"Turizm, teşviksiz gelişmez"

İSTANBUL (İHA) - Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Başkanı Tavit Köletavitoğlu, turizmin ekonominin bir numaralı lokomotifi olduğunu belirterek, turizm gelirlerindeki düşmenin büyümeyi direkt olarak etkileyeceğini ve teşviksiz bir turizm politikasının olamayacağını söyledi. Köletavitoğlu, Irak savaşı çıkması durumunda zararın 3 - 5 milyar dolar değil, 20 milyar dolara yakın bir rakam olacağını vurgulayarak, "Turizmde 2003 geliri Irak savaşı olmazsa 15 milyar dolar, Irak savaşı çıkarsa gelir yarı yarıya düşer" dedi.

Reklam
Reklam

Turizmle ilgili İHA'nın sorularını cevaplandıran TYD Başkanı Köletavitoğlu, Türkiye'nin Körfez Savaşı'nı takip eden 11 yıl içerisinde 50 milyar dolarlık bir kayba uğradığını hatırlattı.

Turizmin bir olay karşısında hemen birden etkilenip biten bir olgu olmadığına değinen Tavit Köletavitoğlu, "Türk turizminin Körfez Savaşı'ndan sonra zararlarını 3 - 5 milyar dolar civarında rakamlarla ölçen insanlar çok ciddi hatalar yapmaktadır. Çünkü Körfez krizinden sonra gelen yıllarda Türkiye'de fiyatlar yüzde 50 - 60 civarında düşmüştür. Yüzde 60 civarında düşen fiyatların ancak 10 yılda yüzde 10'u telafi edilebilmiş. Dolayısıyla büyük irtifa kaybından dolayı Türkiye'nin geride bıraktığı 11 yılın zararı 50 milyar dolar olmuştur. Bir savaş söz konusu olduğu zaman savaştan sonra da etkilerini hesap etmemiz gerekir. Türkiye turizmi de bugün büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Savaş olursa Türk turizminin zararı 2, 3, 4 milyar gibi rakam vermeler tamamen şaşkınlıktan ve turizmi bilmemekten başka bir şey değildir" diye konuştu.

Reklam
Reklam

LOKOMOTİF SEKTÖR Türkiye'nin turizm gelirlerinin 1989 rakamlarına göre yüzde 40 oranında gerilediğini, bundan sonraki dönemde de savaş ve diğer olumsuzluklar sebebiyle 45 - 50 milyar dolar daha kaybın tahammülü olmadığını vurgulayan Köletavitoğlu, beklenen Irak operasyonunun gerçekleşmesi durumunda ilk 5 yıl içerisinde ülkedeki zararın 5 - 20 milyar arasında değişeceğini söyledi. Turizmin bir lokomotif sektör olduğunun unutulmaması gerektiğine değinen Tavit Köletavitoğlu, "Lokomotif sektörünün durması, Türkiye'nin büyüme ile ilgili hedeflerini saptıracaktır. Türkiye'nin büyümesi turizm, ihracat ve tarım üzerindedir. Tarımda hem yurt içi piyasanın varlığı, hem de dışarıdan turist getirerek tüketici ithal ediyoruz. Eğer turistin gelmesinde bir zafiyet olursa, turizm gelirlerinin düştüğü gibi tarım üretiminin büyümesi de gelişmesini de olumsuz etkiler" dedi. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE) sektörler arasında yaptığı girdi - çıktı analizlerine dikkat edildiğinde turizm konusundaki ağırlığın görüleceğine işaret eden TYD Başkanı Tavit Köletavitoğlu, "Bugün 90 sektör faaliyet içerisindedir. Söz konusu sektörlerin 60'ı turizmle ilgili alanlardır. Yani sektörlerin 3'te 2'si turizmle direkt alakalıdır. Turizmi engellerseniz 60 sektörü direkt olarak olumsuz olarak etkilersiniz. Başka bir hesaplama ile turizm olayındaki yüzde 20'lik düşüş Türk ekonomisinde 'sıfır' büyüme demektir" diye konuştu. Irak savaşının çıkması durumunda bölgesel turizm taleplerimizin başka ülkelere kayabileceğine dikkat çeken Tavitoğlu, Türkiye'nin o zaman daha az ihracat yapabileceğini, ülkeye daha az sayıda turist çekebileceğini ve dolayısıyla ihracatın olumsuz yönde etkileneceğini kaydetti.

