Funda Karayel’in sunumuyla A News’te yayınlanan ‘En Route’ isimli programın konuğu ünlü model Tülin Şahin oldu.
18 yaşından beri Türkiye ve dünyanın dört bir yanında podyum ve kamera karşısına geçen ünlü model, seyahat tüyolarını, güzellik sırlarını anlatırken çekimler esnasında hava limanında, ‘catwalk’ yaparak yolculara mini bir defile de yapmış oldu.
Seyahat gerçekten benim en tutku duyduğum şeylerden bir tanesi. Danimarka’dan çocuk masalı yazarı Hans Christian Andersen “travel is to live” seyahat etmek yaşamaktır der, bende de tam olarak durum böyle. Bizi her anlamda zenginleştiren bir şey seyahat. Ben 23 yıldır gittiğim hiç bir yerden ayakkabı alayım, alışveriş yapayım diye bir düşüncede seyahat etmedim zaten işim bu bunun içindeyim. Gittiğim şehirlerden hep fikirlerle döndüm.
Bir ülkeyi bir kültürü dini dili ırkı gerçekten görerek yaşayarak hissederek bence görmeliyiz ancak öyle birbirimizi anlayabiliriz. Ben Danimarka’da doğup büyüdüm göçmen bir ailenin kızıyım, ilk Pariste başladım modelliğe Zeki Başeskioğlu büyük bir Cindy Crawford hayranı benim için, bizim bir Cindy kızımız varmış dışarda hem de Türkmüş onu bir getirelim buraya demiş böyle başladı benim hikayem.
Küba benim için ilginç bir deneyimdi. Güney Afrika ama 15 gün kaldım gerçekten çok etkileyici mistik bir yerdi. Ben bir şehri keşfetmeye ara sokaklarında kaybolarak başlarım. Spor ayakkabını giyeceksin ve yürüyeceksin hep bunu derim. Taksiye harcayacağın para cebinde kalır. Onunla yemek yiyebilirsin, hatta biraz daha fazla alışveriş yapabilirsin. Gezdiğin ülkelerin yemeklerini de yakarsın böylece. Ne zaman bir çekime gitsem bir şehri bir ülkeyi hep böyle keşfettim.
Bisiklet kiralamayı çok severim. Çekimden çıkarım hemen makyajı silerim, spor ayakkabılarımı giyerim otele öyle geri yürürüm ya da stüdyoya öyle giderim böylece ezbere bildiğim şehirler var bir şehrin ara sokaklarında kaybolacaksın. O yerelliği hissedeceksin. öyle herkesin gittiği fancy restoranların peşinde olmasınlar çünkü o keşfetmek değil, o kitlelerin peşinden gitmek demek. Hava alanı bence başlı başına bir ülke bir ülke ve herkes bir çatının altında yaşıyor. Sanki bütün ülkeleri aynı çatıda toplamışsın hiç bir yere gitmeden herkes gözünün önünden geçiyor; bütün ırklar diller dinler ve ne hayat hikayeleri geçiyor aslında. Baksan aslında biri en merak ettiği ülkeyi görmeye gidiyordur diğeri belki bir düğüne gidiyordur belki bir cenazeye gidiyordur biri ailesine kavuşmaya gidiyordur ,biri işe gidiyordur.
42 yaşındayım şu an Aralık’ta 43 yaşında olucağım. İnsanlar bazen düşünebiliyor 43 yaşında hala mankenlik mi yapacak diye. Ben de diyorum ki dinazorlar, fosiller değerlidir sonuçta klasikler. Öyle bir algı var, mankenlik 20 lerde bitmeli veya neden hala oyunculuğa geçiş yapılmadı hele ki ülkemizde bu algı çok var. Dünyaya baktığımız zaman Naomi Campbell 50 yaşında ama hala podyumda yürüyor.
Ben başından beri sadece mankenlik yaptım bu çizgi böyle gidecek. O yüzden de bilmediğim bir alana girip kimsenin vaktini çalmak istemedim. Kendi vaktimi de çalmak istemem. Modellerin çok seyahat etmesi gerekiyor. Uçakta o yüzden göz altı bantları koyuyoruz kimse görsün istemezsen gözlüğü takabilirsin. Cildime maske sürdüğüm de oluyor uçakta. İyi uyuyorum diyemem ama iyi uyku almak gerçekten önemli. Onun dışında spor yapmak o toksinleri atmak kendinle barışık olmak ve kimseyle yarışa girmemek yarışın kendinle olmalı.