Biz, Avrupa Birliği üyesi olmayıp da bu kuruluşa tam üye olmayı başaran ilk kuruluşuz. Çok ciddi bedeller ödüyoruz. Ama siz o komitelerde görev almazsanız bizim ödediğimiz bedelin bize hiçbir faydası yok. Sadece Avrupa standartlarını finanse etmiş oluruz. Avrupa Standartlar Teşkilatı’nın gelirinin yüzde 4.5’ini biz karşılıyoruz. Bizim ödediğimiz para o kadar önemli. Desteğe ihtiyacımız var. Biz bu yüzden kendimizi yeniden yapılandırdık. Standardizasyonun yapısını değiştirdik. Sizlere her türlü sekretarya hizmetini verebilecek yapı oluşturduk. Yani bu komitelerde görev almak istediğinizde arkadaşlarımız size her türlü desteği verecekler. Yeter ki komitelerde yer alalım. Maliyetlerinizi düşürebilmek için biz çok daha büyük adım attık. Şuan sesiz sedasız dış denetçiler denilen bir uygulamaya geçtik. Bundan 3 - 4 ay önce başlattığımız bu uygulama çerçevesinde şu anda Türkiye genelinde bin tane dış denetçiye ulaştık. Hedefimiz 10 bin dış denetçiye ulaşmak. Bu, TSO bana belge için başvurduğunda Ankara’dan mühendisin uçağa binip de buraya gelip, otel parasını, uçak parasını, yemek parasını size ödettiği sistemin tamamen kalkması demektir. Siz başvurduğunuzda Samsun’daki denetçim gelip sizi denetleyecek. Dolayısıyla uçak, yol, konaklama ve yemek masraflarının sıfıra indiği, maliyetlerin en az yüzde 30 aşağıya indiği, bunun yanı sıra ise binlerce mühendisimize istihdam sağladığımız bir yapılanmaya sessiz sedasız geçtik. İnşallah 2 yıl içersinde bu sistem tamamen oturacaktır. O kadar uğraşıp, çapalayıp, konteynırlar dolusu mal satıp, ay sonunda çekleri nasıl ödeyeceğim hesabından kurtulamayan Türk sanayici standartlara hakim olmadığı sürece, standartları belirleme gücüne sahip olmadığı müddetçe bu sıkıntılardan da kurtulacağı yok. Ne zamanki katma değer ülkemizde kalır, o zaman biz kazanabiliriz. Katma değerin ülkemizde kalabilmesi için de mutlaka ve mutlaka sadece standartlara uygun üretim değil, standartları belirleyen ülke konumuna gelmek içinde mücadele etmemiz gerekiyor. Bunu özel sektör kamu kuruluşları işbirliği ile gerçekleştirmemiz gerekiyor. Biz TSE olarak, dünyanın 16 ülkesinde ofis açtık ve hızla açmaya devam ediyoruz. Bir tanesinin yerini ben kiralamadım. Bir tane adam vermedim oraya. Oralarda Türk firmalarıyla anlaşıyoruz. Belgelendirme hizmetiyle ‘gel benim adıma hizmet ver’ diye. Biz kamuyuz, özel sektör gibi hızlı hareket edemeyiz. Özel sektör gibi pazarlama yapamam. Özel sektör gibi farklı çözümler üretemem. Ama özel sektörde de bendeki gibi alt yapı yok. İki gücü bir araya getirmekten daha güzeli var mı? Bizim teknik alt yapımız, sizin pazar hakimiyetiniz, zeki hız ve verimliliğiniz. Biz bunu dünya genelinde uygulamaya başladık.”
Konuşmaların ardından TSE Başkanı Hulusi Şentürk ile Samsun TSO Başkanı Salih Zeki Murzioğlu arasında Kalibrasyon İşbirliği Protokolü imzalandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz