"Türban karşı devrim çabasıdır"

ANKARA (ANKA)- Tüm Öğretim Üyeleri Derneği'nin çağrısı üzerine (TÜMÖD) bir araya gelen öğretim üyeleri dernekleri, türbanın bir karşı devrim aracı olduğu mesajını verdi. Öğretim üyeleri, türban serbestisini sağlayan Anayasa değişikliğinin Atatürk Devrimi'ni Türkiye'den silmek isteyen "emperyalizmin" milleti parçalama girişimi olduğunu açıkladılar.

TÜMÖD'ün çağrısı üzerine Ankara'da bir araya gelen öğretim üyeleri dernekleri üniversitelerde türban serbestliğini getirmesi amacıyla hazırlanan ve TBMM'de kabul edilen Anayasa değişikliğine yönelik bir açıklama yaptı. Açıklamada, TBMM'den geçirilen Anayasa değişikliğinin kişisel bir kıyafet özgürlüğü veya örtünme hakkı sorunu olmadığına değinen öğretim üyeleri, "Bu, karşı-devrimin bir hamlesidir. Atatürk Devrimi'ni Türkiye'den silmek isteyen emperyalizmin milleti parçalama girişimidir. Aynı dini inançları paylaşan insanları birbirine düşürme çabasıdır. "İnanç özgürlüğü" adı altında cinsiyet ayrımcılığının pekiştirilmesidir. TBMM'de Anayasa değişikliği konusunda oluşan ittifakın bileşimi de, bu durumun açık bir göstergesidir" açıklamasında bulundu.

Reklam
Reklam

Açıklamada, üniversitelerin bilimin özgürce geliştirileceği ve öğretileceği kurumlar olduğuna işaret edilirken, "Yoksa türban dayatmasını savunanlardan bazılarının iddia ettiği gibi kör inançların serbestçe yaşanacağı yerler değildir" denildi. Açıklamada, din ve inanç özgürlüğünün önemli bir kazanım olduğuna işaret edilirken, söz konusu kazanımın ortaçağ karanlığının dayatmacılığına karşı elde edilmiş bir özgürlük olduğunun altı çizildi.

"EĞİTİM KÜRESEL SERMAYE KARŞISINDA SAVUNMASIZ KALDI"

Açıklamada, eğitimin de küresel sermaye karşısında savunmasız kaldığı belirtilirken, "Küreselleşmeyle birlikte hız kazanan eğitimin ve bilimin metalaştırılması süreci de, sorunun adeta bir alışveriş özgürlüğü gibi ele alınmasına yol açmaktadır. Alıcı ile satıcı arasındaki bir ilişkiye indirgenince, eğitimde de, bilimde de Cumhuriyet'in kamusal değerleri ve ulusal değerler kendiliğinden buharlaşmakta; üniversitelerimiz de diğer kamu kuruluşlarımız gibi küresel sermaye karşısında savunmasız hale gelmektedir" denildi. Üniversitelerde verilen eğitimin, elektrik, su, ısıtma gibi bir hizmet temini olarak görüldüğüne dikkat çekilen açıklamada, öğrencilerin de bu hizmetin tüketicileri olarak gösterildiği kaydedildi. Açıklamada mevcut düzenlemeleri yapanların, üniversite eğitiminin içeriğinden "bihaber" oldukları ifade edildi.

Reklam
Reklam

"TÜRBAN DAYATMASI DA BENZERİ GİRİŞİMLER DE, ANAYASAYA AYKIRILIK AKIBETİNDEN KURTULAMAYACAKTIR"

Öğretim üyeleri tarafından yapılan açıklamada, Atatürk Devrimi'nin ve ilkelerinin meşruluğunun tarihsel bir olgu olduğu anlatılırken, meşruluğa, anayasal veya yasal düzenlemelerle gölge düşürülemeyeceği belirtildi. Açıklamaya şöyle devam edildi:

"Öte yandan, Anayasamızdan, değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan Atatürk Devrimi ilkeleri çıkartılamadığı sürece, türban dayatması da benzeri girişimler de, anayasaya aykırılık akıbetinden kurtulamayacaktır. Yüksek Yargı Organlarımızın ve Üniversiteler Arası Kurulun bu konudaki uyarıları ve kararlı tutumları, hukukun ve bilimin yol göstericiliği olarak değerlendirilmelidir. Türban ‘dayatması'nın ardındaki yol göstericiliğin ise, emperyalizmin güdümünde oluşturulmuş bazı tarikatlara ve mensuplarına ait olduğu açık bir gerçektir. Tüm yurttaşlarımızla birlikte biz üniversite öğretim elemanlarının da, Cumhuriyeti ve onun kurumlarını savunmaya devam edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Çünkü sorun, ülkemiz ve milletimiz için bir varlık-yokluk sorunu haline gelmiştir. Hiç kimsenin gücü, milletimizi parçalamaya, ülkemizi emperyalizme teslim etmeye ve Ortaçağ karanlığına geri döndürmeye yetmeyecektir."

Reklam
Reklam