Her zaman olduğu gibi her noktada kazançlı çıkamazsınız. Bir yerden kazanırken bir yerden de kayıplar vermeniz şart. Güç ve performans kazandıran turbolar bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Peki, turbonun uzun ömürlü olması için nasıl kullanmak gerekir?
Turbo hayatımıza girdiği andan itibaren 1.0lt 3 silindirli motorlardan bile artık 2.0lt atmosferik motorların gücü elde etmek oldukça kolaylaştı. Bunun yanında daha yüksek tork değeri de otomobile sağlanmış oluyor. Somut bir kaç örnek ile açıklarsak; Ford’un 1.0lt 3 silindirli 125ps (170nm), VW’in 1.0lt 3 silindirli 115ps (200nm) ve PSA’nın 1.2lt 3 silindirli 130ps (230nm) turbo-benzinli motorlar iyi örnekler arasında. Bu motorlar güç konusunda kafalarda soru işareti bırakıyor ancak, son dönemde C segmentinde kullanılan düşük hacimli motorlar, kafalardaki soru işaretini siliyor.
Düşük hacimden yüksek güç elde etme, har zamanki gibi motoru haddinden fazla zorlamak anlamına da gelir. Bir nevi motorun sıkıştırılması olan bu işlem sonucu turbo ömrünün kısa olması beklenebilir. Aslında çok haklılar. Ancak turbo yüksek performanstan daha çok hatalı kullanım sonucu daha çok hasar görür. Turbo sistemi standart bir yağlama sistemine sahiptir. Kendine has ve özel bir yağlama sistemine sahip değildir. Bir motor 6000-7000 devir/dakika hıza çıktığında, turbo sistemi içerisindeki türbin ve kompresör 150.000 devir/dakika seviyesinde hızlara ulaşabilir. Bu durumda turbo palleri ve mili aşırı şekilde ısınır. Burada olan en ufak sürtünme, parçanın sıcaklığını maksimum seviyeye taşır. Burada eğer ki motor yağı ile ilgili bir sorun olursa, motordan önce turbo sistemi zarar görürü.
Turbo birkaç noktada yağsız kalabilir. Bunlar farklı zamanlarda karşımıza çıkabilir. İşte bu yağsız kalmadan kaynaklı arızaları tek tek başlık olarak inceleyelim.
Aslında turbo aşınmalarının birçoğu ilk çalıştırma sırasında yaşanır. Özellikle akşamdan sabaha olduğu yerde hareketsiz bırakılan aracın motor yağı süzülerek kartarde birikir. Bunun yanında sıcaklığın azalmasıyla da motor yağı kalınlaşır. Bu iki durumun gerçekleştiği zamanda yağ sabah ilk çalıştırma sırasında motor parçalarına hemen ulaşamaz. Yağsız bir şekilde metalin metale sürtmesi aşınmaları en üst seviyeye getirir.
Turbo motorlarda sorunlar atmosferik motorlardan daha belirgin bir şekilde ortaya çıkar. Turbo sistemindeki pervane ve yataklarını da motor yağı yağladığı için, ilk çalıştırmada kullanılan yağın durumu çok önemlidir. Yukarıda anlattığımız senaryoda yağ bu yataklara hemen ulaşamaz. Bunun devamında pervaneler yağ olmadan yataklarda hareket etmeye başlar. Akabinde aşınma meydana gelir. Zaten turbonun en çabuk aşınan bölgesi yataklarıdır.
Bu yatakların aşınmasını daha da aza indirmek için yapılabilecek bazı küçük adımlar bulunur. Turbonuzun ömrünü bu alacağınız önlemler ile arttırabilirsiniz. Yatakların aşınmaması için aracı çalıştırdıktan sonra 5-10 saniye kadar bekleyin. Daha sonra yola çıkın ve düşük devirlerde seyehat edin. Düşük devirde seyretmek, turbonun dönüşünün mümkün olduğunca olmamasını sağlayacak. Pallerin dönememesi, en azından tam yağlama yapılıncaya kadar büyük önem taşır. Motor düşük devirde seyir halinde motor yağı da kısa sürede ısınacaktır. Kısa sürede ısınan yağ, motorun tüm noktalarına ulaşacaktır. Motor yağı ısındığında artık standart sürüşünüze geçebilirsiniz.
Sisteme yapılabilecek en kötü şey ise yola çıkar çıkmaz yüksek devir ile aracı kullanmak. İlk andan itibaren yapılan yüksek performanslı sürüşler, motordan önce yağsız kalan turboyu etkileyecektir. Yağ ısınıp turboya ulaşıncaya kadar verdiğiniz zarar maksimum seviyede olacaktır. Bu aşınmalardan kaynaklı turbolar 20 bin kilometre sonunda bile arıza çıkarabilir.
