İş dünyasının yanı sıra tüketiciler de rekor negatif faize rağmen finansmana erişim zorlukları yaşıyor. Olağan dönemlerde yüzde 30-35 arasında bulunan bireysel krediler ve kredi kartlarının toplam krediler içindeki payı, BDKK verilerine göre uzun yılların ardından ilk kez yüzde 20’nin altına indi. Bir yandan kredi kullanımı yavaşlarken, diğer yandan da borcunu ödeyemeyenlerin sayısı artıyor. Ağustos itibariyle, ağırlığı kredi borcu olmak üzere son bir yılda ödeme yükümlülüğünü vadesinde yerine getiremeyen bireysel kredi ve kredi kartı borçlularına 516 bin kişi daha eklendi ve sayı 4 milyon 160 bine ulaştı.
Dünya’da yer alan haberde, faiz oranlarının rekor negatif seviyelere gelmesine rağmen, sanayici, ihracatçı ve KOBİ’lerin özellikle son bir yıldan bu yana giderek daha yüksek sesle dile getirdiği finansmana erişim sorunu, sadece ticari krediler tarafında yaşanmıyor. Tüketici tarafında da aynı sorun olduğu ifade ediliyor. BDDK verilerine göre, bireysel krediler ve kredi kartı bakiyesinin bankacılık sektörünün toplam kredileri içindeki payı son yıllarda belirgin bir düşüş gösteriyor. Olağan dönemlerde yüzde 30-35 bandı içinde seyreden bireysel krediler ve kredi kartlarının toplam kredilere oranı, 2022 yılında yüzde 20’nin altına geriledi. Kredi gelişmelerinde ortaya çıkan tablo ve neden-sonuç ilişkisi ana hatlarıyla şöyle:
Yüksek enflasyonla birlikte yaşanan pahalılık, tüketici kredilerinin ana kalemlerini oluşturan konut, otomobil ve ihtiyaç maddelerinde fiyatları birçok kişi için ödeme kapasitesinin üzerine taşıdı. Yüksek enflasyon karşısında reel olarak gerileyen alım gücü, satın alma eğilimini ve buna yönelik kredi talebini de aşağı çekiyor.
Tüketici kredileri ve kredi kartıyla yapılan satın almalara taksit sınırlaması uygulanıyor. Bir yandan taksit sayısı azaltılırken, bir yandan da bankalara, kullandıracakları bireysel kredilere yüksek oranda düşük faiz getirili devlet tahvili tutma zorunluluğu getirilmesi, bankaların bireysel kredi kullandırma iştahını azaltıyor.
Yaşanan ödeme güçlüğü, bankaların bireysel kredilerde daha seçici davranmasına yol açıyor. Düşük gelirli ve kredi notu zayıf tüketicilerin kredi talepleri kabul edilmiyor ya da sınırlı miktarda kredi veriliyor.
Yüksek enflasyon ve reel ücretlerdeki erozyon, bireysel kredilerin kompozisyonunu da önemli ölçüde değiştirdi. Toplam bireysel krediler içinde konut kredilerinin payı yüzde 40’lardan yüzde 28’e gerilerken, ağırlığını kısa vadeli nakit borçlanmanın oluşturduğu ihtiyaç kredilerinin payının 5 puanlık artışla yüzde 44’ün üzerine çıktığı gözleniyor. Kredi kartı bakiyesinin payındaki artış ise çok daha yüksek; son bir yılda 6,5 puan artışla yüzde 26,5’e ulaşarak tarihi zirvesini görmüş durumda. Tüketici tarafındaki tablo, vatandaşın diğer kredi türlerine göre daha pahalı olmasına rağmen zor da olsa erişebildiği ihtiyaç kredilerine yöneldiğini ve kredi kartı limitlerini zorladığına işaret ediyor.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, TOBB bünyesinde faaliyet gösteren sektörlerin temsilcilerinin katıldığı toplantıda konuşmuş, toplantının açılış konuşmasını yapan Hisarcıklıoğlu, reel sektörün finansmana ulaşmakta zorlandığını ve faizlerin yüksek olduğunu dile getirmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, “Göreve geldiğimizde sizlerin en büyük sorunlarından biri neydi? Finansmana erişim sıkıntısıydı. Öyle mi? Sermaye yetersizliği ve teminat eksikliği nedeniyle esnaf ve sanatkâr kardeşlerimiz kredi imkanlarından yeterince faydalanamıyordu. Gerektiğinde bankalar ve finans kuruluşlarıyla cebelleşerek finansmana erişimin önündeki engelleri önemli ölçüde biz kaldırdık. Halkbank kaynaklarından esnaf ve sanatkar özelinde şahıs başına en fazla 5 bin lira faiz indirimli kredi verebilirken, biz bu rakamı 350 bin liraya kadar yükselttik” demişti.