New York eyaletinde bulunan Buffalo Üniversitesi'ndeki araştırmacılar bir gölde denedikleri teknolojinin tsunamilerin tespitinde kullanılabileceğini ve böylece daha güvenilir bir erken uyarı sistemi oluşturulabileceğini söylüyor.
Uzmanlar veri paylaşımının ve etkileşiminin kolaylaştırılması için standart bir sualtı iletişim yöntemi yaratmayı amaçlıyor.
Radyo dalgaları kullanan normal kablosuz internet (wi-fi) sistemlerinden farklı olarak, sualtı teknolojisinde ses dalgaları kullanılıyor.
Radyo dalgaları sualtına yayılabilse de kapsama alanı daralıyor ve istikrarlı çalışmıyor.
Balinalar ve yunusların çok etkin kullandığı ses dalgaları daha iyi bir seçenek olarak görülüyor.
Sualtında kablosuz iletişim sistemleri bir süredir kullanılıyor. Ancak farklı kurumların farklı sistemler kullanması sorun yaratıyor.
Örneğin ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Kurumu NOAA deniz yatağındaki tsunami alıcılarından su üzerindeki şamandıralara veri göndermek için ses dalgaları kullanıyor.
Ancak altyapıdaki farklılıklar nedeniyle bu veriler ABD Donanması'nın topladığı verilerle çabuk bir şekilde paylaşılamıyor.
Standart veri toplama ve paylaşımı
Buffalo Üniversitesi de bu nedenle bütün kurumların kullanabileceği ortak bir standart yöntem oluşturmaya çalışıyor.
Araştırma ekibinin başkanı Tomasso Melodia, "Sualtındaki bir kablosuz iletişim ağı, okyanuslarla ilgili gerçek zamanlı veri toplama ve analiz etme bakımından daha önce görülmemiş fırsatlar sunuyor. Bu verilerin akıllı telefonu ya da bilgisayarı olan herhangi biriyle paylaşılabilmesi özellikle tsunami ya da bu tür felaketler yaşandığında hayat kurtarabilir." dedi.
Uzmanlar su altında kablosuz internet denemesini Buffalo kenti yakınlarındaki Erie Gölü'nde yaptı. Araştırma ekibi 18 kilo ağırlığındaki iki alıcıyı suya indirdikten sonra bir dizüstü bilgisayarla bunlara veri ulaştırdı.
Araştırmacılar gelecekte bu alıcıların çevre sorunlarının tespiti ve çözümünde yardımcı olabilmesini umuyor. Ortak kullanılacak standart bir veri paylaşımı sistemiyle, farklı gereçler kullanan araştırma ekipleri elde ettikleri verileri gerçek zamanlı bir şekilde paylaşıp, birleştirebilecek.
Araştırma ekibinin çalışmasıyla ilgili daha fazla detay gelecek ay Tayvan'da düzenlenecek bir konferansta kamuoyuna duyurulacak.