Reklam
Reklam

"2002 YILI BOŞ GEÇTİ" 2002 yılında turizm ile ilgili olarak işin özüne inilemediğini belirten Tavitoğlu, bu alanda yapılan en iyi şeyin tanıtma bütçesinin iyi kullanılması ve Turizm Bakanlığı'nın yerel envanter açısından çalışması olduğunu söyledi. Turizm Bakanlığı'nın diğer bakanlıklarla koordineli şekilde yürütmesi gereken işlerin koalisyon gelenekleri içerisinde hiçbirinin gerçekleştirilemediğine işaret eden Tavitoğlu, "Bayındırlık Bakanlığı ile koordinasyon kurulamadığı için turizm yörelerinde alanlarla ilgili planlama çalışmaları yapılmadı. Turizm projeleri üretilemedi, arazi tahsisi yapılsa bile bunun sistemleri ve ilkeleri belirlenemedi. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nda ilişkiler uzak yapıldığından turizm yörelerinde İller Bankası ile belediyeler bağlantılı ortak çalışmaları olmadı. Dolayısıyla hem üst hem de alt yapı çalışmaları geliştirilemedi. Kültür Bakanlığı ile bakanlıklar arasındaki koordinasyonsuzluğu sebebiyle turizme kültür unsurlarının katılması konusunda büyük sıkıntılar yaşandı. Kültür unsuru olan tarihi mirasımız Kültür Bakanlığımız koruması altındadır. Ama koruma - kullanma konusundaki koyu taassubu aşmakta zorlanıyoruz. Kültür Bakanlığı'nın yaptığı iş bazı alanları belirleyip bir doğal SİT alanı ilan edip o yöreyi korumak değil, o yörenin gelişmesini önlemek ve sorumsuz davranmaktır" dedi.

Reklam
Reklam

TURİZM ALANLARI ÜRETME Çevre Bakanlığı'nın da turizm alanları üretme konusunda büyük engeller ortaya çıkardığını hatırlatan Tavit Köletavitoğlu, Orman Bakanlığı'nın da bazı alanların turizme açılması konusunda gösterdiği tutum sebebiyle mevcut potansiyellerin değerlendirilemediğini belirtti.

Turizmde bugün hala tahsis, irtifak hakları ve irtifak bedelleri gibi problemlerin olduğuna değinen Köletavitoğlu, Maliye Bakanlığı ile turizme yönelik olumlu çalışmalar içerisine girdiklerini ancak diğer bakanlıkların da devreye girmesi gerektiği için işlerin bir türlü istenilen seviyeye gelemediğini söyledi. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı arasındaki Vasıflar Yönetmeliği probleminin hala çözülemediğini hatırlatan Tavitoğlu, "Maalesef turizm yatırımcıları, turizm sektörü bakanlıklar arasında bir pinpon topuna dönmüştür. Turizm, koalisyon geleneği sebebiyle partiler ve bakanlıklar arasındaki taassupta takılıp kalmıştır. Türkiye'de 10 yıllık koalisyon geleneği içinde Turizm Bakanlığı'nın yapması gerekenler Turizm Bakanları ellerinden geleni yapmışlardır. Ama bir yere kadar yapmışlardır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

2002 yılındaki yapılan çalışmalardan hiçbir sonuç alamadıklarını, 2002 yılının yasal mevzuat açısından ve yerel - sivil inisiyatifin öne çıkarılarak turizm sektörünün kendi meselelerine sahip çıkması mekanizmasının çalıştırılamadığını belirten Tavitoğlu, "Sonuç alınamamasının nedeni de turizm sektörünün içinden tek temsilci ben kalayım iddiasındaki kuruluşlardır. Bunlar turizme bilerek hasar veriyorlar" dedi.

"POTANSİYEL VAR, BÜYÜME YOK" Türkiye'deki turizm talebinin dünya toplam talebinden çok daha fazla geliştiğine dikkat çeken TYD Başkanı Tavit Köletavitoğlu ancak alınan rakamların yetersiz olduğunu söyledi. Köletavitoğlu, "Deniz, kum ve güneş destinasyonu açısından Türkiye sıradan büyük bir ülkedir ama deniz, kum ve güneş dışındaki faktörler açısından tarih, kültür, folklor, termal, dini faktörler gibi değerler açısından dünyanın imrendiği bir ülkedir. Anadolu'daki kültürel ve doğal değerler ve bu değerlerin üzerine bütün dünyayı insanını imrendiren genç nüfus Türkiye'yi bir numara yapmaktadır. Bu genç potansiyele göre büyüme yavaştır. Turizmi diğer sektörlerden daha fazla büyüyen olarak yorumlarken birisi Türkiye'nin potansiyeli çok çok büyüktür. İkincisi rakamlarımız küçük olduğu için büyüme yüksek oranda gibi gözükmektedir. Bir İspanya'nın turizmi aynı oranda her sene Türkiye kadar turist alması gerekir. Ama bizim turist sayımız küçük olduğundan sanki çok büyümüşüz gibi görünüyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"KÖHNE VE EKSİK MEVZUAT"
Türk turizminin en büyük probleminin köhne ve eksik bir mevzuat yapısına sahip olması olduğuna işaret eden Tavit Köletavitoğlu, "Köhne olan 30 yıl önce çıkarılmış seyahat acenteleri birlik yasasıdır. Tamamen merkeziyetçidir. Tamamen karar verme ve denetim ve hesap verme mekanizmaları kapalıdır. Devlet vesaitine açıktır ve devlet vesaitine olmadığı için keyfi bir yasadır. Keyfiyete imkan veren bir yasadır. Yerel ve sivil inisiyatifi dikkate almadığı için atama ile sorunların çözülmesini istediği için köhne bir yasadır. Yine turizmi teşvik yasası 20 sene önce çıkarılmıştır. Düzenlemelere ihtiyacı vardır. Bakanlıklar arasındaki koordinasyonla çalışabilmesi için bazı rötuşlara ihtiyaç vardır. Bakanlığın teşkilat kanunun da yine günün şartlarına göre çıkarılması lazım. Bu kanunlar çıkarılsa bile hala turizmin hala büyük eksiklikleri vardır" dedi.

