DÜZCE(İHA) – Prof. Dr. Cihadiye Elif Öztürk, tüberküloz hastalığına karış güneş ve iyi beslenmenin aşı kadar önemli olduğunu söyledi.Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cihadiye Elif Öztürk, tüberküloz hastalığı ve hastalığa karşı alınması gereken önlemleri anlattı.Tüberkülozun solunum yoluyla bulaşan, genellikle akciğerlere yerleşen ve bakteriyel etkenli bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cihadiye Elif Öztürk, bakterinin kan ve lenf yolu ile yayılarak akciğer dışında çeşitli organlarda da hastalık oluşturabileceğine işaret etti.“Vücut direncinin düşmesi hastalığı tetikliyor”Tüberkülozun öksürük, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, yorgunluk, halsizlik, balgam çıkarma, kanlı balgam şeklinde belirtileri olduğunu vurgulayan Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, kişinin vücut direncinin düşmesinin hastalığın ortaya çıkmasını tetiklediğini kaydetti. Toplu taşıma araçları, hastaneler, kalabalık ve havasız çalışma ortamlarının hastalığın yayılmasına etken olduğunu dile getiren Prof. Dr. Öztürk, “Bu bakteriyle her yerde karşılaşıyoruz. Vücudumuza giriyor, ancak vücut direnci düşük olmadığında çıkmıyor ve bulaştığı herkeste hastalık yapmıyor. Birçok insan enfekte olduğu halde bunların sadece yüzde 5 ila15’i hastalanır. Genellikle vücut kendi kendine bunu yenebiliyor veya hiç hastalık yapmadan bekleyebiliyor. Kötü beslenme, kötü koşullarda yaşam, bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklar gibi vücut direncini azaltan faktörler tüberküloz hastalığının ortaya çıkmasına neden olabiliyor” şeklinde konuştu.Türkiye’de hastalığın görülme hızı 100 binde 20 ile 40 arasındaDünyada 1,7 milyar kişinin tüberküloz basili ile enfekte olmasına karşın en fazla yüzde 5 ila 15’nin hayatının bir döneminde bu hastalıkla yüzleştiğini ifade eden Öztürk, ülkemizde ise enfeksiyonun görülme hızının 100 binde 25 ila 40 arasında değiştiğini sözlerine ekledi.Tanısında öncelikle solunum yolu örnekleri başta olmak üzere, her vücut bölgesinden alınan örneklere kültür, boya, polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) testlerinin yapılmasının yanı sıra tüberkülin deri testi, interferon gamma salınım testi ve radyolojik incelemeler ile tanı konulduğunu söyleyen Prof. Dr. Öztürk; Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde en ileri laboratuvar yöntemlerinin kullanılarak hastalığın teşhis edilebildiğinin altını çizdi.“Hastalığın takibi önemli”Tüberküloz tedavisinde uygun antibiyotiklerle hastalığın takibinin düzgün yapılmasının önemine değinen Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, “Hastalıktan daha tehlikeli olan, tedavisi düzgün yapılmayan hastalardır. Çünkü tedavisi düzgün yapılmayan kişiler, dirençli bakteriler oluşturuyor. Kendisi de tedavi olamıyor ve hastalık sürüp gidiyor. O yüzden hastaların verem savaş dispanserlerinin gözetiminde düzgün tedavi almaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.Hastalığa karşı alınması gereken önlemler hakkında da bilgiler paylaşan Prof. Dr. Öztürk; “Öncelikle bağışıklık sistemimizi güçlü tutmalıyız. Bütün hastalıkların temelinde bağışıklığın zayıflaması var. Sigara, alkol ve uyuşturucu maddeler gibi vücudun direncini düşürecek zararlı alışkanlıklardan uzak durulmalıyız. ‘Ben diyabetli değilim, tüberküloz olmam’ diye bir şey yok. Beslenme çok önemli. Protein yönünden çok güçlü beslenmek gerekiyor. Aşırı şekerli gıda tüketmemeli, mutlaka vitamin destekleri almalıyız. Bu vitaminlerin başında D vitamini geliyor. D vitamini güneşten sentezlendiği için, derimizin belli zamanlarda güneşe maruz kalması gerekiyor. Vücudumuzdaki D vitamini açığını kapatmak için en azından yaz aylarında güneşe belli saatlerde çıkıp güneşlenmek önemli. Güneşe çıkmadığımız her gün için vitamin takviyesi almamız gerekiyor” diye konuştu.“Güneş ve iyi beslenme aşı kadar önemli”Ülkemizde Sağlık Bakanlığının rutin aşı programında yer alan tüberküloz aşısının hastalıktan korunmada tek başına yeterli olmadığını, bakterinin ancak uzak yayılımını önlediğini ifade eden Öztürk, güneş ve iyi beslenmenin aşı kadar önemli olduğunu yineledi.Son yıllarda göçlerle ülkeler arası geçişlerinin artmasının dirençli tüberküloz olgularını ortaya çıkardığına işaret eden Prof. Dr. Cihadiye Elif Öztürk; uzun süre geçmeyen öksürük, terleme, halsizlik gibi belirtilerle karşılaşıldığında, mutlaka bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurulması tavsiyesinde bulunarak açıklamasını sonlandırdı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz