NEW YORK (ANKA) – New York Times gazetesi Türkiye’nin dünyanın en etkin deprem bölgelerinden birinde bulunduğunu, topraklarının yüzde 90’ı depreme eğilimli olan bir ülkede ise nükleer santral yapımının ise alınması zor bir karar olduğunu savundu.
New York Times’ta yer alan makalede Türkiye’deki nükleer santral tartışmaları ele alındı. Japonya felaketinden sonra Beyoğlu’nda nükleer karşıtı gösteri yapıp davul çalan kalabalıkla çevreden pek az kişinin ilgilenir göründüğüne dikkat çeken NYT, “Fukuşima Daiçi felaketinden sonra başka yerlerde gelgit dalgası tersine dönmüş olabilir ama Türkiye başka bir dalgayla gidiyor. Dünyada hükümetler geçen hafta nükleer enerji programlarını dondurmak ya da gözden geçirmek üzerine kapışırlarken Türkiye ilk nükleer tesisinin inşaatının yakında başlayacağını ilan etti ve uzmanlar Türklerin büyük bölümünün kararı desteklediğini söylüyor” diye yazdı.
Rusya’nın Mersin’de 20 milyar doların altında bir yatırımla santral yapımı konusunda anlaştığını belirten NYT, Mersin ve Sinop dışında üçüncü santralin yerinin kararlaştırılmadığını bildirdi. NYT, “Türkiye dünyanın en etkin deprem bölgelerinden birinde bulunan ve topraklarının yüzde 90’ı depreme eğilimli iken bu alınması zor bir karar. Akkuyu bölgesi hükümetin de kabul ettiği gibi özellikle fay hattına yakın. Bölgede hemen hemen her gün küçük titremeler kaydedildi ve 1998 yılında Adana yakınlarında 6.2 Richter ölçeğinde deprem meydana geldi” dedi. NYT ayrıca, “Fukuşima paniği sonrasında nükleer planlarının öncesinde Türkiye’de tartışma giderek artıyor. Türk gazetelerine göre, Erdoğan Moskova’da, Japonya’daki tsunami sonrasında seslendirilen endişelere gönderme yaptı. ‘Herhangi bir proje ters gidebilir, bundan dolayı ondan vazgeçemezsiniz. Aksi taktirde evlerinizde tümgaz kulanmamanız ve ülkeyi geçen bir boru hattımızın olmaması gerekir’ dedi” satırlarına yer verdi.
NYT, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun riskin hayatın bir parçası olduğu yaklaşımına değinirken, Bakan’ın “Araba kullanıyorsanız risk alıyorsunuz” sözlerini alıntıladı.
Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Tolga Yarman’ın “Nükleer enerji hakkında böyle bir vukufsuzluğu hayatta görmedim. İktidar nükleer patlamayı, sobanın üzerinde kestane patlaması gibi görüyor, nükleer enerjide güvenliğe inanan bizler bunları bir nükleer holiganizmin ilanı olarak görüyoruz” görüşüne yer verdi.
-RADYASYONLU ÇAY EFSANESİ-
New York Times, Çernobil felaketi sonrası bakanın televizyonda çay içmesi olayına da satırları arasında şöyle yer verdi:
“1996’da yayınlanan bir Greenpeace raporuna göre, zamanın sanayi bakanı Cahit Aral, kirlenmiş hasattan yapılan çayı içerek Türkleri ‘biraz radyasyon iyidir’ diyerek ikna etti. Şu anda 84 yaşında olan Sayın Aral vatandaşlarını ikna etmek için bu örnekten sonra televizyonda çay içti. Başkan Kenan Evren radyasyonun kemikler için güzel olduğunu iddia ederken dönemin başbakanı Turgut Özal ‘radyoaktif çayın daha lezzetli olduğunu’ ilan etti.”
Normalde daha ihtiyatlı ve daha uzlaştırıcı olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de nükleer planlara ağırlık verdiğini belirten New York Times, Gül’ün “Türkiye’nin Japonya nedeniyle nükleer enerjiden aniden vazgeçmesi doğru değil. Türkiye nükleer enerjiyi almakta zaten diğer ülkelere göre geç kaldı” sözlerini de yansıttı.