TUİK haklı daha zenginiz

Bilindiği üzere TUİK 12 Aralık 2016 itibariye ulusal hesaplamalarda yeni bir sisteme geçti. Ulusal Hesaplar Sistemi (SNA-2008) ve Avrupa Hesaplar Sistemi (ESA-2010) ' ne göre yapılan bu hesaplamalarda ekonomik büyüme, yurt içi tasarruflar, milli gelir gibi makro ölçümler bir önceki yıllarda hesaplanan rakamlardan daha yüksek çıktı. Örneğin yeni heaplama sistemine göre 2015 yılında Türkiye %4 değil %6.1 büyüdü ve kişi başı milli gelir otuz bin Türk Lirasına çıkarak Amerikan doları cinsinden 11 bin dolar olarak gerçekleşti.

Reklam
Reklam

Tabi gelirler ve büyüme artınca yeni hesaplama sistemine göre yurtiçi tasarruflarda bundan nasibini aldı ve daha önce %14-15 seviyelerinde hesaplanan tasarruf oranları yeni hesaplama sistemi ile %24.8 'e yükseldi.

Hal böyle olunca kafalar biraz karıştı ve bazı kesimin aklına “acaba Türkiye'de işler kötüye gidiyor da TUİK siyasi baskılar neticesinde olmayan zenginliği var gibi göstermeye mi çalışıyor” diye bir takım sorular gelmeye başladı. İşin daha vahimi bu tarz düşüncelere bazı uzman ve ekonomistler de katıldı ve TUİK'ten doyurucu bir yorumlama talep etmeye başladılar. Bu talepleriyle de TUİK' e verileri hem açıkla hem yorumla demiş oldular.

Böyle bir işleyiş elbette yok. İstatistiki kurumların görevi verileri modernizasyona ve revizyona tutarak açıklamak uzmanların görevi ise -de-facto- yani yasal olmasa da uygulama da var olan gerçeklikleri de göz önüne alarak ekonominin genel gidişatını yorumlamaktır.

Pekala işin gerçeği nedir?

Cevabı aşağıdaki tabloda bulabiliriz:

Reklam
Reklam

GSYH içerisinde kayıt dışı ekonominin % payı (2015 tahmini)

kaynak: Schneider

Yukarıdaki tablo otuz bir ülkenin ekonomik büyümesi içerisinde kayıt dışılığın yüzdesel payını göstermektedir. Bu tabloya göre (avarage) yani ortalama kayıtdışılık otuz bir avrupa ülkesinde %18 dir. İngiltere, Hollanda, Lüksemburg gibi ülkelerde ise kayıt dışılık %10 ların da altındadır.

Tabloda Türkiye kayıt dışılığına baktığımızda ise karşımıza %27.8 gibi çok yüksek bir oran çıkmaktadır.

“Ya işte Mustafa Bey bizde yiyorlar, içiyorlar, çalıyorlar o nedenle kayıtdışılık bu kadar yüksek!”

Bir dakika bu ezberde olan bir yaklaşım, bir de işin gerçekte olan kısmına bakalım, öncelikle bir soru sormak istiyorum: size üç dört koldan taşlı sopalı saldırsalar şöyle bir durun da size ileri dövüş teknikleri uygulayacağım judo bilgilerimi sergileyeceğim diyebilir misiniz?

Reklam
Reklam

Yani?

Yani fevkalade amatörlerin içerisinde fevkalade profesyonel olabilir misiniz?

Sözü nereye getirmeye çalışıyorum?

Sınırlarımızın olduğu ülkelere.

Kim bunlar?

Irak,Suriye,İran, Rusya gibi kayıtlı ekonomi noktasında hak getire dediğimiz ülkeler. Bununla beraber bir gerçek var ki bu ülkeler ne kadar kötü olurlarsa olsunlar, ne kadar beğenmez isek beğenmeyelim bizim bu ülkeler ile bir ticaret hacmimiz var, doğal sınırlarımız var, bunlar bizim sınır komşularımız.

Pekala düşük kayıt dışı ekonomiye sahip İngiltere'nin komşularına bakalım: Fransa,Almanya, Danimarka, Norveç yani hepsi birbirinden modern ve kayıtlı ekonomiler... Böyle olunca İngiltere de %10 kayıtdışılığı tutturmak elbette kolay. Söz gelimi Danimarka'dan toptancı İngiltere'ye tereyağı satıyor karşı taraf istese de istemese de faturasını da içerisine bırakıp gönderiyor, İngiltere'deki tedarikçi de parayı banka üzerinden hesaba geçiyor.

Reklam
Reklam

Pekala bizim tarafta işler nasıl işliyor? İran'dan Irak'tan para getirenler nasıl getiriyor?

Çantaya koyup, cebine koyup amatörce getiriyor, bu para ile Türkiye'de ev satın alıyor, mal tedarik ediyor, harcama yapıyor ve parayı bir şekilde ekonomiye sokuyor. Para üretime ve ticarete girince de ekonomide kayıt dışı bir büyüme yaratmış oluyor.

Ekonomi bu kayıt dışı büyümeyi çoğu zaman kayıt dışı çalışan kesim üzerinden yaptığı için de yüksek büyüme işsizlik oranlarını düşüremiyor ancak para sistem de ve piyasada kalıyor. Yıllar içerisinde bir şekilde kayıt altına giren para ise Tuik gibi Tcmb gibi kurumlar tarafından kamuoyuyla istatistiki bilgi olarak paylaşılıyor.

Özetle kafaları karıştıracak bir durum söz konusu değil, İngiltere'yi kamyona koysak bu coğrafyaya getirsek onun da ekonomisi %25 kayıt dışılık verir, ha keza bizi şu koşullarda İngiltere'ye taşısak bizim ekonomimiz de istesek dahi yüksek kayıt dışılık yaratamaz. Biz gelişen ülke kategorisindeyiz bu nedenle istatistiki bilgilerimiz ileri revizyonlara uğrar bu da tüm Dünya'da uygulamada olan bir işleyiştir. Komplo teorilerini bir tarafa bırakalım hep söylediğim gibi fırsatları görmeye bakalım.

Reklam
Reklam

FIRSAT:

Borsalar ekonomik büyümeyi sever, resmi kurumlar ise geçtiğimiz yıllarda daha fazla büyüdük demekteler!

O halde fırsat burada ortaya çıkar ve borsanın geçmişte açıklandığı rakamlarla fiyatlandığını bu nedenle eksik fiyatlandığını ilerleyen dönemlerde olması gereken fiyat seviyelerine ulaşacağını müjdeler.

Son söz: Para asla uyumaz!