Motor yağının turboya ulaşması sonucunda aşınmaları en az seviyeye indirebiliriz. Saba ilk çalıştırmada dikkat ettiğimiz gibi motoru stop ederken de turbonun ömrünü arttırabilmek için bazı dikkat etmemiz gereken şeyler vardır. Motor stop edildiği anda yağlama işlemi biter. Burada motor dursa dahil türbin ve kompresör pervaneleri dönmeye devam eder. Bu bir nevi rüzgar güllerine benzer bir işleyiş tarzına sahiptir. Rüzgar olduğu sürece rüzgar gülü dönmeye devam eder. Rüzgar kesildiğinde ise rüzgar gülü kısa da olsa 1-2 dakika kadar dönmeye devam eder.
Turbo pervanelerinin bu şekilde dönmesi durumu aslında istenmeyen bir işlemdir. Ancak bu durumdan kaçmanız imkansızdır. Turbo yapısı gereği böyle çalışır. Yağlanma olmadan turbo dönmeye devam ederse, türbin ve kompresör mili ile yataklarında aşınmalar meydana gelir. Aşınmaları engellemek için turbonun devrede olmadığı ancak yağlamanın devam ettiği rölanti devirlerinde kalmak gerekir. Bu süreçte turbo mili belli bir zaman sonra duracaktır. Yeterli egzoz gazı alamayan turbonun dönmesi bittikten sonra aracınızı kapatabilirsiniz. Özellikle performanslı ve yüksek devirli bir kullanım sonrasında aracı park ettiniz. Motoru kapatmadan önce 30 ila 60 saniye arası beklemek turbonuzun ömrünü uzatmaya yetecektir.
Turbonuza yapacağınız en kötü işlem ise, performanslı kullanım sonucunda motoru aniden kapatmaktır. Burada 150.000 devir/dakika hıza çıkabilen pervaneler motor kapatıldığı için durana kadar yağsız bir şekilde döner ve mil yatağına hasar verir. Bu kullanım sonucunda turbo 10 Bin kilometre sonrada sorun çıkarabilir.
Turbonun problem çıkarmasına neden olan ilk çalıştırma ve motoru stop etme, türbin ve kompresör pervanelerin yağsız kalması gibi başlıkları yukarıda anlattık. Devamında ise yağın yapısından kaynaklanan sorunlardan bahsedeceğiz.
Motor yağı bir çok noktada görev yapar. Sürtünmeyi azaltmak, sıcaklığı düşürmek, motoru temizlemek, sessiz çalışma ve kompresyon muhafaza motor yağının görevlerinden sadece bir kaçını kapsar. Ancak motor yağının da bir ömrü vardır. Sürtünmeyi azaltma, motoru temizleme ve sıcaklığı düşürme işlevlerinden sonra ömrü daha çabuk dolar. Motor yağlarının kullanım ömrü genellikle 7.500km-30.000km aralığında değişir. Turbolu araçların bu sisteminde kullanılması şart olan yarı sentetik veya mümkünse tam sentetik motor yağlarının ömrü ise genellikle 15.000km-30.000km arasındadır.
Motor yağının kullanım ömrü dolarsa hem yağlama özelliği ve sıcaklığı düşürme etkisi azalır. Ayrıca motorda sürtünme sonucu ortaya çıkan parçalarda bu yağın içinde fazlasıyla bulunur. Yağ bu durumda olsa bile turbo sistemi hala yağlanmak zorundadır. Soğutma özelliğini kaybetmiş yağ ile yağlanan turbo, soğuma konusunda çok başarılı olamaz. İçinde motor aşınma parçaları bulunan yağ turboya girdiğinde mil ve yataklarda aşınmayı arttırır. Yağ bakımını geciktirmek motordan çok turboya zarar verir.
Turbo’nun yağlanmasının motorun yağlanmasından daha önemli bir konu olduğunu bir önceki maddede anlatmıştık. Bu durumda motor yağının da sisteme göre uygun ve hassas olması gerekir. Gerek viskozite değerleri gerekse de yüksek sıcaklıklara dayanan bir yağ olması işleri fazlasıyla kolaylaştırır. Yüksek sıcaklıklarda özelliğini koruyabilen ve daha düşük viskoziteye sahip tam sentetik yağlar turbo sisteminin adeta en yakın dostudur. Bu durumda turbo daha verimli çalışır. Turbolu araçlarda mineral yağ kullanılması çok tavsiye edilmez. En azından yarı sentetik yağ kullanılması üretici tarafından önerilen bir konudur.
Turbo yukarıdaki kullanım tarzlarıyla kullanılmadığında kısa sürede bozulmaya yüz tutacaktır. Peki turboyu motor gibi revize etmek mümkün müdür? Bu soruya cevap tabi ki evet! Turbo orijinal mil ve yataklar ile yeniden revize edilebilir. Maliyetleri ise turbonuzun özellikleri ve tipine göre değişim göstermektedir. Bu fiyat 1000 lira ile 10 bin TL arasında değişim gösterir.