Türbenin Kubbesindeki 5,5 Asırlık Tarih, 150 Yıllık Uykusundan Uyandı

Bursa Büyükşehir Belediyesince yürütülen Muradiye Külliyesi'nin restorasyonu kapsamında Gülruh Hatun Türbesi'nin kubbesinde bulunan ve üzeri yaklaşık 150 yıl önce sıvayla kapatıldığı belirlenen 5,5 asırlık Osmanlı motifleri, bu bölümdeki çalışmanın bitirilmesi sonucu tamamen gün ışığına çıkarıldı. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Muradiye Külliyesi, Osmanlı sultanlarından 2'nci Murad döneminde 1425-1426 yıllarında inşa edilmeye başlandı. Fatih Sultan Mehmed devrinden itibaren 100 yılı aşkın bir süreçte aşamalar halinde tamamlanan külliyede, 2'nci Murad'ın oğulları Alaaddin ile Ahmed, Fatih'in annesi Hüma Hatun, oğlu Cem Sultan, eşlerinden Gülşah Hatun, ebesi Ebe Hatun üzerine kapatılan sıva ve desenler, raspalama yapılarak çıkarıldıktan sonra bistüri gibi aletler kullanılarak titiz bir çalışmayla temizlendi. Bunun ardından orijinal Osmanlı motiflerinin yıpranan bölümleri, kök boyalarla aslına uygun şekilde onarıldı. Böylece kubbedeki motiflerin tamamı gün ışığına çıkarıldı. Gülruh Hatun Türbesi'nde restorasyonun yüzde 50'si bitirildi. Şehzade Mahmud ile Şirin Hatun türbelerindeki çalışmalarda ise önemli bir aşamaya gelindi. - "Kent ziyneti", dünya turizmine kazandırılıyor Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, AA muhabirine, "Osmanlı Payitahtı" Bursa'daki tüm dönemlerin ve tarihin izlerini birer birer ayağa kaldırarak "müze kent" yolunda önemli mesafeler kat ettiklerini söyledi. Kentin en önemli kültürel miraslarından birinin külliyeler olduğunu ve bu konuda Muradiye Külliyesi'nin öne çıktığını belirten Altepe, "Burada 12 türbe var ve türbelerin yanında külliye var. Camisi, medresesi, imareti, şifahanesiyle önemli bir külliye. Osmanlı'nın ilk dönem mimari tarzındaki 550 yıllık bu eserin tekrar orijinal haliyle ortaya çıkarılması konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi. Restorasyonda görev alan uzmanların, yüzlerce yıl öncesinin orijinal desenlerini, kalem işlerini ortaya çıkardığını dile getiren Altepe, aradan geçen 550 yılda birçok olaylar yaşandığını, depremler meydana geldiğini, Bursa'nın 1855'te yerle bir olduğunu anlattı. Altepe, yaklaşık 150 yıl önce Bursa depreminden sonra bazı tarihi eserlerin elden geçirildiği bilgisini vererek, şöyle devam etti: "150-160 yıl önceki uygulamalarda 'Barok tarzı' dediğimiz, o gün geçerli ve Avrupa'da yaygın olan özellikte işlemelerle tüm buradaki türbeler ve kubbelerindeki 550 yıllık kalem işlerinin üzerleri kapatılmış ve yeni bir tarz oluşturulmuş. Kendilerine göre o gün için güzel bir şey yapmışlar. Tabii ki mevcut, orijinal, özgün hali de bunun altında kalmış. Şimdi bunlar tekrar açılıyor. Binalar baştan elden geçtikten, çatısından temeline, dış cephesinden kapılarına kadar tamamı sağlamlaştırıldıktan sonra artık buradaki ince işler, el sanatları ortaya çıkarılıyor. El emeği ve göz nuru olan bu nakışlar, harika bir eser. 5,5 asırdır hala sanki 8-10 yıl önce yapılmış gibi canlı bir şekilde korunmuş. Bu da her şeyin ne kadar itinalı bir şekilde yapıldığını gösteriyor." Restorasyonlar sırasında 1800'lü yılların ortasında yapılan "Barok" kaplamadan da bir parça bırakıldığını kaydeden Altepe, "kent ziyneti" olarak tanımladıkları bu eserlerin dünya turizmine kazandırılmasını ve ziyarete değer mekanlar halinde sergilenmesini hedeflediklerini sözlerine ekledi.