Tükürüğün aynı zamanda bir su dedektörü olduğu ve dengeleyici özelliğinin olduğu vurgulandı.
Malatya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Cengiz Yakıncı, "Tükürük yüzde 99'u su olan vücut sıvılarından birisidir. Temelde mide-barsak (gastro intestinal-Gİ) sistemi sıvılarından biri olarak tanımlanır. Zira nişastanın sindirimi ağızda tükürük ile başlar. Bununla beraber, diğer Gİ sıvılarından bağımsız pek çok tek (unique) özelliği vardır. Hiçbirimiz mide sıvımızın salgılanmasını, insülinimizin artmasını vb. pek çok sıvımızı kontrol altına alamayız, ancak tükürük istenildiğinde arttırılabilir. Örneğin; korku-heyecan durumunda azalan tükürük akışı, limon düşündüğümüzde, ağza herhangi bir şey aldığımızda arttırılabilir. Benzer bir şekilde, gece uykusu ile gündüz arasında da önemli bir fark vardır. Uyurken yalnızca minik tükürük bezlerinde salınan sıvı, ağzımızı nemli tutmaya yeter. Gece uyurken, gündüz ürettiğimiz kadar tükürük üretseydik; ya ciğerlerimize bunu çekip ölürdük, yada her 15 dakikada bir kalkıp yutkunmak zorunda kalırdık. Bu durumda da gece uykumuz bölüneceğinden 20-30 yaş arasında gene yorgunluktan ölürdük." İfadelerini kullandı.
TÜKÜRÜĞÜN KORUYUCU ÖZELLİKLERİ
"İdrarımız dahil tüm vücut sıvıları neredeyse tamamen sterildir (bakterisiz). Bu tükürük için geçerli değildir. Ağız içi, vücudun dışarıya açıldığı tek kapıdır. Dış ortamla direkt ilişkide olan ağız yapısının bakterisiz olması düşünülemez. Zira havada, eşyalarda ve her yerde sürekli bakteriler vardır. Ancak çok olağan üstü durumlar dışında tükürük bu bakteri sayısının sürekli kontrol altında tutar. Tükürük içindeki bu yoğun bakteri birikiminin daha mucizevi bir anlamı vardır. Kuşkusuz bu yoğun bakteri birikimi, insanda diş çürüğü-diş eti hastalıkları-mukoza iltihapları oluştursa da bunlar kolay iyileşebilen yada kontrol altına alınabilen sorunlardır. Oysaki bu yoğun bakteri yüklenmesi tükürükte olmasaydı, ağızda artan mantarlar sebebiyle işimiz zorlaşacaktı. Zira, deri yüzeyinde pomatlarla (krem) kolaylıkla iyileşebilen mantar hastalıkları ne yazık ki tükürük akışının hakim olduğu ağız içinde bu denli masum bir hastalık değildir. Tükürük miktarının azaldığı bazı kanser hastalarında en basit
mantar enfeksiyonu bile 3-6 ay arasında iyileşebilmektedir " diyen Profesör Yakıncı, daha sonra şunları belirtti:
"Öte yandan, tükürüğün yutulması ile pek çok bakterinin de yutulduğu; ancak mide asidi gibi olağan üstü ve kimilerinin yalnızca sindirim için olduğuna inandıkları yapı tarafından hızla eritildikleri de unutulmamalıdır.
Tükürük aynı zamanda bir su dedektörü ve dengeleyicidir. Ağzımızın kuruması bize su içmemizi hatırlatır. Vücudumuzun önemli kısmının su olduğu gerçeğinden yola çıkarak, su kaybımızın acil bize bildirilmesi için tükürük olağanüstü bir sinyal sistemidir ve kesinlikle doğru yere yerleştirilmiştir. Öte yandan, gün içinde tükettiğimiz su ile, ürettiğimiz tükürük neredeyse aynıdır (Ortalama 2-3 LT).
Kanı oluşturan serum ile belirgin bazı özellikleri açısından benzerlikler gösterse de tükürük bu açıdan da TEK olan bazı ilginçliklere sahiptir. Örneğin birbirinden bağımsız iki temel yapısı vardır; birincisi şeker protein karışımı bölümü (gluko protein yapı-mukoz tükürük; kıvamlı ve zor akan, görüntüde insanların hoşuna gitmeyen kısım) ve yalnızca sudan oluşan ve çok akıcı olan seröz tükürük. Tükürüğün, neredeyse yüzde 99'u su olmasına rağmen, bu sebeplerle su gibi davranması mümkün değildir. Zira içindeki Gluko protein yapı (mukoz kısım), tükürüğe bir yağ karakteri verir. Bu yapı alt ve üst dişlerin birbirlerine sürtünerek hızlı aşınmasına da engel olur. (dişliler arasındaki gres yağı etkisi) Birbirinden bağımsız bu iki yapı, tükürük içinde şaşırtıcı ve homojen bir karışım oluşturur. Bu iki materyali su ve yağa benzetirsek, bu homojen karışımın aslında imkansız olacağını da anlamak kolaylaşacaktır.
Sonuç olarak; iki iyonun temel görevlerinden birisi de başlangıç çürüklerini engellemeleri ve "çürük", diş yüzeyinde başlar başlamaz, seçici olarak bu bölgelerde birikmeleridir, çürüğün durdurulması işlemidir.
Buraya kadar ki açıklamalardan anlaşılacağı üzere; her şey daha önceden planlanmıştır. Bu denli çok bakteri ile temas edecek bir yapı bakterisiz olamayacaktır. Bakteri varlığı hastalıkla ilişkilendirilebileceği için, sürekli akışla ağızda kalmaları engellenmiş ve aynı zamanda tükürükteki antibakteriyel enzimlerle kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Bununla beraber, tüm bakterilerin öldürülemeyeceği bilinmiş ve mide asidi yaratılmıştır. Dişlerin çürüyebileceği öngörüldüğü için tüm vücut sıvıları içinde tükürük Ca ve PO4 dan zengin oluşmuş ve başlangıç çürüklerinin tuz çökelmesi yolu ile tamiri ihtimali oluşturulmuştur.