Milliyet'in haberine göre, güvendiği arkadaşını ‘sperm donörü’ olarak seçip karısıyla Kıbrıs’a gönderen H.M. çocuğun ‘embriyo transferi’ yöntemiyle değil ‘zina’ yoluyla gerçekleştiği iddiasıyla açtığı boşanma davasının ardından eşinin ‘akıl zayıflığı’ suçlamasıyla karşı karşıya.
S.M. ve H.M. çifti, 26 yıllık evlilikleri boyunca çocuk sahibi olamayınca sıradışı bir yönteme başvurdu. H.M. sağlıklı olan eşini bulduğu “donör” Y.B. ile Kıbrıs’a gönderdi. Çift, özlemini çektikleri çocuğa kavuştu. H.M. bir süre sonra bebeğin embriyo transferi yöntemiyle değil zina yoluyla dünyaya geldiği iddiasıyla eşi hakkında boşanma davası açtı.
S.M. ise, “14 yıl önce kocamın çocuğunun olmayacağını öğrendik. Eşim bir şart önüme sürdü. ‘Benim bulduğum kişiden sperm almak kaydıyla çocuk yapabilirsin’ dedi. Donör’ü kendisi buldu. Eşim bağırsaklarından rahatsız olduğu için gelmedi. Bu nedenle donörle birlikte gittik. Aynı evde yaşadık. Tüp bebek yaptık” sözleriyle yaşananları anlattı. Eşinin dizilerde de oynadığnı ve maddi durumunun iyi olduğunu belirten S.M., eşinin GATA’dan alınan Debilite (akıl zayıflığı) raporu nedeniyle askerlikten de muaf tutulduğunu duruşmada anlattı. Boşanma davası hala sürerken bu kez S.M. eşi için yargıya başvurdu.
Avukat Coşkun Atılğan vasıtasıyla dava açan S.M., kocasının debilite rahatsızlığı ve raporunu gerekçe göstererek, vasisi olarak tayinini istedi. S.M. başvurusunda, “Eşim aşırı harcama yapmaktadır. Vesayet altına alınarak vasi olarak da tayin edilmeyi talep ediyorum. Menkul, gayrimenkul ve banka hesapları üzerine de tedbir kararı verilmesini istiyorum. Eşimin çok değerli taşınmazları var. Bu malları mirasçılarından kaçırmak niyetinde” dedi. Eşinin akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespitini de talep eden S.M.’nin başvurusu, Sulh Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.