Danimarka'nın Odense şehrinde büyüyen Şahin, çocukluk yıllarına dair samimi açıklamalarda bulundu:
“İnce ve uzun olduğum için arkadaşlarım acımasız davranabiliyordu. Dancada civciv anlamına gelen ‘Kylling’ adını takmışlardı. Kylling kelimesi Tülin gibi okunduğu için o ismi kullanmışlardı. Bir de o yıllarda televizyonda ‘Kylling ve Bamse’ diye bir çocuk programı vardı. Uzun boylu, savruk savruk yürüyen bir civcivle Bamse diye biraz iri bir arkadaşının maceralarıydı. En yakın arkadaşım biraz toplu olduğu için bana Kylling ona da Bamse diyorlardı. Kısacası okulda mobbinge maruz kalmış biriydim. Mobbing çok ciddi bir sorun her alanda. Derslerimde başarılı olursam fiziğimle dikkat çekmem diye düşünüyordum”
"SİVAS’LI CINDY’ LAKABI İLE HERKES BENİ ‘EVİMİZİN KIZI’ OLARAK SEVDİ”
1995'te bir alışveriş merkezinde model adayları arasına girmeye zorla ikna edilen ve o yıl “SuperModel of Denmark" seçilen Tülin Şahin, İstanbul'a 1999’da geliş hikayesini anlattı:
“Ünlü bir mayo markasının teklifi üzerine İstanbul'a geldim. O dönem Aktüel dergisinde yapılan her röportaj, atılan her başlık olay olurdu. Benimle röportaj yaparken, ‘Ailen nereli?’ diye sorulunca ‘Sivas’ diye cevap verdim. Ertesi gün ‘Sivaslı Cindy’ diye başlık atıldı. İstanbul'da çok Sivaslı var diye biliyorum. Ne zaman sokağa çıksam her köşeden biri ‘Hemşehrim’ diye sesleniyor. Kimi çay ikram eder kimi simit. Hayatımdaki en büyük zenginliklerden biri diye düşünüyorum ‘hemşehrim’ diye herkesin samimiyetle yaklaşmasını. O gün bügündür ‘Bu bizim kız, ailenin kızı’ dediler ve öyle seviyorlar. Herkes beni evin kızı olarak gördü ki modellikte böyle karşılanmak zordur."