ANKARA(ANKA) - Tuncel, İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim Şahin tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığına verdiği yazılı soru önergesinde, Türkiye'de nefret söylemlerinin ve nefret cinayetlerinin en büyük mağdurlarının "trans bireyler" olmaya devam ettiğini öne sürdü. Bunun en son örneğinin yakın zamanda İstanbul'da yaşandığını kaydeden Tuncel, "İstanbul Avcılar ilçesinde, bir grup 7 Ekim 2012 tarihinde akşam saatlerinde trans bireylerin yaşadığı site önünde toplanarak linç girişiminde bulunmuşlardır. 50-60 kişinin evin önünde toplanmasıyla trans bireyleri linç etmeye kalkan kalabalık, "Namus için ölürüz, canımızı veririz' sloganlarıyla halkı nefrete çağırmıştır ve trans bireylerin evine girmeye çalışan kalabalığa polisin müdahale etmediği belirtilmiştir. Mahalle sakinlerinden olduğu düşünülen bir emekli savcı ya da askerin yıllardır o sitede oturan trans bireylere yönelik nefret söylemi içeren ifadeler kullandığı belirtilmektedir. Dün gece yaşanan bu olaydan sonra eylemlerinin 1 hafta daha süreceğini, bir sonraki Cumartesi günü yine toplanacaklarını açıklamışlardır. Her hafta tekrarlanacağının duyurulmasıyla LGBT bireyleri bunun nefret cinayetine kadar gidebileceğinden endişe ettiklerini söylemişlerdir" dedi.
Avcılar depreminden sonra hasarlı hale gelen binalarda can güvenliği olmadan öğrencilerin ve trans bireylerin oturmasına yıllarca kimsenin itirazı yokken, bölgenin sit alanı olmasından dolayı bir rant alanına dönüşmesiyle translara yönelik bu tavrın geliştirildiği iddialarına değinen Tuncel, "Olay yerine giden LGBT Dayanışma Derneği'nin kurucularından Ebru Kırancı saldırıların son zamanlarda arttığını anlatırken, birkaç gün önce de trans bireylerin yaşadığı dairelerden birinin çelik kapısının kırıldığını ve 6 bin 500 liranın çalındığını belirtmiştir. Avcılar'daki 120 dairenin bulunduğu sitede 14-15 trans birey yaşamaktadır. Bulundukları apartmandaki diğer sakinlerin böyle bir eylemi desteklemediği belirtilmektedir. Ancak eylemi örgütleyen kişilerin eylemi Emniyet ve Kaymakamlıkla görüşülüp desteklerini aldıktan sonra eylemi gerçekleştirdiklerine dair bir bilgi bulunmaktadır" dedi. Tuncel, şu soruları yöneltti:
"-Olayla ilgili Kaymakam ve Emniyet'in daha önceden bilgisi olduğu ve onayı alınarak linç girişiminde bulunulduğu iddiası araştırılmış mıdır? Ambarlı Araştırma Birimi'nin trans kadınlara 1 hafta içerisinde evlerini boşaltmaları için baskı yaptığı iddiası doğru mudur? Doğru ise bunun gerekçesi nedir?
Polisin trans bireylerin can güvenliğini sağlayacak hiçbir şey yapmadığı, aksine müdahalede bulunmayarak toplanan gruba destek verdiği iddiası araştırılmış mıdır? Bu iddialar doğru mudur? Doğru ise bu olaylarla ilgili hakkında işlem yapılan bir kamu görevlisi var mı? Yapılmadıysa nedeni nedir?
Sitede yaşayan trans bireylerin can güvenliğinin için bir tedbir alınmış mıdır? Alınmadıysa nedeni nedir?
Türkiye'de 2002 yılından bugüne kadar kaç trans cinayeti-nefret cinayeti- işlenmiştir? Kaç trans, eşcinsel birey saldırıya uğramıştır? Bunlar hakkında ne gibi hukuksal işlemler yapılmıştır ve sonuçları nedir?"