Konaklama sektöründe de hala doğru dürüst bir yasanın olmadığına dikkat çeken Tavitoğlu,

Reklam
Reklam

"Akdeniz çanağında otelcilerin konaklama sektöründe yasasının olmadığı tek ülke Türkiye'dir. Söz konusu yasanın çıkmaması için turizmin içinden ve dışından bazı unsurlar maalesef Türk turizmine ve ekonomisine ciddi zararlar vermektedir. Turizmin içerisinde olup maalesef bu yasaların çıkmaması için inanılmaz bir lobi çalışması yapmaktadırlar ve bazı kesimleri de yanıltmaktadırlar. Bunları hükümete önümüzdeki günlerde hükümete bunları anlatacağız" diye konuştu.

"TEŞVİKSİZ TURİZM OLMAZ" Akdeniz çanağında turizmi teşvik edilmeyen tek ülkenin Türkiye olduğuna değinen Tavit Köletavitoğlu, "Merhum Turgut Özal turizmi teşvik ederek şu andaki tesisleri ortaya çıkardı. Teşvikler 1992'de fiilen, 1994 yılında resmi yazı ile kaldırıldı. Onun yerine bir daha koyamadılar. Bugün Akdeniz çanağında turizm ülkesi olup da turizmden gelir sağlayıp ekonomisini düzeltmek durumunda olup da turizmi teşvik edilmeyen tek ülke Türkiye'dir. Bunun mutlaka giderilmesi lazım. Çünkü özellikle Yunanistan, Tunus, Mısır ve İspanya gibi rakiplerimiz açısından olumsuz bir durum oluşturuyor. Rakiplerimize burada koz verdiğimiz için maalesef yerli ve yabancı sermaye de turizme yatırım yapamıyor. Birileri çıkıp bilmeden, cahilce Türk turizminin teşvike ihtiyacı yoktur gibi sözlerle efelik yapmak ben hiçbir şey bilmiyorum, ben dünyayı bilmiyorum, ben rekabet koşullarını bilmiyorum demektir. Zaten onlar biliyorlar da puan kazanmak için efelik yapmaya çalışıyorlar. Dünya ve rakiplerimize ve Türk turizminin büyük potansiyeline bakarak teşvik olmadan bu turizmin gelişmesinin şansı yoktur diyorum. Teşvik açısından da maalesef 2002 yılında bir şey yapılamamıştır" dedi.

Reklam
Reklam

"TEK PARTİDEN ÜMİTLİYİZ"
Türkiye'nin 3 Kasım seçimleri ile birlikte sandıktan tek parti iktidarını çıkardığını, bu sonuçtan her kesim gibi turizm sektörünün de memnun olduğuna işaret eden TYD Başkanı Tavit Köletavitoğlu, "Tek parti iktidarının turizmin problemlerini doğru anlayıp doğru yapabileceğine inancımız var. Beklentimiz o yönde. 2003 yılındaki beklentiler de 2002 yılında yapılamayanların 2003'te yapılmasıdır. Turizm sektörünün kuruluşları bir araya geldik. Turizm Sektör İşbirliği Konseyi'ni kurduk. Turizm Sektör İşbirliği Konseyi'ni, turizm sektöründe çeşitli nedenlerle elini taşın altına koyanlar, yani risk alanlar bir araya gelerek kurmuştur. Risk alanlar yani konaklama tesisleri yapanlar, termal tesisleri kuranlar, yeme-içme tesisleri yapanlar, otelciler, tur operatörleri, marina işletmecileri, rehberler, deniz turizmi birliği bir araya gelerek konularımızı sayın bakana problemlerimizi anlattık. Ama bu sayın bakanın ilk günlerindeydi. Koşuşturması çoktu. Yeniden hükümete giderek bir seferberlik anlayışı içinde hükümete bütün problemlerimizi anlatacağız ve çözüm isteyeceğiz" ifadelerini kullandı.